İran’da ajanlık suçlamasıyla tutuklandıktan sonra yetkililer tarafından intihar ettiği açıklanan İranlı-Kanadalı çevreci sosyoloji profesörü Kavus Seyid İmami’nin ailesi basına konuştu.
İntihar haberine şüpheyle yaklaşan aile bağımsız bir otopsi talebinde bulunmuştu ancak istekleri reddedildi. Çünkü ailenin izni olmadan Kavus Seyid İmami’nin resmi otopsisi gerçekleştirilmişti. İmami’nin eşi Meryem Seyid İmami iki haftadan uzun süre boyunca eşinden haber alamamış, haber aldığında ise İmami çoktan ölmüştü.
Meryem İmami Tahran savcılığına çağrılmış, savcı ve Devrim Muhafızları’ndan dört kişi ile beraber bir odaya kapatılıp sorguya çekilmişti. Meryem İmami’nin, oğulları Ramin ve Mehran’a anlattığına göre bu kişiler ona gittikleri partileri, tanıştıkları kişileri sormuş ve aile fotoğrafları göstermişlerdi. Kocasının çevre projelerini sorguladıktan sonra bir casus olduğundan haberi olup olmadığını sormuşlardı. Sonunda Meryem İmami’ye kocasını görebileceğini söylediklerinde, “Yalnız bir şey var”, demişler, “Kocanız öldü”.
Kavus Seyid İmami’nin ailesi, casusluk ithamını reddediyor. İran’da sevilen bir şarkıcı olan Ramin verdiği bir röportajda “Onun adına bir heykel dikilmeliydi, hapishanede ölüme terk edilmemeliydi” diyor. Mehran ise şeffaf bir sorgulama istediğini söylüyor. İki kardeş, Devrim Muhafızları’ndan gelen uyarıları dikkate almayarak basına konuşmaya kararlı. Babaları ve İran hapishanelerinde gizemli bir şekilde hayatını kaybeden diğer insanlar hakkında bir açıklama bekliyorlar.
İmami ailesinin evlerini satıp ülkeyi terk etmemeleri için tapularına el kondu. Sosyal medya kullanıcıları da meseleyi tartışmamaları için uyarıldı.
Üzüntü ve kızgınlık yaratan Kavus Seyid İmami’nin ölümü, aynı zamanda İranlılar için değişim ve umudun sembolü hâline geldi. İmami’nin de aralarında bulunduğu çift pasaport sahibi en az altı kişinin tutuklanmasının sebebinin, devrimin savunucuları ile değişim yanlıları arasındaki tansiyon olduğu düşünülüyor.
