Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Zaman Gazetesi davasında ikinci gün: ‘Devletin en tepesindekiler bu örgütü bilememişse, ben nasıl bilebilirim?’

FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan eski Zaman yazarları Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan ve Mümtaz’er Türköne’nin de aralarında bulunduğu davanın ilk duruşması dün Silivri’de başlamıştı. Türköne “Büstümün Çağlayan Adliyesi önüne dikilmesi gerekiyor” ifadesini verirken Ali Bulaç “Medya sektöründeki önemli kişiler kaçtı, kitlesel tutuklamalar toplumsal yaraya dönüşüyor” dedi. Bugün savunma yapan Ahmet Turan Alkan ise “Yolsuzluğu eleştirmek nasıl oluyor da darbeye zemin hazırlamak oluyor” diye konuştu.

Dün eski Zaman yöneticileri Ahmet Metin Sekizkardeş, Alaattin Güner ile köşe yazarları Ali Bulaç ve Şahin Alpay, Faruk Akkan, Cuma Kaya, Hüseyin Belli, Hakan Taşdelen, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mustafa Ünal, Mümtaz’er Türköne, Onur Kutlu  ve Sedat Yetişkinin savunma yaptığı duruşma bugün de devam ediyor.

Duruşmanın ikinci gününde savunma yapan Ahmet Turan Alkan, “Bu iddianameye göre, savcı beni Nuh tufanının azmettiricisi ve propagandisti olarak da suçlayabilirdi. Yolsuzluğu eleştirmek nasıl oluyor da darbeye zemin hazırlamak oluyor?” dedi.

‘Medya sektöründen birçok önemli kişi aylar öncesinden yurt dışına kaçtı’

Mümtaz’er Türköne dün yaptığı savunmada “Kimse beni darbeci ilan edemez. Yargılamalar bitip her şey yerli yerine oturduğunda, ’15 Temmuz darbesinin arka planda engellenmesi konusunda çaba harcayan kim var?’ diye sorarlarsa, ilk sıralarda ben varım. Birinin heykeli dikilecekse benim büstümün dikilmesi gerekiyor. Vasiyetimdir, öyle bir şey olursa büstümü Çağlayan Adliyesi önüne diksinler. Benim darbeci olma ihtimalim yer çekimi kurallarına aykırıdır” demişti.

Şahin Alpay ise “İtiraf edeyim ki, o güne kadar hareketin gayrimeşru işlere karışan bir karanlık yüzü olduğunun bilincinde değildim.Gülen hareketinin bir suç örgütü olduğuna dair bir yargı kararı olsaydı, bir gün bile Zaman’da yazmayı sürdürmezdim” ifadesini verdi.

Ali Bulaç da “Diğer sektörleri bilmem ama medya sektöründe birçok kişi aylar öncesinden pılını pırtını toplayıp yurt dışına çıktı. Önemli sayılabilecek kimse kalmadı. Geriye amele hükmünde kullanılan her şeyden habersiz kimseler kaldı. Hakkında soruşturma olan da olmayan da kaçtı. Bunu nasıl izah etmeli? Kaçanlar kendilerini sağlama alırken, geride kalanların kitlesel tutuklamaları toplumsal yaraya dönüşüyor. Gülen ve grubuna övgü yağdıranlara baktığımızda, içlerinde çarpıcı isimler görürüz ki bunlar ülkemizin siyasi ve idari hayatında kilit noktada yer işgal etmişlerdir. Devletin en tepedeki zatları bu örgütü bilememişse, benim konumumda olan biri nasıl bilebilir ki?” diyerek kendini savundu.

Davada Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Ali Bulaç, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, Hüseyin Belli, Hüseyin Turan, İbrahim Karayeğen, İsmail Küçük, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Mümtaz’er Türköne, Onur Kutlu, Sedat Yetişkin, Şahin Alpay, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut ve Zafer Özsoy tutuklu olarak; Ahmet İrem, Ali Hüseyinçelebi, Süleyman Sargın, Osman Nuri Arslan, Osman Nuri Öztürk, Lale Sarıibrahimoğlu, İhsan Dağı, Nuriye Akman ve Orhan Kemal Cengiz ise tutuksuz olarak yargılanıyor. Ayrıca başka bir dosyanın sanığı Zaman gazetesi eski yöneticisi Adil Gülçek ile birlikte 5 tutuksuz sanık da davaya eklendi. Böylelikle davada tutuklu sanık sayısı 22 oldu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.