Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Devşirme atletler” tartışması büyüyor

“Devşirme atletler” tartışması büyüyor

Ali Emre Mazlumoğlu & Emrecan Kaya

6-10 Temmuz tarihleri arasında Amsterdam’da düzenlenen Avrupa Atletizm Şampiyonası Türkiye adına yeni bir tartışmayı başlatmış görünüyor. Genel olarak spor basını alınan madalyalara ve tarihi başarıya odaklanırken içeride Etiyopya, Kenya, Jamaika, Küba, Güney Afrika, Azerbaycan ve Ukrayna’dan devşirilen sporcuların Türkiye atletizmine ne fayda getireceği tartışılıyor.

Türkiye, şampiyonayı 4 altın, 5 gümüş ve 3 bronz ile toplamda 12 madalya ile dördüncü sırada tamamladı. Kadınlar 3000 metre su engelli yarışında Özlem Kaya’nın, gülle atmada Emel Dereli’nin aldığı bronz madalyaların dışındaki bütün madalyalar devşirilen sporculardan geldi.

2014 yılında Zürih’te yapılan bir önceki organizasyonda Türkiye madalya sıralamasında sonuncu olmuş, sadece 10000 metrede Ali Kaya’nın aldığı bronz madalyayla kalmıştı. Bu yıl yakalanan bu başarı ve yabancı kökenli atletlerin başka ülkeler adına da koşması Avrupa’da da bu uygulamaların ne kadar sağlıklı olduğu tartışmasını kızıştırmış durumda. Geçtiğimiz günlerde bu tartışmalara katılan Avrupa Atletizm Federasyonu Başkanı Svein Arne Hansen birçok insanın atletlerin kendi ülkelerini değiştirerek başka ülkeleri temsil etmesini tartıştığını belirterek “Bu konuyu Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği’nin ilk toplantısında gündeme getireceğim. Uyruk değişiminin ve düzenlemede buna ilişkin belirtilen sürenin uygun koşullarına daha yakın şekilde bakılmalı” dedi.

İngiliz The Telegraph Gazetesi yazarı Ben Bloom ise yazısında bu uygulamayı eleştirerek Türkiye’nin durumunu şöyle ele aldı: “Bu hafta yapılan Avrupa Şampiyonasında Türkiye’yi temsil eden atletlerin çok büyük kısmı başka ülkelerde doğup büyümüş ve Türkiye’ye adımını dahi atmamış isimler. Türkiye adına yarışmaya başlamadan önce haritayı ellerine aldıklarına ülkenin yerini bulabilecekleri bile şüpheli.”

74cf438f1b010ba42d0ba7aa83188b7e_20160708_2_17916918_12049004_webjpg
Yasmani Copello Escobar, erkekler 400 metre engellide altın madalya aldı.

Sorun para ile kısa yoldan başarının hedeflenmesi

Bu eleştirel yazının ardından Bloom’a ulaşarak kendisine bazı sorular yönelttik:

Türkiye’de atletizme ilginin az olduğunu düşünürsek, bu tip başarılar ilgiyi arttırabilir mi? Bu sizce doğru bir yöntem mi?

Bloom: Eğer bir atlet bir başka ülkenin atleti olmak için vatandaşlık alıyorsa ve orada antrenman yapıyorsa bu atletizm kültürünü inşa etmek için iyi bir yol. Ancak bir ülke kendi bayrağı altında yabancı atletleri alarak yukarından atletizm kültürü inşa etmemeli. Aksine en alttan çalışıp, tesislerini ve kulüplerini geliştirip daha fazla insanı spora katacak bir kültür geliştirmeli.

O zaman Kenya, Jamaika gibi ülkelere şampiyonlarda uygulanan kotalar bu sorunun diğer bir tarafını oluşturmuyor mu? Yetkililer bu konuda ne yapabilir?

Bloom: Büyük uluslararası yarışmalar her bir ülke için atlet sayısı konusunda kota uyguluyor, aksi takdirde uzun mesafe koşuları Kenyalılar ve Etiyopyalılar tarafından, sprint koşuları Amerikalılar ve Jamaikalılar tarafından domine edilebilir. Çok insanın kota sisteminin kaldırılmasını önereceğini düşünmüyorum.

Peki devşirme uygulamaları için nasıl bir düzenleme öneriyorsunuz?

Bloom: Bir yıl kesinlikle başka bir ülke adına yarışmak için yeterli bir süre değil ve Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği bunun farkında. Bir an önce düzenlemeleri değiştirmenin yollarına bakıyorlar çünkü Türkiye adına yarışan yabancı uyruklu atletlerin durumu onlar için kaygı verici. Zaman diliminin daha uzun olması gerektiğini düşünüyorum. Devşirmeye izin verilmesi için ikametgâh ve başka türlü somut bir bağlantılar olması gerekli.

Bu konu tartışılırken bazı ırkçı yorumlar ortaya çıkıyor. Bu tartışmaları yaparken atletleri korumamız gerekmiyor mu?

Bloom: Yazımı eleştiren Türklerin çoğu beni ırkçılıkla suçluyordu ki bu kesinlikle yanlış. Ben aslında farklı dinlerden ya da etnisitelerden sporcuların diğer ülkeler için yarışmasını sakıncalı bulmuyorum. Benim sorunum bir sporcunun başka bir ülke adına yarışmasının tek sebebinin para olması. Bu yöntem kısa yoldan başarıya ulaşmak anlamına geliyor ve bu yöntemi uygulayanlar cesaretlendirilmemeli. Bu konunun ırklarla hiçbir ilgisi yok.

2
Jak Ali Harvey, erkekler 100 metrede gümüş madalya aldı.

 

Doping savaşından ağır yaralı çıktık

Türkiye’de atletizmi yakından takip eden deneyimli gazeteci Murat Ağca ile de konuyla ilgili olarak konuştuk. Özellikle son yıllarda doping nedeniyle pek çok sporcumuzun yarışamadığından bahseden Ağca şöyle devam etti: “Türkiye kendi yetiştirdiği sporcuları dopinge kurban verdi. Bu doping savaşından ağır yara ile çıkmış durumundayız. Dolayısıyla devşirme sporcuların başarıları ön plana çıkıyor. Bu bir süreç, bu durum atlatıldıktan sonra bir denge sağlanacak ve bu meseleyi daha az konuşuyor olacağız.”

Özellikle altyapılarda ciddi çalışmalar yapıldığını ve bunun meyvesinin zaman içinde alınacağını söyleyen Ağca, “Şimdi dengeyi tutturursak eğer, faydası olur tabii. İleride ise bu sporcular bilgileriyle antrenör olarak da fayda sağlayabilirler. Ama tamamen devşirme sporcu politikası doğru olmaz. Kısa vadede bir getirisi olur ancak uzun vadede sporcu yetiştiremediğiniz algısı doğar ki bu doğru değil” dedi.

3
Yasemin Can, kadınlar 5 bin ile 10 bin metrede altın madalyaya uzandı.

Kamuoyunda Avrupa Şampiyonası’nda madalya kazanan atletlerin tanınmamasında spor medyasının futbola çok geniş yer vermesinin rolünün altını çizen Ağca, devşirme sporcuların yarıştıkları ülkelere daha fazla uyum göstermeleri gerektiğine değindi:  “Yeni gördüğümüz devşirme atletlerimizin bir kısmı henüz kısa bir süredir Türkiye vatandaşı ve bir anda madalyalarla gündeme geldiler. Dolayısıyla ne tanınıyorlar, ne burada ikamet ediyor, ne de burada antrenman yapıyorlar. Vatandaşı oldukları ülkeye bir vatandaşlık bağları yok.”

Avrupa atletizmi ve Türkiye için bu uygulamalar yakın vadede tartışılmaya devam edeceğe benziyor. Her ne kadar Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından bu uygulamalar savunulsa da tartışmaların sonunun yeni bir düzenlemeye varacak olması muhtemel.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.