Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hamid Dabashi: “İstanbul Geçmişimizdi, İstanbul Geleceğimiz”

Bu saldırı İstanbul’un simgelediği hoşgörü kültürüne, Müslüman ülkelerin çeşitliliğine yapılmıştır.

Hamid Dabashi – Al Jazeera – Çeviri: İlker Kocael

 

İstanbul’u kaç kez ziyaret ettiğimi ya da orada neden kendi evimdeymişim gibi hissettiğimi ben bile unuttum. Son defa orada bulunduğumda Brezilya’da 2014 Dünya Kupası maçları oynanıyordu; ziyaretim çoğu kişinin oruç tuttuğu Ramazan ayına denk gelmişti.

Taksim Meydanı yakınlarında bir kafe/barda oturduğumu, Almanların Brezilyalıları perişan ettiği bir maçı izlediğimi hatırlıyorum, tabii etrafımdaki Türk, Arap, Alman, Fransız, Brezilyalı, İranlı ve Rus taraftarlarla birlikte.

Kadınların ister örtülü ister örtüsüz dilediği gibi giyindiği, rahatsız edilmeden sokakları arşınladığı bir İslam şehrinde bulunmak müthiş bir keyif veriyordu.

Onların yanında Avrupalı ziyaretçiler vardı, Arap ve Müslüman dünyanın farklı ülkelerinden turistlerle omuz omuza. Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca ya da Rusça işitebildiğiniz ölçüde Türkçe de işitmek mümkündü. İşte bu gerçek İstanbul’du ve hâlâ öyle.

Boğaz kenarında bulunan gece kulübü Reina’ya yılın ilk gününün arifesinde düzenlenen korkunç saldırı; Orlando’dan Paris’e, Berlin’e, Şam’a, Bağdat’a, Kahire’ye, Pakistan’a ve ötesine uzanan akıl almaz şiddet sarmalının bir parçası.

Bir dakikalığına durup bu alçak saldırıların aslında ne anlama geldiğini merak edebiliriz. Ne anlama geliyor ve tüm bu olanları nasıl okumalı?

Neden Arap ve İslam dünyasının birçok ülkesinden gelen masum gençler, Türk arkadaşlarıyla birlikte böyle ahlaksız bir saldırının hedefi oldu?

Haberlerden öğrendiğimize göre (1) IŞİD bu alçak saldırıyı üstlendi ve şu açıklamayı yaptı: “İslam Devleti’nin haçlıların koruyucusu Türkiye’ye karşı kutsal operasyonunun devamında, halifeliğin kahraman bir askeri Hristiyanların mürted bayramlarını kutladığı en ünlü gece kulüplerinden birine saldırdı” (2).

Bu zaten alelâde, saçma sapan sözler; ayrıca IŞİD’in bu suçu gerçekten işleyip işlemediğini bize kesin olarak söylemiyor. Ancak soru şu: Bu saçmalığın hedefi nedir? Karşı olduğu şey nedir? Ne kadar kabaca da olsa ne türden bir duygu uyandırma peşinde?

Bunun yanıtı saldırının yeri ve zamanında yatıyor: dünyanın dört bir yanından gelen gençlerin Hıristiyan takviminin yeni yılını kutlamak için toplandığı bir gece kulübü.

Arkasında kim olursa olsun, bu saldırı İstanbul’un simgelediği hoşgörü kültürüne, Müslüman ülkelerinin çeşitliliğine yapılmıştır.

O kulüpte bulunan gençler yeni kuşak Türkleri ve onların tüm (İslam) dünya(sın)dan arkadaşlarını temsil ediyor. Bu tip vesilelerle sıkça duyduğunuz “seküler” ya da “Batılılaşmış” gibi terimler hatalı bir şekilde kullanılıyor ve bizi yanlış yönlendiriyor. Kulüpler, kafeler, marketler, kitapçılar, sinemalar ya da opera binaları; tüm bunlar yükselen canlı bir medeniyetin nişanesi, İstanbul’la özdeşleşmiş, kök salmış kozmopolitliğin alametifarikasıdır.

Herhangi bir İslam ülkesinde Hıristiyan takviminin yeni yılını kutlamanın hatta Noel’i kutlamanın yanlış bir tarafı yok.

Hıristiyanlığın beşiği Filistin’dir; İslam’ın ve Yahudiliğin de bu bölgede kutsal mekânları vardır.

Hz. İsa, tarihî Filistin’dendi; Nasıra’da doğup büyümüş bir Yahudi hahamı. Kendini IŞİD diye adlandıran yeraltı yaratıkları ve İslam dünyasında –Türkiye içinde ya da dışında- onlarla aynı fikirleri taşıyanlar yalnızca acımasızca şiddete eğilimli değil aynı zamanda acınacak hâlde cahiller.

Müslüman ülkelerde her zaman refah içinde yaşayan Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt, Hindu, Budist vs. topluluklar vardı. Müslümanlar, bu topluluklarla, art arda gelen imparatorlukların yönetimi altında –Abbasilerden Selçuklulara, Osmanlılara; Safevilerden Babürlülere- yan yana yaşadılar. Bu kozmopolit imparatorluklar kendilerini bu nefret dolu fanatiklerin dar kafalı bağnazlıklarıyla sınırlamadılar.

Bu kötücül saldırının kurbanlarından şimdilerde “yabancılar” diye bahsediliyor. Bu genç erkek ve kadınlar, Hindistan’dan Fas’a, dünyanın herhangi bir yerinden gelmiş olabilirler (3).

Ancak onlar İstanbul’da “yabancı” değillerdi. Kültürel ve davranışsal inceliğe sahip herkese kucak açan İstanbul’da aslında evlerindeydiler.

Bugün İstanbul’da gördüklerimiz tesadüf değil; ya da İslam’ın toplumsal ve düşünsel tarihinden bihaber Oryantalist’lerin saçmaladıkları gibi “Batılılaşma” ya da “sekülerleşme” işaretleri olduğu da söylenemez.

Tam aksine. İstanbul’un sömürge-sonrası gelişimi tamamen olağan bir şekilde derin Osmanlı köklerinden geliyor; dünyanın dört bir yanından sanatçıları, aydınları, gazetecileri, siyasi aktivistleri kucaklayan çoğulcu toplumundan kaynaklanıyor.

İstanbul, tarihi boyunca tüm bu topluluklara nasıl evsahipliği yaptı ve bugün Türk toplumundan dahi hoşgörüyle bağdaşmayan seslerin yükselmesinin nedeni nedir? Çünkü, Avrupa emperyalizmiyle o meşum karşılaşmasına kadar İstanbul kozmopolit kültürün değişmez merkeziydi.

Bugün, Müslümanlar ve gayri Müslimler, İslam dünyasının içinde ve dışında, kirli bir çarpışma ile karşı karşıyalar. Bu savaşın temeli kimlik değil, öteki: önemli olan kim oldukları değil, düşmanlarının kim olduğu.

Ne Müslümanlar Hıristiyanların ya da Yahudilerin düşmanı; ne de Hıristiyanlar ve Yahudiler Müslümanların.

Aslında elimizde olan, kendi uluslarına meşruiyetlerini kabul ettiremeyen devletlerin arasında yaşanan egemenlik mücadelesi.

Birçok devlet sonunda –IŞİD modeline benzer biçimde- katıksız şiddet kurumlarına dönüşürken  kaçınılmaz olarak bölücü nefret ortak paydasında buluşarak birbirleriyle mücadeleye giriştiler.

Tüm bunlara rağmen, İstanbul hoşgörüsünün ve çoğulculuğunun görkemli kozmopolit inceliği; içeride ve dışarıdaki tüm bağnaz güçlere karşı galip gelecek. Geçmişte nasıl simgeleştiyse, gelecekte de aynı şekilde yolumuzu aydınlatmaya devam edecek.

[1] http://www.aljazeera.com/news/2017/01/isil-claims-responsibility-turkey-nightclub-attack-170102082008171.html

[2] Ç.N.: http://www.mynet.com/haber/guncel/reuterstan-son-dakika-aciklama-reina-saldirisini-isid-ustlendi-2810081-1

[3] http://www.aljazeera.com/news/2017/01/istanbul-victims-reina-nightclub-attack-identified-170102040748058.html

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.