8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yurt genelinde binlerce kadın sokaktaydı. İzmir’de Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplanan ve valilik tarafından yürümelerine izin verilmeyen yüzlerce kadın kendilerine yönelik artan şiddet, taciz ve tecavüzleri, cezasızlıkları, çocuk istismarı ve kadına ayrımcı politikaları protesto etti.
Başta İstiklal Caddesi olmak üzere Türkiye genelinde özellikle 25 Kasım ve 8 Mart’larda alanları dolduran kadınların bu öfkesi neden?
Bunun için Türkiye İstatistik Kurumu verilerine bakmak bile yeterli. 2017 Kasım ayı itibariyle eğitim hayatından mahrum bırakıldığı için okuma-yazma bilmeyen kadınların oranı erkeklerin yaklaşık 5 katı. Bu durum istihdam ve işsizlik oranlarında da geçerli. Kadınların %13,4’ü işsizken bu oran erkeklerde %9…
Kadına yönelik cinayetler ise her geçen yıl artmakta. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre 2014’te 294 kadın erkekler tarafından öldürülürken bu sayı 2015’te 303’e, 2016’da 328’e, geçtiğimiz 2017 yılında ise 409’a yükselmiş durumda…
Durum şiddet konusunda da benzer. Kadınların %39’u eşi veya eski eşi tarafından şiddete uğrarken, başından geçenleri anlatamayan kadınların oranı %48. Yani bu konudaki sayısal veriler gerçeği yansıtmaktan çok uzakta.
Toplumsal alandaki cinsiyet eşitsizliği TBMM’de de kendini gösteriyor. Mecliste 467 erkek milletvekili varken kadınların sayısı sadece 76. Yani kadınların Meclis’teki temsil oranı sadece %14…
World Economic Forum Global Gender Gap 2017 Raporuna göre, Türkiye, cinsiyet eşitliği açısından 144 ülke arasında 131. sırada yer alıyor.