Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Fransa’da Hollande’ın ikinci kez aday olmayacağını açıklaması şaşırtmadı

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Nisan ayında yapılacak seçimlerde aday olmayacağını açıkladı. Dün Elysée Sarayı’ndan canlı yaptığı açıklamada duygusal ve solgun olduğu gözlenen Hollande, Fransa solunun karşı karşıya olduğu sorun ve sıkıntıların farkında olduğunu belirtti.

Hollande, yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Yeterli desteği alamayacak olmamın getirdiği risklerin farkındayım. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmamaya karar verdim. Tek önceliğim bu ülkenin çıkarlarıdır. İktidarda olduğum süre bana tevazuyu öğretti.”

Yapılan son anketlere göre yönetimine verilen destek oranı yüzde 4’e kadar düşen Hollande’ın yarışa tekrar girmemesi sürpriz olmadı.

Hollande, bu kararıyla İkinci Dünya Savaşı’ndan beri tekrar aday olmayan ilk cumhurbaşkanı oldu. Hollande’ın eski partneri ve çocuklarının annesi olan Ségolène Royal’in de Hollande’a aday olmamasını telkin ettiği söyleniyor.

Geçtiğimiz hafta Hollande’ın cumhurbaşkanlığını “acınası” olarak nitelendirmiş olan merkez sağın cumhurbaşkanı adayı François Fillon, aday olmayacağı açıklamasının ardından, Hollande’ın cumhurbaşkanlığının “siyasi fiyasko” ile sona erdiğini söyledi.

Hollande’ın kararının ardından Fransa solunun kimi aday çıkaracağı tartışmaları tekrar gündeme taşındı. Ocak ayında yapılması beklenen temayül yoklamasında öne çıkması olası birkaç aday var.

Solun muhtemel adaylarının başında, solun sağa yakın reformist başbakanı Manuel Valls geliyor. Anketlere göre Valls’a destek oldukça yüksek. Bir diğer olası aday ise Hollande’ın iş dünyası yanlısı siyasetine sert eleştiriler getiren Ekonomi eski Bakanı Arnaud Montebourg. Bu iki ismin yanı sıra; yine Hollande’ın iş dünyası yanlısı reformları yüzünden 2014’te kabineden istifa eden Eğitim eski Bakanı Benoît Hanon, Fransa sağını ve solunu bir “demokratik devrimde” birleştirmeyi amaçlayan “En Marche” hareketinin lideri Emmanuel Macron ve Sol Cephe’nin lideri Jean-Luc Mélenchon da öne çıkan isimler arasında.

Avusturya’da cumhurbaşkanlığı seçimi

Avusturya’da bu Pazar başkanlık seçiminin ikinci tur oylaması yapılacak. Aslında 22 Mayıs’ta yapılan ikinci tur seçimlerinde Yeşiller’in adayı Van der Bellen yüzde 50.3 oy alarak seçimi kazanmıştı. Ancak 8 Haziran’da FPÖ (Avusturya Özgürlük Partisi) Genel Başkanı Heinz-Christian Strache yapılan seçimlerin yasalara uygun olmadığına dair 152 sayfalık başvurusunu Anayasa Mahkemesi’ne sunmuştu.

30 binden fazla oyun doğru sayılmadığı, 50 binden fazla oyun yetkisiz kişilerce sayıldığı ve yaklaşık 500 bin oyun geçersiz olduğu yönünde yapılan itiraz Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmiş ve ikinci tur oylaması iptal edilmişti.

Seçimde sağ popülist, milliyetçi, muhafazakâr ve göç karşıtı Avusturya Özgürlük Partisi’nin adayı Norbert Hofer ile Yeşiller’in adayı Alexander Van der Bellen yarışacak. Temmuz ayından beri yapılan anketlerin çoğunda Hofer önde gözüküyor ancak iki adayın arasındaki fark sadece 2-3 puan civarında.

İtalya Anayasa’yı oyluyor

Bu Pazar günü Avrupa’da yapılacak bir diğer seçim ise İtalya’daki Anayasa değişikliği referandumu. Merkez solcu Başbakan Matteo Renzi’nin hazırladığı teklifle mevcut Anayasa’nın yaklaşık üçte birinin değiştirilmesini hedefleyen paket parlamentodan çok az bir farkla geçmişti. Bu nedenle değişikliklerin yasalaşması için halk oylamasına gidiliyor.

İtalya’nın halen yürürlükte olan 1948 Anayasası’na göre yasama erki, eşit güce sahip  iki meclisten oluşuyor: Temsilciler meclisi ve Senato. Anayasaya göre; herhangi bir yasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi için her iki organın da onayı gerekiyor ve bu da yasal düzenlemeleri yürürlüğe sokmayı zorlaştırıyor ya da yasalaşmanın çok zaman almasına neden oluyor.

Birçok alanda, özellikle de ekonomide bir dizi reformu hızlıca yürürlüğe sokmayı hedefleyen Başbakan Renzi’nin desteklediği Anayasa değişikliğine göre Senato’nun gücü çok azalacak ve üye sayısı 315’ten 100’e düşürülecek. Üyeleri, bölgesel meclislerden seçilecek olan Senato, yasa değişikliklerinde söz sahibi olmayacak ancak diğer anayasal reformlar ve AB anlaşmalarının onaylanması gibi önemli konularda ağırlığını koyabilecek.

Referandum için hayır kararı çıkarsa istifa edeceğini açıklayan Renzi, farklı kesimler tarafından faşizme yol açabilecek bir anayasa değişikliğini halka sunmakla suçlanıyor. Geçtiğimiz aylarda anketlerde Renzi’ye destek önde gözükürken, Kasım ayındaki yoklamalarda, referandumda hayır diyeceğini söyleyenler öne geçti. Ancak yine anketlere göre İtalyan seçmenlerin dörtte biri kararsız. Bu nedenle, referandum sonucunu kararsızların oyları belirleyeceğe benziyor.

Referandumun olası bir başka sonucu ise; hayır çıkması durumunda Renzi’nin istifasıyla erken seçime gidilmesi. Bu durumda da son yıllarda aldığı destek gittikçe artan popülist Movimento 5 Stella (5 Yıldız Hareketi) partisinin iktidara yükselmesi gündeme gelebilir. Zira, son anketlere göre 5 Yıldız Hareketi’nin desteği yüzde 35’e kadar yükselmiş durumda.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.