Kamuoyunda “Reza Zarrab davası” olarak bilinen ve Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada bugün İran asıllı Türk işadamı Reza Zarrab tanık olarak dinleniyor. Davayı izleyen, Law360 adlı internet sitesinin muhabiri Pete Brush, duruşmadan izlenimlerini şöyle aktarıyor:
“Reza Zarrab, yemin etti. Üzerinde kendisine bol gelen bir hapishane kıyafeti ve gri bir gömlek var. Sakin görünüyor, su içiyor.”
“Zarrab yeterli derecede İngilizce konuşuyor ancak yanında bir tercüman da bulunuyor.”
“Zarrab Mart 2016’da gözaltına alındığı sırada FBI’a dürüstçe cevaplar vermediğini kabul etti ve şöyle dedi: Neyle karşılaştığımı bilmiyordum. Uzun bir seyahat yapmıştım ve şoktaydım. Korkmuştum ve doğru dürüst cevaplar veremezdim”.
“Savcılıkla işbirliği yapan Zarrab, bu yüzden, kesinlikle doğruları söyleyeceğini, ABD Hükümeti’yle işbirliği yapacağını ve bundan sonra benzeri suçları bir daha işlemeyeceğini söyledi.”
“Reza Zarrab, ABD Hükümeti’nin kendisine pişmanlıktan yararlanması konusunda bir söz vermediğini ve ne kadar ceza alacağına, duruşmada göstereceği dürüstlüğe göre hakimin karar vereceğini söyledi. Zarrab ayrıca, “cezaevinden kurtulmanın en kısa yolunun işbirliği yapmak olduğunu söyledi”.
“Zarrab “bir otelde bulunduğu” iddialarına son noktayı koydu ve hareket serbestisinin bulunmadığını ve FBI gözetimi altında olduğunu söyledi. Ayrıca cezaevine alkol ve cep telefonu sokabilmek için gardiyanlara rüşvet verdiğini kabul etti.”
Reza Zarrab puts rumors to rest that he is in a "hotel somewhere." He says he is "definitely not" free to move about. He says he is under FBI guard. He also admitted to bribing a prison guard for alcohol and use of mobile phone.
— Pete Brush (@PeteBrush) November 29, 2017
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Zarrab, yaptırım programı hakkında şunları söyledi: “İranlılar, doğalgaz ve petrolden elde ettikleri geliri kullanamıyorlardı. Uluslararası ödemelerde bu paraları kullanamıyorlardı.” Zarrab ayrıca Mehmet Hakan Atilla’yı, “uluslararası yaptırım kuralları konusunda en bilgili kişi” olarak niteledi.
“Zarrab, 2010 ve 2011 yıllarında İran Merkez Bankası eski Başkanı Mahmoud Bahmani ile direkt olarak görüştüğünü söyledi. Görüşmelerde İran’ın birken ve harcayamadığı parasını akışa sokabilmek için iyi bir fiyat teklif ettiğini söyledi. Ancak ilişkinin daha sonra sona erdiğini de ekledi.”
Duruşmayı izleyen Bloomberg News’ın Türkiye Bürosu Şefi Benjamin Harvey, Avrupa Birliği eski Bakanı Egemen Bağış’ın fotoğrafının duruşma salonunda gösterilmesi üzerine Zarrab’ın; “Aktifbank’ta ilk hesap açma girişimimin reddedilmesi üzerine Egemen Bağış, Aktifbank CEO’su ile bir randevu ayarladı ve hesap açıldı” dediğini yazdı.
Pete Brush ise tweetlerine şöyle devam etti:
“Zarrab şöyle dedi: “İran Merkez Bankası’yla ilişkim bittikten sonra, içlerinde Hüseyin Necefzade’nin de bulunduğu Bank Mellat ailesiyle temasa geçtim ve ABD yaptırımlarının arkasından dolanma işlemleri böyle başladı.” Necefzade davanın sanıklarından biri ancak henüz kaçak”.
İran ve Bank Mellat ile çalıştığı 2010 ve 2011 yılları için Zarrab: “Aktifbank ile karlı ilişkilerim vardı. Ta ki Aktifbank beni bu ilişkiden çıkarana kadar. Bu noktada 2012 başlarında Halk Bankası ile temasa geçtim.”
Zarrab: “Halk Bankası başlangıçta benimle çalışmak istemedi. Çünkü çok popüler olduğumu düşündüler. Altın ticareti yapmak için fazla popülermişim ama buna rağmen süreci zorladım.”
Zarrab: “Halk Bankası ile iş yapabilmek için dönemin ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’a rüşvet verdim. Hatırladığım kadarıyla 45-50 milyon euro idi. Diğer para birimleri ile yaptığım ödemeler hariç.”
Zarrab ayrıca Çağlayan’ın İran’a para transferi karşılığında elde edilecek kârın yüzde 50-50 paylaşmak istediğini de söyledi.
Duruşma verilen aranın ardından yeniden başladı
Savcı Zafer Çağlayan’ın kardeşi adına 2.4 milyon dolarlık banka dekontunu delil olarak sundu. Avukatlar itiraz etti. Mahkeme delili kabul etti.
Zarrab tanık kürsüsünden inerek altın ticaretinin nasıl işlediğini şema üzerinden anlatıyor.
Zarrab: “Halk Bankası’na gelen paranın bankadan çıkışı euro ve TL olarak DenizBank’a gönderilmesi aracılığıyla yapılıyordu.”
Zarrab: “Ticaret önce İran’ın Türkiye’ye ham petrol ve gaz satmasıyla başlıyor. İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) petrolün satışını Tüpraş’a, gazınkini Botaş’a yapardı. Onlar da NIOC’ye borçlu olurdu. Tüpraş, Botaş, NIOC’nin Halkbank’ta hesapları var”
Zarrab: Bir Halkbank yetkilisi bana İran’ın altın ticaretinde son durak olarak gösterilmesi gerektiğini söyledi. Dubai’de yapılan işlemler aracılığıyla İran’ın dış borçlarının ödenmesi amaçlanıyordu.
Zarrab, Amerikalı avukatlarının ABD ile Türkiye arasında tutuklu değişimi girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, savcılıkla iş birliği yapmaya karar verdiğini söyledi.
Zarrab mahkemeye, Türkiye ile ABD arasında “yasal sınırlar içinde” tutuklu değişimi anlaşması yapılmasını denemek üzere avukat tuttuğunu, ancak avukatların başarısız olduklarını söyledi. Zarrab avukatların ismini vermedi.
Zarrab ifadesine Perşembe günü TSİ 17:15’te devam edecek.
