Hurşit Külter, dokuz gün önce Şırnak’ta kayboldu. Tanıklıklar gözaltına alındığı yönünde. 32 yaşındaki Külter’in akıbeti için aile zaten hayatın durma noktasında olduğu Şırnak’tan sonuç alamayınca siyasi partilerin (CHP, HDP) kapısını çalmış. Şırnak Valiliği’nden dokuz günün sonunda gelen tek açıklama “Gözaltında değil.” olmuş, aileyi ve kayıp yakınlarını endişelendiren bu söz 90’lardan kalma bir gözaltında kayıp klasiği.
Adalet sağlanamadığı sürece ona duyulan ihtiyaç daha da artıyor. Türkiye 100’lerce gözaltında kayıp vakasında on yıllar içinde hiç bir sonuç alamamış bir ülke. Bugün Türkiye 90’larda kalan bir durumla yeniden karşı karşıya, gözaltına alıp kayıp etme.
Külter’i arayan ailesinin çığlığı ise bugün Galatasaray’da kayıp yakınlarının eyleminden duyuldu. Eylemin ardından Hurşit Külter ile yaşananları, Sebla Arcan’la hukuki süreci konuştuk.
Cihat Külter Şırnak’ta son dönemde duran gündelik hayatı ve Abi’sinin durumunu anlattı. Sebla Arcan, sürecin 90’larla kıyaslandığını oysa daha kötü koşullarda olduğumuzu şu örneklerle sıraladı:
“90’larda kayıp yakınları adliyelere gidip, savcılarla yüzyüze konuşabiliyor, suç duyurusunda bulunabiliyorlardı. Şırnak’ta 83 gündür sokağa çıkma yasağı var, insan hakları dernekleri, avukatlar Şırnak’a giremiyor. 90’lardan çok daha kötü günler yaşanıyor. Adım başı güvenlik görevlisi olan ülkede, devletten habersiz kuş uçmayan ülkede, bir adam nasıl kaybolur?”
