Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Suriye İç Savaşı’nın kronolojisi

Altı yıldır süren Suriye iç savaşı ardından milyonlarca mülteci, yüzbinlerce ölü bıraktı. Gelin bu insanlık dramının kronolojisini izleyip hafıza tazeleyelim.

Suriye’de protestolar, 2011 yılında ilk olarak ülkenin güneyindeki Dera’dan ülke geneline yayıldı.Dera’nın yanı sıra Humus ve Şam, protestoların en sık yaşandığı yerler oldu. Kısa süre içinde başkent Şam’da etkisini gösteren protestolar sonucunda hükümet istifa etti. Beşar Esad, barışçıl gösterilerin ardından birçok ölüm gerçekleşince, 50 yıldır geçerli olan olağanüstü hal kanunlarını sonaldırmak, gösteri hakkını garantilemek ve güvenlik mahkemelerini kaldırmak amacıyla kararnameler yayınladı. Ancak muhalefet bunlara mesafeyle yaklaştı.

2011’in nisan ayında Birleşmiş Milletler, ölüm olayları ile ilgili uluslararası araştırma talep etti. ABD ise Suriye istihbarat teşkilatına yaptırım uygulanması kararı aldı.

2011 yazında Hama ve Humus’ta şiddetli çatışmalar yaşanmasının ardından, Suudi Arabistan, Suriye büyükelçisini geri çağırdı. ABD Başkanı Barack Obama ve Avrupa Birliği Esad’a görevi bırakma çağrısında bulundu. Ağustos sonunda muhalifler ulusal konsey kurmak üzere İstanbul’da buluştu.

Suriye iç savaşı 2011 yılı sonunda çok daha şiddetli bir boyuta taşınırken, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Batı’nın Esad karşıtı tutumunu ahlak dışı olarak niteledi. Katar’ın başkenti Doha’da bir araya gelen beş Arap Birliği üyesi ülke, Esad barış planını imzalamaz ise BM Güvenlik Konseyi’nin devreye girmesini istedi. Esad ise monarşiyle yönetilen Arap ülkelerinin kendilerine demokrasi dersi vermesini eleştirdi. Bunun üzerine Katar emiri Şeyh Hamad Bin Halife El Tani, Arap ülkelerinin Suriye’ye askeri güç yollaması gerektiğini açıkladı.

Ocak 2012’de kurulan El Nusra Cephesi, kısa zamanda birçok yabancı savaşçıyı sahaya sürdü. 2012’nin şubat ayında halk oylamasına sunulan yeni anayasa yüzde 89,4 ile kabul edildi. Bir tek bu ve 1973 anayasası hariç, Suriye’nin 1920’den beri tüm anayasaları seçilmiş bir meclis tarafından yazıldı.

Mart ayı başında Türkiye, şiddet olayları sebebiyle Şam’daki büyükelçiliğini geçici olarak kapattı. Esad, BM-Arap Birliği özel temsilcisi Kofi Annan’ın altı maddelik planını uygulayacağını açıkladı. 1 Temmuz’da Cenevre’de toplanan uluslararası konferansta geçiş hükümeti kurulması üzerinde uzlaşma sağlandı. Ağustos ayında ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, İran yönetiminin Suriye rejimine yakın savaşçıları eğittiğini ve onlara silah sağladığını söyledi. Kasım ayı başında ise Doha’da bir araya gelen Suriye muhalefeti yeni çatı yapılanması Suriye Devrimi Muhalefet Güçleri Koalisyonu’nu (SMDK) kurdu.  Arap Birliği’nde üyeliği askıya alınan Suriye yönetiminin yerine SMDK  getirildi. Lübnan’da Hizbullah, Suriye rejimine desteğini duyurdu. Temmuz ayında muhalifler Halep kentinin batı bölgelerinde kontrolü ele geçirdi.

21 Ağustos 2013’te Suriye rejiminin gerçekleştirdiği iddia edilen kimyasal saldırı sonrasında Obama Kongre’den Suriye’ye müdahale için yetki istedi. Yetki ile ilgili hazırlıklar sürerken, ABD ile Rusya 14 Eylül’de Suriye’deki kimyasal silahların ülke dışına çıkarılması konusunda uzlaştı. Tam da bu tarihlerde, Irak El Kaidesi olarak kurulan ancak Suriye’deki karışıklıktan faydalanan IŞİD, hilafet ilan etti. Bu, iç savaşın gidişatını tamamen değiştirecek, Batı bloku önceliğini Esad’ı devirmekten IŞİD’i yok etmeye çevirecekti.

PYD ise 2012 yılının yaz aylarında Kobani, Afrin ve Haseke çevresini ele geçirmişti. PYD, 2014 yılının ocak ayı başında Afrin, Kobane ve Cizre’de özerklik ilan etti. Eylül başında Kobani’de YPG ile IŞİD arasında sert çatışmalar yaşanması sonrasında ABD hava kuvvetleri PYD’ye destek vermeye başladı. 22 Ocak’ta toplanan Cenevre II konferansından da sonuç alınamadı.

2015 yılı başladığında IŞİD Suriye’deki topraklarını artırmış, PYD kantonları ilan etmiş, muhalifler ise askeri anlamda her zamankinden daha kuvvetli haldeydi. Suriye rejimi ise askeri anlamda hayli yıpranmıştı. 28 Mart 2015’te muhalifler İdlip’i ele geçirdi. Bu, Esad karşıtlarını büyük özgüven aşıladı. Ancak Suriye iç savaşında tüm dengeyi bozan 30 Eylül 2015’te Rusya’nın Şam’ın daveti ile savaşa askeri olarak dahil olmasıydı. Rusya’nın müdahalesinin ardından İran destekli savaşçılar, Suriye rejimi ve Rus güçleri muhaliflere üstünlük kurdu. IŞİD karşıtı koalisyon ise IŞİD’i özellikle hava harekatları ile sürekli vurdu.

Kamuoyunda ‘özür mektubu’ olarak bilinen mesajın ardından 2016’nın Haziran ayından itibaren hızla düzelen Ankara-Moskova ilişkilerinin etkisi Suriye’ye de uzandı. Türk Silahlı Kuvvetleri Özgür Suriye Ordusu ile birlikte 24 Ağustos’ta Fırat Kalkanı operasyonunu başlattı. Harekat kapsamında Cerablus, El Rai, Dabık gibi noktalar IŞİD’in elinden alındı.

2016’nın sonbaharında Halep’in ele geçirilmesi için tüm güçlerini seferber eden Rus hava güçleri destekli Suriye rejimi, birçok sivilin de öldüğü operasyonlar sonucunda Halep’i tamamen ele geçirdi. Bu, Suriye iç savaşının en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Sivillerin ve savaşçıların Halep’ten çıkarılması konusunda Türkiye-Rusya işbirliği yaptı. 21 Aralık’ta Moskova’da bir araya gelen Rusya, Türkiye ve İran dışişleri bakanları bir mutabakat metnine imza attı. Buna göre, ülkeler seküler Suriye devletini tanıyor, IŞİD ve El Nusra’ya karşı ortak mücadele kararlarını açıklıyordu. Bu görüşmeyi 23 Ocak’ta Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılan görüşmeler izledi. İran, Türkiye ve Rusya Suriye rejimi ile muhalifleri bir araya getirdi.  Şimdi merak edilen 20 Ocak’ta ABD başkanlığı koltuğuna oturan Donald Trump’ın Suriye konusunda Vladimir Putin ile ne kadar işbirliği yapacağı..

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.