Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ortaöğretime girişte yeni sınav sistemi ne getiriyor?

Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi) ile ilgili iddialara ve yeni sınav sistemine dair açıklama yaptı. Yılmaz bu yıl TEOG’un olmayacağını söyledi.

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yeni sınav sistemi ve TEOG ile ilgili iddialara ilişkin açıklama yaptı. Yılmaz, TEOG’un bu yıl yapılacağına dair iddiaların veya eski sistemle okullara girmiş olanların yeni sisteme tabi olarak okul değiştireceği söyleminin doğru olmadığını söyledi. TEOG’un bu yıl yapılmayacağını; adrese dayalı yerleştirme, eve en yakın okul sistemini dikkate alarak ve diğer belirlenen hususlarla birlikte öğrencilerin yerleştirileceğini söyleyen Yılmaz, eski sistemle okula giren öğrencilere yine eski sistemin uygulanacağının altını çizdi ve şu açıklamayı yaptı:

“Kendi puanı hangi okulu tutuyorsa o okula ancak yerleşebilir, gidebilir, kaydını yaptırabilir. Ancak bizim yeni sistemimizde adrese dayalı sistem, adresi değişirse okulu da değişir. Merkezi sınav ise sadece çok az, yüzde 10. Fen liseleri, sosyal bilimler lisesi ve proje okulları ile bir de teknik okullar bu kapsamda, bu da yüzde 10’a tekabül ediyor. Dolayısıyla da bir çelişki yok, bir anlaşılmazlık yok. Oradaki geçici madde eski usul, yani adam şunu söylemesin diyor; ‘TEOG sistemini kaldırdınız, o halde ben de evimin hemen yanındaki okula çocuğumu kaydedeyim’ demesin diye. Bu da farklı bir karışıklığa farklı bir haksızlığa yok açacağını düşündüğümüzden eski sisteme tabi olanlar eski sistem üzerinden okullarını devam ettirecekler. Adrese en yakın okula yerleştirme sisteminde yeni öğrenciler de yeni sisteme tabi olacak. Ona uygun şekilde okul değişiklikleri yapılabilecek.”

Öğrencilerin yüzde 10’u sınav ile yerleşecek

Resmi Gazetede yayınlanan söz konusu yönetmeliğin, bu yıl uygulanacak sistemi açıklamaya yönelik olduğunu belirten Yılmaz, merkezi sınavla hangi okulların öğrenci alacağının düzenlendiğini bir de geçici madde konulduğunu söyledi.

Sadece çok az bir kısmın, yani öğrencilerin yüzde 10’unun merkezi sınav ile bir okula alınacağını belirten Yılmaz, yönetmeliğin de bununla ilgili olduğunu açıkladı.

Türkiye eğitimde iyi bir noktada ve her okul nitelikli

Yılmaz, her okulun nitelikli olduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:

“Hakkari’deki okulu bitirenler tıp fakültesini kazanıyor mu, kazanıyor. Hukuk fakültesini kazanıyor mu, kazanıyor. Amacımız ve idealimiz o. Türkiye’nin her tarafındaki okullarından mezun olan evlatlarımız, istediği üniversiteye kendi yetenekleri, ilgileri ve alakaları doğrultusunda girebilmelerini sağlamak. Geçmişe kıyasla bunda da çok büyük mesafe aldık. Yükseköğretimdeki okullaşma oranı bunu gösteriyor. Kızlarda yüzde 44 okullaşma oranımız var, toplamda da yüzde 42. Daha önce bu oran yüzde 10’lar civarındaydı.”

Türkiye’nin eğitimde iyi bir noktada gittiğini belirterek, eğitimin sadece bakanlığın, öğretmenlerin değil, tüm milletin ortak sorunu olduğunu söyleyen Yılmaz, “Hiç kimse kendi sorumluluğunu bir tarafa aktarmadan herkes eğitimin bir noktasına sahip çıkarsa, herkesin önceliği eğitim olursa inşallah Türkiye’de bugün iyi olan eğitim çok daha iyi olacak. Hep beraber sorumluluk duygusuyla eğitime, öğretmene, öğrencimize sahip çıkacağız” dedi.

Yeni sınav sistemi ile öğrenciler ayrıştırılmadan eğitim alacak

Konuya ilişkin konuştuğumuz Eğitimde Reform Girişimi araştırmacılarından Didem Aksoy, eski sistemde öğrencilerin akademik başarılarına göre yerleştirildiğini, bu şekilde de öğrencilerin ayrıştırıldığını söyledi.

Yeni sistemle artık öğrencilerin ayrıştırılmadan, daha heterojen bir yapıda, farklı akademik seviyeleri olan akranlarıyla eğitim göreceğini belirten Aksoy, bunun da akademik seviyesi hem düşük hem de yüksek olan öğrencileri olumlu şekilde etkileyeceğini belirtti.

Yeni sistem öğrencilerin sınav stresi ve anksiyetesini artırabilir

Öte yandan bu sistemin belli risk ve dezavantajlarından bahseden Aksoy, bu sistemle daha eskiye dönüldüğünü, hatta bu sistemin Ortaöğretim Kurumlarına Giriş Sınavı’na (OKS) benzediğini söyledi.

OKS’ye de sadece iyi liselere girmek isteyen öğrencilerin girdiğini hatırlatan Aksoy, bunun zor bir sınav olduğunu, öğrencilerin sınav stresini, anksiyetesini artırması sebebiyle kaldırıldığını ifade etti ve bu yeni sistemde de böyle bir riskin olabileceğine dikkat çekti.

Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Bayram Tekin’in sınavın zor olacağına dair yaptığı açıklamadan bahseden Aksoy, hem sınavın zor olması hem de tek oturumlu olmasının öğrencilerin sınav kaygısını tetikleyeceğinin altını çizdi.

Eğitimde fırsat eşitsizliği yaratabilir

Sınav sorularının ezbere dayalı değil, öğrencilerin analitik becerisini ölçmeye odaklı olduğunu belirten Aksoy, öğretim programlarının bu bağlamda yetersiz olduğunu, müfredatın ve ders kitaplarının öğrencilere bu kazanımları sağlamada eksik kaldığını ifade etti ve bu durumu tutarsızlık olarak nitelendirdi.

Öte yandan sınav sorularının zor olmasının diğer bir boyutunun da öğrencilerin okul dışı kaynaklara yönelmesi olduğunu ifade eden Aksoy, bunun eğitimde fırsat eşitsizliği yaratacağını, özel ders alma imkanı olan çocukların daha avantajlı olacağı manasına geldiğini söyledi.

Didem Aksoy ile yaptığımız söyleşinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz:

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.