Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Katlinin dördüncü yılında Ali İsmail Korkmaz: Annesi Emel Korkmaz ile söyleşi

[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/332541862″ params=”color=ff5500&auto_play=false&hide_related=false&show_comments=true&show_user=true&show_reposts=false” width=”100%” height=”166″ iframe=”true” /]

 

GAMZE ELVAN: Merhaba. Bugün Gezi Direnişi sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülüşünün dördüncü yıldönümü. Eli sopalılar ve polisler tarafından dövülen Korkmaz, 38 gün komada kaldıktan sonra maalesef yaşamını yitirmişti. Ondan geriye çok güzel bir vakıf kaldı, Ali İsmail’in düşlerini gerçekleştiren… Bugün Ali İsmail’i annesi Emel Korkmaz bize anlatacak. Merhaba Emel Hanım!

EMEL KORKMAZ: Merhaba, kolay gelsin, iyi yayınlar!

G.E.: Teşekkür ederiz. Öncelikle şunu sormak istiyorum, Ali İsmail nasıl birisiydi?

E.K.: Ali hayatı seven, pırıl pırıl, geleceğe dair çok hayalleri olan bir çocuktu. 19 yaşında, katillerin darbesiyle aramızdan ayrıldı. Üniversite öğrencisiydi, üniversite birinci sınıf öğrencisiydi. İngilizce öğretmeni olacaktı, nice çocuklar yetiştirecekti; ama katiller buna izin vermedi. Ali’mi bugün gibi dört sene önce aramızdan ayırdılar.

G.E.: Peki, siz Ali İsmail’den sonra neler yaşadınız? Nasıl bir süreç geçirdiniz?

E.K.: Bu acıyı tarif etmek o kadar zor ki, o kadar ağır ki… Ali İsmail’den sonra bizim hayatımız tamamen değişti. Yani çok neşeli bir aileydik, kendi içinde çok hareketli, hayatı seven bir aileydi; ama Ali İsmail’den sonra, bir önceki hayatımızdan hiçbir şey kalmadı. Ali’yle birlikte biz de birçok şeyimizi kaybettik ve Ali İsmail’i kaybettikten kısa bir süre sonra, sadece gözyaşı dökerek, evde oturup yasını tutmakla olmaz diye düşündük ve Ali İsmail adına vakıf kurduk. Şu an o vakıfta yüzlerce Ali İsmail yaşıyor, yüzlerce Ali İsmail ders çalışıyor, 55 öğrenciye burs vermeye başladık, 55 çocuğumuz Ali İsmail’in adıyla şu an eğitimine devam ediyor ve bunu her sene katlayarak daha çok çocuğumuza ulaşmayı hedefliyoruz.

G.E.: Emel Anne, vakfa gelmeden önce, ilk başta mahkemeyi sorayım ben sana. 5 Nisan’da bir mahkeme süreci geçirdiniz. Burada kaç kişi tutuklandı? Kaç kişi serbest kaldı? İlk başta onu anlat, ondan sonra vakfa geçelim, olur mu?

E.K.: Olur. Bizim bayağı, altı-yedi tane duruşmamız oldu. İlk duruşma Eskişehir’de görüldü, “Eskişehir güvenli değil” gerekçesiyle Kayseri’ye taşındı ve ilk mahkeme dört yerde görüldü. Yani Eskişehir, Ankara, Hatay, İstanbul’da, dört farklı yerde…

G.E.: Kayseri de vardı galiba, değil mi?

E.K.: Kayseri evet, dört yerde mahkeme yapıldı ve bunu  “Eskişehir güvenli değil” gerekçesiyle bu illere dağıtıldı. Oysa birçok dava güvenli olmasından dolayı Eskişehir’e taşındı, ama ne hikmetse bizim davayı güvenli olmadığı gerekçesiyle Kayseri’ye taşıdılar. Ve ilk etapta beş katili tutukladır, üç esnaf ve iki polisi. Esnaflar maalesef dışarıda şu anda, cezaları bitti, o katiller çok kısa süre yattılar. Şu an iki polis cezaevinde; ama inan o katiller ömür boyu da cezaevinde kalsalar sonuçta benim oğlum toprak altında, onlar yine de havayı soluyorlar, nefes alıyorlar… Ben oğlumun her şeyine hasret yaşarken onların hapiste olması benim için çok bir şeyi değiştirmiyor. Adil bir ceza verilseydi, belki o, diğer çocuklarımızın katledilmemesi için katkılı olurdu, onun için daha çok mutlu olurdum katiller sabit bir cezayla yargılansaydı. Ama maalesef olmadı, bu ülkede mümkün değil zaten.

G.E.: Siz hep “Başka Ali İsmailler olmasın” diyorsunuz, adalet talep ediyorsunuz. Bu mahkemede verilen kararla…

E.K.: Başka anneler ağlamasın, başka çocuklarımız yitirilmesin diye adilce bir ceza verilmesi isterdik.

G.E.: Peki siz bir anne olarak nasıl değerlendiriyorsunuz bu kararları? Yani bir umudunuz var mı mahkemelerden?

E.K.: Bu kararlar zaten o mahkeme heyetinin verdiği bir karar değil, o kanıya vardık biz. Çünkü son iki duruşmaya kadar çok iyi işliyordu mahkeme heyeti; yani gerçekten güvenmiştik, ama son kararda tamamen değiştiler, onun bir yüksekten bu ülkeyi yönetenler tarafından baskı verildiğini düşünüyorum. Daha adil bir ceza verilseydi çok daha caydırıcı olurdu diğer çocuklarımızın katledilmemesi adına.

G.E.: Şimdi ALİKEV’e gelelim. Bu çok güzel bir proje, çok güzel adımlar da atıyorsunuz, imzalar atıyorsunuz — ki maratona katıldınız, “Düşlere güç ver” şiarıyla. Ve az önce söylediğin gibi 55 öğrenciye burs verdiniz. Gelecekte vakıfla ilgili nasıl planlarınız var?

E.K.: Bizim vakfı kurma amacımız zaten her şeyden önce Ali İsmail’in yapmak istedikleri, yarım kalan düşlerinin devamını getirebilmek için, hayalini gerçekleştirebilmek için yola çıktı ve çok güzel projelere imza attı İstanbul Maratonu’nda. Ali İsmail için koştum ben, Aliş’im okuyamadı, eğitimine devam edemedi; ama eğitimlerine devam edebilmeleri için çocuklarımıza burs vermek amacıyla ben o maratona katıldım ve çok güzel sonuç aldım. Şu an 55 öğrenciye burs veriyoruz, bunun devamını getirebilmek için her sene ben maratonlara katılacağım, gücüm yettiği sürece ben asla vazgeçmeyeceğim, Ali İsmail’in adını yaşatabilmek için. Ali İsmail’i yaşatamadık, ama adını yaşatmak için elimden geldiği kadar mücadeleme devam edeceğim.

G.E.: Peki maraton gibi başka etkinlikleriniz olacak mı? Gelecek sene içerisinde görecek miyiz bunları?

E.K.: Zaten Antalya Runatolia Maratonu’na katılıyorum ve İstanbul Maratonu’na katılıyorum. İkisine zaten katılıyorum, hepsine yetişmem mümkün değil. Şu an vakfımızda gençlerden oluşan “Düş Elçileri” ekibimiz var; onlar da bunlara destek veriyor, onların hazırladığı projelere destek vermek için bir sürü kurslar veriliyor, çocuklarımız gelip orada çalışıyor. 11.000’lik bir kütüphanemiz var, çocuklar istediği kitabı alıp okuyabiliyorlar, ders çalışmak için oraya geliyorlar. Bir tane ALİKEV Müzik Topluluğu’muz var, gençlerden oluşan bir grubumuz var… Tabii ki her sene burs faaliyetlerini, etkinliklerini çoğaltmaya gayret göstereceğim, devam edeceğim.

G.E.: Bağışlar nasıl gidiyor peki?

E.K.: Bağışlar çok iyi gidiyor.

G.E.: Destekler var mı?

E.K.: Tabii, destekler var, destekler devam ediyor.

G.E.: Burs veren sayısı artıyor mu?

E.K.: Bu sene 100’e çıkarmayı düşünüyoruz, inşallah 100 çocuğumuza burs vermeyi amaçlıyoruz ve hedefimiz 200 çocuğumuza ulaşmak. İnşallah bunu başarabileceğiz; tabii ki duyarlı insanların, iyiliksever insanların katkılarıyla, destekleriyle bunu yapmayı amaçlıyoruz.

G.E.: Bu akşam Hatay Antakya’da Ali İsmail’in anısına bir etkinliğiniz olacak. Programını anlatabilir misin bize?

E.K.: Ali İsmail’i biz dört sene önce bugün kaybettik, ilk başta dediğim gibi sadece gözyaşı dökerek, evde oturup onun yasını tutarak geçirmek, onun için haksızlık olurdu. Tabii ki her zaman acısı yüreğimizde, acısını her zaman içimizde hissedeceğiz; ama Ali İsmail’i güzel bir şekilde anmak istiyoruz, çünkü Ali İsmail gerçekten çok güzel şeyler bulmak açısından bize çok şey öğretti ve çok şey değişti bizim hayatımızda, o gittikten sonra. Onu türkülerle, şarkılarla anmak istiyoruz. Bugün Ali İsmail’in çok sevdiği, yine, fotoğraflarında zaten sürekli kucağında olan yeğeni bale yapacak.

G.E.: Evet, Tuana yapacakmış.

E.K.: Tuana bale yapacak ve bizim vakfın yetiştirdiği ALİKEV Müzik Topluluğu, onlar da Aliş’im için türküler söyleyecekler. Grup Abdal var, Jehan Babur var. Yani bu şekilde Aliş’imi anacağız. Aliş’im dediğim gibi bedenen aramızda değil; ama ruhen, duyguları, düşünceleri, fikirleri her an bizimle yaşayacak.

G.E.: Peki, sana çok teşekkür ederiz, katıldığın için.

E.K.: Ben de çok teşekkür ediyorum size, iyi yayınlar.

G.E.: Evet, bugün Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz’la birlikte Ali İsmail Korkmaz’ı konuştuk. Bizi izlediğiniz için teşekkür ederiz. İyi günler.

 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.