Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Le Monde: “Yemen’deki savaş: Suudi müdahalesinin fiyaskosu”

Fransız Le Monde Gazetesi’nin 2 Şubat 2018 tarihli başyazısını Haldun Bayrı çevirdi.

Suudi ordusu Yemen’e doğrudan müdahale ediyor

Eski “Mesut Arabistan”ın cehenneme doğru uzun yolculuğunun son olayı, Aden Limanı’nın Güneyli ayrılıkçı harekete bağlı yerel milisler tarafından alınması oldu. Zaten iki Yemen vardı. Başkent Sana’yı ve kuzeydeki yüksek platoların büyük kısmını elinde tutan Husi isyancılarının denetimindeki Yemen. Bir de güney ve batı kıyı şeridi boyunca uzanan, ayrıca doğudaki çöle ve kuzeyde birkaç cebe yayılan, meşru hükümetin denetimi altındaki Yemen. Artık Aden’de, fakat aynı zamanda ülkenin en doğu ucunda, Mukalla’da da, Güneyli ayrılıkçıların nüfuz alanlarını genişlettiği üçüncü bir Yemen de su yüzüne çıkıyor. El Kaide’nin serpilip geliştiği “gri bölgeler”i ise hiç saymıyoruz.
İşin alaycı tarafı şu: Ülkenin parçalara ayrılması, özellikle de –Yemen tarihinde derin kökleri olan– Güneyli hareketin temayüz etmesi, Sünni petrol monarşilerinin bölgedeki büyük rakibi Şii İran’ın desteklediği Husiler’in temsil ettiği tehdidi püskürtmek için Mart 2015’te müdahale eden Arap koalisyonunun önde gelen iki üyesi Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki yaklaşım farklarının ürünü. Müslüman Kardeşler’le bağları sebebiyle Riyad tarafından korunan sürgündeki başkan Abdurabbu Mansur el-Hadi’ye güvenmeyen Abu Dabi, onun zaten sarsılmakta olan otoritesini sürekli yıprattı.

10 binden fazla ölü

salman
Veliaht Prens Yemen’de Suudi güçlerini teftişte

Suudi Arabistan, başta ABD olmak üzere müttefiklerine danışmadan karar verdi bu savaşa. Mart 2015’te, Barack Obama hâlâ Beyaz Saray’daydı ve Riyad’la ilişkiler en kötü dönemini geçirmekteydi. Yeni Kral Salman’ın oğlu veliaht-prens Muhammed Bin Salman’ı çevreleyen “şahinler”in el koyduğu Suudi monarşisi, Amerikan Başkanı’nın o sırada müzakereleri sürdürülen İran nükleer programı üzerine bir anlaşma uğruna Körfez’deki geleneksel müttefiklerini feda etmek istemesinden şüpheleniyorlardı. Bu müzakereleri tehlikeye atmamak için, Obama’nın Suudi Krallığı’nın kapılarında Tahran’ın çevirdiği entrikalara göz yumduğunu düşünüyorlardı.

Yemen’deki kampanyalarıyla, Suudi yöneticiler kendi bölgelerinde kendi politikalarını tek başlarına yürütebileceklerini kanıtlamak istiyorlardı. Sonuç tam bir fiyasko. Arap ülkelerinin en yoksulu olan Yemen’in altyapıları Arap koalisyonunun hava bombardımanlarıyla yöntemli biçimde yok edilmiş durumda. Bir buçuk yıldır BM’nin verdiği resmî rakamlara göre, sivil kayıplar 10 bin ölüyü aştı. Arap güçler tarafından ülkenin ablukaya alınması Birleşmiş Milletler’e göre “yeryüzünün en kötü insanî krizi”ne yol açtı: 7 milyon kişi, yani ülke nüfusunun dörtte biri açlık sınırında; 1 milyon kişi koleranın pençesinde. Sınırlar çiğneniyor ve hâlâ Riyad’da sürgün olup yakın çevresi kârlı kaçakçılıklarla zenginleşen Hadi’nin hükümetinin ülke üzerinde neredeyse hiçbir denetimi kalmamış halde.
Suudi Arabistan’a –ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne–, Yemen’deki savaşın ülkenin yeniden inşasını icap ettirdiğini ve önümüzdeki onlarca yıl boyunca Riyad’ın, yıkıma uğramış bir komşu ve sınırında yokluk çeken milyonlarca kişinin yükünü taşıyacağını hatırlatma zamanıdır.

FransizKultur

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.