Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Usame Bin Ladin’in küçük oğlu Hamza: El Kaide’nin müstakbel liderinin portresi

El Kaide’nin öldürülen lideri Usame Bin Ladin’in oğlu Hamza, “El Kaide’nin müstakbel lideri” olarak yaklaşık iki yıldır konuşuluyor. Yakın zamanda, El Kaide’yi yıllarca yakından takip etmiş Lübnan asıllı bir Amerikalı olan FBI özel ajanı Ali Soufan’ın kaleme aldığı bir yazı son yılların konuşulan veliahtının hayat öyküsünü kapsamlı bir şekilde ele alıyordu. ABD’nin ünlü dergisi Newsweek ise bu haftaki sayısında “Seçilmiş kişi? El Kaide’nin  yeni lideri Usame Bin Ladin’in oğlu Hamza olabilir” başlığıyla Hamza Bin Ladin’i  konu edindi.

Bu senenin başında ABD tarafından “küresel terörist listesine” alınan Hamza, uzun bir sessizlikten sonra 2015 yılında ses kaydı yayınlamaya başladığından beri başta istihbarat teşkilatları olmak üzere uluslararası kamuoyunun takibinde olan biri. Geçmişi, sahip olduğu nitelikleri ve El Kaide içerisindeki gücü de onu El Kaide’nin potansiyel yeni lideri yapıyor. Peki kimdir bu Hamza Bin Ladin?

Usama Bin Ladin’in en sevdiği eşinden olan oğlu

Hamza’nın annesi Suudi Arabistan’ın saygın ailelerinden biri olan El Hindi ailesinin kızlarından bir çocuk psikoloğu olan Khairia Sabar’dı. İlk karısından olan oğlu Saad’ın akıl hastalığı sebebiyle terapi için götürdüğü psikolog olan Khairia’yı Usame Bin Ladin, üçüncü eşi olarak aldı.

Evlendiklerinde Khairia, 30’lu yaşlarının ortasındaydı ve sağlığı pek yerinde değildi. Defalarca düşük yapmasının ardından 1989 yılında bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Bu çocuğa Hamza adını verdiler. Arap geleneğine uygun olarak Khairia’ya Ümmü Hamza (Hamza’nın Annesi) adı verildi.

Ümmü Hamza, ağırbaşlı ve bilge kişiliği sebebiyle hem Bin Ladin ailesinin yakın çevresi hem de El Kaide’nin üst düzey generalleri tarafından son derece saygı gören bir kişiydi. Hatta Bin Ladin’in yakın koruması Ebu Candal, Ümmü Hamza hakkında şöyle diyordu: “Ona herkes saygı duyardı”

El Kaide’nin ana karargahının Sudan’a taşındığı dönemde Ümmü Hamza, El Kaide üyelerinin eşleri ve çocuklarına İslam teolojisi öğretiyor, dini konularda ve evlilikleri hakkında tavsiyeler veriyordu.

hamza abasıyla

Uluslararası kamuoyunun Ömer El-Beşir’e baskı uygulaması sonucunda El Kaide Sudan’dan çıkartıldığında Hamza 7 yaşındaydı.

Bin Ladin ailesi Afganistan’a gittiğinde buradaki yerel savaş beyleri ve Taliban, onlara son derece iyi baktı. Hatta eski bir kraliyet sarayını dahi hizmetlerine tahsis ettiler. Ancak Bin Ladin, güvenlik gerekçesiyle yine dağda ve mağaralarda yaşamayı tercih ediyordu. Bu pek de konforlu olmayan yaşam biçimi, Bin Ladin’in eşlerini de oldukça zorluyordu. Nitekim ikinci karısı Hatice Şerif, Afganistan’daki yaşam zorlukları nedeniyle Bin Ladin’den boşandı. İlk karısı Necve ise 11 Eylül’ün hemen öncesinde Bin Ladin’i terk etti.

Fakat iki favori oğlu olan Halid ve Hamza’nın anneleri Siham ve Khairia, Bin Ladin’i hiçbir zaman terk etmedi ve ömrünün sonuna kadar yanında kaldılar.

Belagat yeteneğiyle parlayan küçük veliaht

Hamza, küçüklüğünden beri Bin Ladin’in favori oğullarından biriydi. Daha küçük yaşta babasıyla birlikte El Kaide’nin propaganda videolarında gözüken Hamza, üniforma giyip askeri eğitimlere katılıyor, incecik sesiyle çarpıcı vaazlar veriyordu.

2000 yılının Aralık ayında, Hamza 11 yaşındayken, 15 yaşındaki ağabeyi Muhammed’in düğününde okuduğu şiirle herkesi etkilemişti. Belagat yeteneği, onun geleceğinin parlak olacağını düşündürtüyordu.

hamza şiir1

11 Eylül’den hemen önce, ABD’nin sert bir şekilde cevap vereceğini tahmin eden Bin Ladin, eşleri ve çocuklarına Kandahar’ı terk edip 600 km kuzeydoğusundaki Celalabad şehrine gitmelerini emretti. Hamza ile Usame Bin Ladin bugünden sonra bir daha yüzyüze gelemeyecekti.

Hamza, Celalabad’da kaldığı süre boyunca propaganda videolarında şiir okumaya devam etti. Taliban savaşçılarına cesaret aşılayan ve cihatçıların ölümlerini kutsayan bu şiirler El Kaide çevrelerinde coşkuyla karşılanıyordu.

11 Eylül’ün yaşanması bütün hikayeyi değiştirdi. General Pervez Müşerref’in ABD’yi destekleyip Taliban ve El Kaide’ye savaş açması sonrasında Bin Ladin ailesi Pakistan’ı terk edip İran’a sığınmaya karar verdi. Tabii ki, Sünni bir cihatçı örgütün üyeleri için Şii dünyasının lideri olan İran pek de emin bir yer değildi.

2002 yılının Temmuz ayında Hamza, babasına yazdığı bir mektupta her yerde tehdit altında olmalarından ve sürekli kaçmaları gerektiğinden yakınıyordu: “Ne yaptık da tehlike hep peşimizden koşuyor?” Babasıyla yolladığı cevapta 12 yaşındaki oğlunu teskin edecek pembe yalanlar söylemiyordu: “Önümüzde dik bir yokuştan başka bir şey yok!”

Bin Ladin ailesi İran’dayken, 2003 yılının Nisan ayında İran istihbaratının başından beri bundan haberdar olduğu ve Bin Ladin ailesini takip ettiği ortaya çıktı. Bin Ladin ailesi ve El Kaide’nin üst düzey isimleri İran istihbaratının takibinden kurtulmanın yollarını aramaya başladı. Tahran’sa bu değerli kozların ellerinden kaçmaması için bir operasyon düzenleyip aileyi ve El Kaide üyelerini gözaltına aldı.

El Kaide’nin en üst düzey komutanlarından eğitim aldı

Sonrasındaki birkaç yıl boyunca Hamza ve annesi, Tahran’da, dış dünyadan tamamen kopuk bir tesiste tutuldu. Bu tesis dış dünyadan kopuk olmasının yanı sıra birçok imkanı içinde barındıran bir tür konforlu bir hapishaneydi ve 24 saat kameralar tarafından gözetleniyordu.

Bu süre zarfında, Khairia, Hamza’nın eğitiminden geri kalmaması için elinden geleni yaptı. Önce kendisi ona İslam eğitimi verdi. Ardından, Bin Ladin’in bazı üst düzey komutanlarının ve El Kaide’nin önemli isimlerinden, Mısırlı eski bir asker olan Saif al-Adl’in de o tesiste kalmasını yetkililerden talep etti. Bu talebin kabul edilmesi üzerine, Adl, Hamza’ya tefsir ve hadis gibi İslam ilimlerini öğretti.

hamza taliban askerleri

Hamza hapiste olduğu süre boyunca sadece eğitim almıyordu. El Kaide’nin çok uzun süredir komutanlığını yapan Ebu Muhammed el-Masri’nin kızıyla evlendi. Bu evlilikten bir kızı ve bir oğlu oldu. Hamza, çocuklarına anne ve babasının isimlerini verdi: Khairia ve Usame.

Hamza, çocuklarının doğumundan sonra babasına yazdığı bir mektupta şöyle diyordu: “Sana hizmet etmeleri için Allah bana iki çocuk verdi.”

Hamza, babasına yazdığı mektuplarda sürekli hasretinden söz ediyordu. Bir mektubunda “Kaç defa kalbimin derinliklerinden senin yanında olmayı istedim” diyen Hamza için babası farklı bir gelecek çizmişti.

Bin Ladin ailesi dağılmış durumda

Birçok El Kaide üyesini ve Bin Ladin ailesini elinde tutmak İran için büyük bir kozdu. Ancak buna cevaben, El Kaide de 2010 yılında İranlı bir diplomatı kaçırdı ve Tahran’dan tutsak takası talep etti. 2010 yılının Ağustos ayında tutsak takası sonucunda Hamza, annesi, karısı ve çocukları serbest bırakıldı ve El Kaide’nin güçlü bir şekilde var olduğu Veziristan’a gönderildiler.

O dönemde El Kaide birçok ülkeye dağılmış bir örgüttü. Keza, Bin Ladin ailesi de birçok farklı ülkedeydi. Usame’nin en büyük oğlu Abdullah, Suudi Arabistan’da bir iş adamı olarak sessiz bir yaşam sürüyordu. Eskiden İran’da tutsak olan diğer oğlu Ladin ise ailesiyle birlikte Suriye’ye gitmişti. Başka bir oğlu olan Ömer ise bir süre Katar’da yaşadıktan sonra Suudi Arabistan’a yerleşmişti.

Tutsak takası sonrasında İran’dan ayrılan aile üyelerinin gidebileceği birçok yer vardı. Usame, ilk başta, Hamza ve ailesinin Katar’a gitmesini istemişti. Hamza, El Cezire’nin ülkesi olan Katar’da ifade özgürlüğünden faydalanabilecek, propaganda videoları ve metinleri aracılığıyla yüksek belagat yetisini gösterebilecekti. Ancak Usame’nin Libyalı özel kalemi Mahmut, Katar’ın Hamza’yı ABD’ye iade edebileceğinden korkarak bu fikre karşı çıktı.

Artık Veziristan’da Usame Bin Ladin için gerekirse ölümüne savaşmayı bekleyen üç oğlu bulunuyordu: 27 yaşındaki Osman, 25 yaşındaki Muhammed ve 21 yaşındaki Hamza.

Ağabeylerinin arasından sıyrılan, seçilmiş oğul

Ve beklenen oldu. O dönemde Pakistan’ın Abbottabad kentinde bulunan Usame, oğulları hakkında yeni direktifler yolladı. Veziristan’da bulunan büyük oğulları Osman ve Muhammed’in Peşaver’e gitmesini emreden Usame, küçük oğlu Hamza’nınsa yanına gelmesini istiyordu. Khairia, Usame’ye yolladığı mektupta Usame’nin kararının ne kadar doğru olduğunu söylüyordu: “[Hamza] sana hizmet etmek için çok çalıştı.”

Ancak Hamza’nın Usame’nin yanına güvenli bir şekilde ulaşması çok zordu. Nitekim 2209 yılında Usame’nin başka bir oğlu olan Saad, Abbottabad’a ulaşmaya çalışırken ABD kuvvetlerinin bir füze saldırısında ölmüştü. Hamza’nın kaderinin de aynı olmaması için çok dikkatli davranılması gerekiyordu.

2011 yılının Nisan ayında şartların uygun olduğuna kanaat getirdiklerinde Hamza’nın gelmesine karar verdiler. Hamza’nın gelme planının başında Usame’nin sağ kolu Mahmut vardı. Uzun ve dolambaçlı bir yoldan Abbottabad’a varacaklardı. Hamza, karısı ve çocuklarıyla önce güneye, Pakistan’ın güneydoğusundaki Baluçistan’a gittiler. Hamza burada El Kaide’nin en güvenilir adamlarından biri olan Azmarai ile buluştu. Azmarai önce Karaçi’ye ardından da Peşaver’e geçişlerini sağladı.

hazma 1

Peşaver’deki adamları da uygun an geldiğinde Hamza’nın Abbottabad’a geçişini sağlayacaktı. Nisan ayının sonunda Hamza uygun şartları beklerken, babası Usame birkaç hafta içerisinde ABD’nin düzenlediği operasyonda öldü. Hamza birkaç günle kurtulmuştu. Ancak o sırada Usame’nin yanında bulunan ağabeyi Halid o kadar şanslı değildi.

2 Mayıs’ta Hamza’nın annesi Khairia, Pakistan’da tutuklandı. Bir yıl sonra Bin Ladin ailesinin üyeleri Suudi Arabistan’a gönderilmek suretiyle sınır dışı edildi ve Cidde’nin dışındaki bir tesiste sıkı şartlar altında hapis tutuldular.

Hamza yıllar sonra sesini duyuruyor

Usame Bin Ladin’in ölümünden sonra Mayıs başında, Mısırlı bir ilahiyatçı ve tıp doktoru olan Eymen ez-Zevahiri’nin El Kaide’nin yeni lideri olduğu iddia edildi. Bu iddia 16 Haziran 2011’de El Kaide tarafından yayınlanan bir bildiri ile doğrulandı. Sonraki 4 yıl boyuncaysa Hamza Bin Ladin sessizliğini korudu.

(El Kaide'nin şu anki lideri Eymen ez-Zevahiri, Usame Bin Ladin ile birlikte)
(El Kaide’nin şu anki lideri Eymen ez-Zevahiri, Usame Bin Ladin ile birlikte)

Hamza’nın sessizliği 2015 yılının Ağustos ayındaki bir ses kaydı ile bozuldu. Yayınlanan ses kaydında Zevahiri, “El Kaide’nin inindeki aslanı” diyerek birini tanıyordu. Ardından gelen sesse Hamza’nın sesiydi. Hamza, babasının ve kardeşlerinin ölümünü selamlıyor, Suriye, Yemen ve Kuzey Afrika’daki El Kaide liderlerine dua ediyor ve tüm cihatçıları savaşa çağırıyordu. Hamza, 2016 yılının Mayıs, Temmuz ve Ağustos aylarında da ses kayıtları yayınlamayı sürdürdü.

Hamza yaptığı beyanatlarda, takipçilerine İslam dünyasındaki savaşa gitmelerini değil Batı’yı ve Rusya’yı hedef almalarını telkin ediyordu: “Belki hicret etmek istiyorsunuz, belki cihat alanında şehit düşmek için can atıyorsunuz. Ama unutmayın ki bulunduğunuz yerdeki Yahudilere ve Haçlılara ceza vermek, onları daha da rahatsız edecek ve canlarını yakacaktır.”

Hamza verdiği vaazlarda düşmanları belirli bir öncelik sıralamasına göre diziyordu. Hamza’ya göre düşman hiyerarşisi şöyle: İslam’a karşı gelenler, Yahudiler, ABD, diğer NATO ülkeleri ve Rusya. Öte yandan, Hamza, Ağustos 2016 ve Trump’ın Suudi Arabistan’ı ziyaret ettiği Mayıs 2017’de yayınladığı iki beyanında Suudi Arabistan’da rejim değişikliği olmasını ve Suud hanedanının tahttan inmesi gerektiğini savundu.

Yayınlanan bu beyanların hiçbirinde Hamza’nın görseli yok. Hamza’nın elimizdeki en yeni fotoğrafı 11 Eylül’ün hemen sonrasında 12 yaşındayken çekilmiş bir fotoğrafı. Bugünse 27-28 yaşlarında ve tahmini görüntüsüne dair birçok uzmana yaptırılmış çizimleri mevcut.

El Kaide’nin lideri olmaması için hiçbir sebep yok

2015 yılının Ağustos ayında Hamza’nın ilk açıklaması yayınlandığında El Kaide iyeleri arasında büyük bir coşku ve heyecan yaratmıştı. Öyle ki Zevahiri’ye destek tüm zamanların en düşük seviyesine inmişti. Çünkü Hamza, birçok açıdan Zevahiri’nin koltuğunu devirebilecek bir veliaht: Zevahiri’nin Mısırlı, Arapların sadakatini alması açısından bir handikap. Hamza ise hem anne hem de baba tarafından Suud ailesine mensup. Belagat yeteneği yüksek, karizmatik ve babasına benziyor. Körfez’le ilişkileri iyi ve  mali destek alma potansiyeli yüksek. Üst düzey El Kaidelilerden eğitim almış biri.

Hamza’nın olası bir lider ve “seçilmiş kişi” olarak öne çıkması, El Kaide’nin etki ve kaynak açısında yükseldiği bir döneme denk geldi. IŞİD sürekli kan kaybederken; El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra, 20 bin militanı ile Kuzeybatı Suriye’de kol geziyor. El Kaide’nin diğer bir kolu olan AQAP ise Yemen sahillerinin ve otoyollarının çoğuna hakim.

Birçok faktör Hamza’nın etkili bir lider olacağını gösteriyor: Soyağacı, hanedan evliliği, uzun vadeli cihat anlayışı, görünür karizması ve El Kaide’nin en üst düzey yetkililerine olan yakınlığı.

Son olarak, Hamza’nın ilginç yanlarından biri de IŞİD’i hiçbir zaman eleştirmemiş olması. Çünkü Hamza’nın cihat anlayışı içerisinde “birleşmiş düşmanın” karşısında savaşan “birleşmiş cihatçılar” var. Bu anlayışı da tüm Sünni cihatçı örgütler içerisinde Hamza liderliğindeki bir El Kaide’nin tekrar güçlü bir konum elde edebileceğinin sinyallerini veriyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.