Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yanis Varoufakis: Trump, Ejderha ve Minotaur

Trump, Ejderha ve Minotaur

Yanis VaroufakisProject Syndicate – Çeviri: Uğur Aytun

Eğer Donald Trump’un bildiği bir şey varsa, o da iflasın ve finansal geri dönüşümün önemidir. Yüklü miktarda borç silme ve yükümlülüklerden varlık yaratım süreçlerini takiben stratejik temerrütler yoluyla başarı elde etme konusunda her şeyi biliyor olmalı. Ancak o gelişmekte olan bir ekonominin borcu ile büyük bir ekonominin borcu arasındaki derin ayrımı idrak edebiliyor mu? Ve Çin’in özel borcunun küresel ekonominin altındaki bir barut fıçısı gibi durduğunu farkında mı? Birçok şey bunları bilip bilmediğine dayanıyor.

yanis-varoufakis2
Ocak 2015 genel seçimlerinde, SYRIZA partisinin iktidara gelmesinin ardından Yunan parlamentosuna seçilen Yanis Varoufakis, 27 Ocak 2015 tarihinde Aleksis Çipras’ın yeni hükümetinde Maliye Bakanı olarak göreve başladı. 5 Temmuz 2015’de yapılan referandum ardından istifa etti.

Trump yerleşik düzenin (establishment) 2008 öncesi yükseliş ve 2008 sonrası resesyonunu muazzam bir şekilde kötü yönetilmesi sonucu oluşan hoşnutsuzluk dalgasıyla seçildi. İmalat sanayiindeki işleri geri getirmek için yurtiçi teşvikler ve korumacı ticaret politikalar vaadi onu Beyaz Saray’a taşıdı. Bu vaadini yerine getirip getiremeyeceği, Amerika’nın “güzel eski günlerde” ve günümüzde oynamaya alışık olduğu rolü ve Çin’in önemini anlamasına bağlı.

1971’den önce, ABD küresel hegemonyası, diğer kapitalist ülkelere karşı sahip olduğu ve bir kısmının Avrupa ve Japonya’da geri dönüştürülerek dengelemeye yardımcı olan cari işlemler fazlasına dayandırılırdı. Bu süreç her yerde ekonomik istikrarı ve keskin bir şekilde azalan eşitsizliği de beraberinde getirdi. Ancak Amerika açık veren pozisyona doğru kaydıkça, bu küresel sistem artık bu fonksiyonunu yerine getiremiyor, “Küresel Minotaur” olarak adlandırdığım bir yeni bir aşamaya geçiyordu.

Antik mitolojiye göre, Girit Kralı Minos, hegemonyasını kendi sarayında hapis tutulan canavar Minotaur’a borçludur. Doymak bilmez iştahı ancak insan eti ile giderilebildiğinden –ve bu sayede Minos’un hükümdarlığı da sağlama alınmış olur-, Minotaur’un derin yalnızlığı sadece dört bir yanda duyulan bir korkudur. Bu yüzden gençlerle dolu bir gemi düzenli olarak Atina’dan Girne’ye doğru canavara insani haracını teslim etmek üzere yelken açar. Tüyler ürperten bu ritüel Girit Barışı’nı (Pax Cretana) ve Kral’ın hegemonyasını korumak için bir gerekliliktir.

1971’den sonra ABD hegemonyası böyle bir benzerlik süreciyle büyümüştür. Minotaur dünyanın artan miktardaki net ihracatını yiyip bitiren ABD ticaret açığından başka bir şey değildir. Hızla artan bu ticari açık, küresel Minotaur’a verilen haracın modern bir formu olarak, uzaktaki fabrikaların yabancı (ve sıklıkla ABD’li) sahipleri tarafından Wall Street’e giren milyonlarca dolar günlük net akışla finanse edilmektedir.

Açık daha fazla büyüdükçe, küresel Minotaur’un Avrupa’nın ve Asya’nın sermayesine olan iştahı da arttı. Minotaur’u gerçekten küresel yapan onun işleviydi: finansal sermayesinin (kârlar, tasarruflar ve fazla para) geri dönüşümünü sağladı. Göz alıcı Alman fabrikalarını meşgul tuttu. Önce Japonya’da ve daha sonra Çin’de üretilen her şeyi yiyip bitirdi. Ancak aynı zamanda, Wall Street de egzotik finansal enstrümanlarla bu sermaye girişlerini nasıl etkin bir şekilde kullanacağını ve güçlendireceğini de öğrenmişti. Finansallaşmanın önündeki engeller sonuna kadar açıldı ve dünya adeta borçlara boğuldu.

2008 Sonbahar’ında, Minotaur, iştahının bir sonucu olarak özel sektör borcunun duvarına çarptıktan sonra hayati bir şekilde yaralandı. Fed ve Hazine, 1970’lerden beri güçsüzleşen Amerikalılar uğruna, ABD piyasalarını tekrar yüzdürmeye çalışırken, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı: Wall Street’in küresel geri dönüşüm döngüsünü devam ettirme kapasitesi yok olmuştu. ABD bankacılık sektörü artık Amerika’nın ikiz ticaret ve bütçe açığını, dünyanın geri kalanının net ihracatını sürdürerek iç talebi yeteri kadar finanse etme amacı için dizginleyemiyordu. Bu andan itibaren, dünya ekonomisinin eski dengesini yeniden elde etmek imkânsız hale gelecektir.

Minotaur’un hayati yaralanışından sonra, Amerika, yalnızca yeni bir Büyük Buhran’dan kaçınmak için yardımcı olan Fed ve Hazine’ye sahip değil. ABD aynı zamanda ejderha tarafından kurtarıldı: ABD’de ve Avrupa’da harcamalardaki küçülmenin yarattığı durgunluğu toparlamak için iç yatırımları eşi görülmemiş seviyeye çıkartan Çin hükümeti. Uzun yıllardır, Çin resmi ve gölge bankalarına zincirlerini koparırcasına, hatta dolar cinsinden ödünçlerin dışarı çıkarılarak Fed’in kolay para cömertliğinden yararlanmasına izin vererek, kredi yaratmalarının önünü açtı. Kısaca, Minotaur’un artık başaramadığı durumlarda Ejderha Batı’yı yeniden dengelemeye adım atmış oldu.

Çin’in liderleri yaptıkları şeyi biliyordu. Eylemlerini bir araya getirerek Avrupa ve ABD’ye bir şans vermek için sürdürülemez bir yatırım balonu yaratıyorlardı. Ne yazık ki, Başkan Obama ve Cumhuriyetçilerin kontrolü altındaki Kongre arasındaki açmaz ve yeniden bahsedilemeyecek kadar can sıkıcı nedenlerden ötürü Avrupa bu şansı kullanamadı. Ve 2015’te olumlu rüzgar estiğinde, emtia fiyatları düşerken artan ABD faiz oranları ile birlikte, Çin bir kez daha kredi yaratmak zorunda kalmıştı.

Bugün, Çin’in kredi hamlesi, neredeyse, Bear Stearns, Lehman Brothers ve geri kalanlarının 2007 yılında yaptığı kadar kötü nitelikte paralellik taşımaktadır. Dahası, Renminbi oldukça aşırı değerli olduğundan, şirketler dolar cinsinden borçlarını erken geri ödemek için döviz kurlarında aşağı yönlü bir baskıya yol açacak şekilde dolar ödünç alıyorlar.

Trump’un 1970’lerden beri durumları kötüleşen vatandaşlarına fark edilebildiği kadar yardım etme planının yurtiçi teşvikler, tarifeler ve kotalar tehdidi altında iki taraflı ticaret anlaşmaları olmak üzere iki boyutta olduğu görülüyor. Ancak Çinlileri Renminbi’yi yeniden değerlemeye zorlayarak ve tarife tehditlerini kullanarak onlarla sert bir oyuna giriştiği taktirde, Çin’in özel sektör borç balonunu patlatabilir ve bu süreç başlatacağı herhangi yurtiçi teşvikleri bastırıcı kötü sonuçlara yol açabilir.

Bu durumda, Trump’un altyapı harcamaları, yok sayılamayacak çarpan etkisine sahip, daha çok şirket refahına dönüşecektir. Daha sonra, ABD faiz oranları üzerindeki panik ve federal bütçe patlamaları hükümetin halihazırdaki fonlanmamış taahhütleri (örneğin, Sosyal Güvenlik) üzerinde baskı uygulamaya başladıkça, kemer sıkma önlemleri gündeme gelecektir.

Eğer Trump orta vadede başarı şansı elde etmek istiyorsa, yalnızca ABD değil, yapılandırılması gereken Çin’in özel sektör borcunu da dikkatle izlemelidir. Aksi taktirde, ABD hazine bonosu getirileri tavan yapabilir ve ABD borç sürdürülebilirliği bundan ağır bir biçimde etkilenebilir.

Benzer şekilde, Trump, Ronald Reagan’ın finanse edilmemiş teşviklerini taklit ederek Amerika’yı yeniden büyük yapamayacağını anlamalıdır. Bu aldatmaca Minotaur zincirlendiğinde ve beslendiğinde iyi çalıştı, ancak ejderhanın ateşi tükendiğinde işe yaramayacaktır. Bunun yerine, Trump gerçekten büyümenin sıkça söz verdiği yüzüstü bırakılmış insanlara yarar getireceği bir ABD ekonomisi istiyorsa, Franklin D. Roosvelt’i taklit etmeli ve Keynes’in Bretton Woods önerisini takip etmelidir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.