Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Önümüze bakarken…

Yayına hazırlayanlar: Gamze Elvan & Şükran Şençekiçer

Merhaba, iyi günler. 24 Haziran seçimlerine çok az zaman kaldı. Ve bugün cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylar iyice netleşmiş oldu. Şu âna kadar öne çıkan beş isim var. Selahattin Demirtaş’ın HDP adaylığı birazdan, herhalde yarım saat içinde duyurulacak ; ama o olduğunu biliyoruz. Sabah Muharrem İnce CHP’nin adayı olarak açıklandı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener zaten açıklanmıştı. Temel Karamollaoğlu yüz bin imza için başvurdu. Recep Tayyip Erdoğan da « Cumhur İttifakı »nın adayı olarak çıktı. Doğu Perinçek’in de bağımsız adaylık için başvurusu var. Baktığımız zaman, bugün imzalar toplanmaya başlandı. İlk gelen haberlere göre Meral Akşener için gerekli olan yüz bin sayısına ulaşıldığı söyleniyor ya da çok yakınında olduğu söyleniyor. Saadet Partisi’nin adayı Temel Karamollaoğlu’nun da otuz ila kırk bin arasında bir imza toplamış olduğu söyleniyor. Dolayısıyla Akşener ve Karamollaoğlu’nun seçime katılması büyük ölçüde gerçekleşecek gibi. Doğu Perinçek ise belirsiz. Doğu Perinçek’i sayarsak altı, saymazsak beş isimli bir yarış olacak.

İkinci tura kalır mı?

CHP tabii ki en çok merakla beklenen partiydi. Diğerlerinin hepsi belliydi. CHP’de seçenekler içerisinden Muharrem İnce, partinin kimliğine en fazla sahip olan kişi olarak öne çıktı. En son aşamada dört isim telaffuz ediliyordu. İnce’ye ek olarak Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve CHP milletvekili İlhan Kesici, bir de AK Parti kurucusu Abdüllatif Şener. Bunların içerisinden daha yoğun bir şekilde, daha eski olarak CHP’li olan Muharrem İnce –ki kendisi iki ayrı kere Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olarak CHP genel başkanlığına da talip olmuştu, kazanamamıştı– o aday oldu ve bugün gerçekten etkileyici bir konuşmayla sahalara indi, startı verdi.
İlginç bir yarış olacak. Bu yarışın ilk aşamasında imzalar meselesi kısa bir zaman içerisinde netleşecek. Daha sonraki aşamada soru şu olacak: Acaba ikinci tura kalacak mı seçim? İkinci tura kalırsa da, Tayyip Erdoğan’ın kalacağı kesin, onun karşısına kim çıkacak? Ve karşısına çıkan kişi hangi partiden olursa olsun, muhalefetin yani Tayyip Erdoğan’a oy vermeyen seçmenin hepsinin oyunu alıp cumhurbaşkanı seçilecek mi? Birbiriyle ilişkili sorular.

Erdoğan’ın kazanması çok zor bir seçimdi

Şimdi ikinci tura kim kalır? Daha öncelikle ikinci tur olur mu? İkinci tura kim kalır? Kalırsa Erdoğan’ın karşısında başarılı olur mu? Buna verilecek cevaplar tabii ki çok spekülatif. Herkes farklı şeyleri söyleyebilir, farklı yerlerden bakabilir. Ama ben özellikle şunu söylemek istiyorum: Bu aslında Tayyip Erdoğan’ın kazanması çok zor, hatta imkânsıza yakın olan bir seçimdi. Tayyip Erdoğan başkanlık sistemini getirerek aslında bir anlamda kendisini zora soktu. Çünkü daha önceden AKP birinci parti olarak Meclis çoğunluğunu sağlayarak, ya da en son gördüğümüz gibi MHP gibi bir başka ortağı da yanına katarak Türkiye’yi tek başına yönetebilme imkânına sahipti. Ama şimdi başkanlık sistemine geçip yüzde 50 artı 1 oya gelince, iş AKP açısından ve Erdoğan açısından riskli bir hâle büründü. Bir diğer husus da tabii çok ilginç, burada milletvekili seçimlerinde ittifakı yasallaştırdı Erdoğan, MHP’yi yanına alabilmek ve BBP’yi de yanına alabilmek için. Ama bir baktı ki ittifak meselesi muhalefetin de pekâlâ işine gelebiliyor. Milletvekili seçimlerinde HDP dışlanarak da olsa bir başka ittifak oluştu, dört partili bir ittifak oluştu. Dolayısıyla Erdoğan kendi krizini aşmak için geliştirdiği yöntemlerle aslında kendi durumunu daha da riske attı. Böyle bir durumla karşı karşıyayız.
Şu anda özellikle ekonomide yaşananlar, döviz kurlarında yaşananlar da göz önüne alındığında Erdoğan’ın işinin bu seçimde çok zor olduğunu söyleyebilirim. Haziran seçimlerinde biraz sürpriz bir yenilgi yaşamıştı AK Parti. Bu seferki daha belirgin, sürpriz olmayan bir yenilgi olabilecek durumda. Böyle bir şseyirde gidiyor. Bunun bir tarafta ideolojik bir yönü var, politik bir yönü var. Artık AKP’nin öyküsünün, Erdoğan’ın öyküsünün bitmiş olması var. Onu bugünlere kadar getiren söylemlerinden uzaklaşıp tekrar devletçi, katı milliyetçi, Kürt sorununda inkârcı bir çizgiye gitmesi, 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek Türkiye’deki demokrasiden, temel hak ve özgürlüklerden ve hukuk devletinden uzaklaşmayı daha da hızlandırması gibi hususlarla beraber büyük bir krizin içerisinde olduğunu görüyoruz. Buna bir de ekonomik sorunlar eklendi. Ve en son yapılan açıklamalar yani imar affı, vergi affı, emekliye çifte ikramiye gibi hususlar da AKP’nin bunca süredir pek yapmadığı, yapmamaya özen gösterdiği ve yapmadığını özellikle bize gösterdiği, iç ve dış kamuoyuna gösterdiği seçim ekonomisine bu kadar çaresizce başvuruyor olmaları da bir şeyleri gösteriyor.

Erdoğan yenilmezse

Bütün bunlara rağmen buradan bu seçimde bir Erdoğan yenilgisi –cumhurbaşkanlığı seçiminde bir, milletvekili seçiminde iki– çıkar mı? Bu gerçekten çok önemli bir soru. Olayın bir seçim güvenliği boyutu var tabii. Seçim yasasında çok büyük değişiklikler, mühürsüz oy pusulaları vs. gibi değişiklikler oldu. Olağanüstü Hâl’de seçime gidiyoruz. Özellikle HDP’nin gerek cumhurbaşkanlığı gerekse genel seçimlerde, milletvekili seçimlerinde işi daha da zor. Sadece HDP’nin değil, ama özellikle HDP’nin daha da zor. Olayın bir boyutu bu. Yani bu seçimde seçim sonuçlarının tam anlamıyla tüm vatandaşların, seçmenlerin içine sinecek bir güvenli ortamda yaşanmadığını bir kere vurgulamak lazım. Birincisi bu.
Ama onun da ötesinde Erdoğan bu sefer de yenilmezse, bunu büyük ölçüde kendi başarısından çok rakiplerinin başarısızlığında aramak gerekir. Aslında öteden beri bu böyleydi ama bu seçim bence esas olarak bunu gösterecek. Biliyorsunuz bu olayın öncesinde, beş adayın çıkmasının öncesinde şöyle bir tartışma vardı: Hangi yöntem daha sağlıklı? Tek bir adayda mı birleşmek, çok adayda mı birleşmek? Kimileri çok adaylı bir seçimin ikinci turu daha da garantileyeceğini söyledi, kimileri de bunun zıddını söyledi. Sonuçta bu tartışmaların bir önemi kalmadı çünkü çok adaylı bir noktaya varıldı.

Nasıl bir seçim kampanyası?

Şimdi buradaki soru şu: Kimler nasıl ikinci tura taşıyabilir? Nasıl bir seçim kampanyası bu seçimi ikinci tura taşıyabilir? Ve ardından ikinci turu muhalefet kazanabilir mi, nasıl kazanır? CHP’nin adayı konusunda çok spekülasyon yapıldı, dört ismin dışında acayip acayip isimler de telaffuz edildi ve sonuçta Muharrem İnce’de karar kılındı. Benim açıkçası kişisel görüşüm, keşke Ekmelettin İhsanoğlu döneminde Muharrem İnce ya da onun profilinde birisi hatta Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir adayla girmiş olsaydı CHP. O tarihte CHP’nin kendisinin bir aday çıkarması, içinden bir aday çıkarması çok daha doğruydu, Ekmelettin İhsanoğlu yanlışı yapıldı. Bugün bu konuda emin değilim, ama gelinen noktada artık böyle bir ortak aday falan söz konusu olamadığı için şu anda Muharrem İnce’nin aday gösterilmesi CHP için en iyi seçeneklerden birisi olarak gözüküyor — en azından partiyle bütünleşmiş bir isim. Partisinde iki kere kaybetmiş olmasına rağmen genel başkanına küsmemiş bir isim, tabii burada Kılıçdaroğlu’nun da kendisine rakip olarak çıkmış birisini cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesi de özellikle altını çizilmesi gereken bir husus.
Kişisel tahminim, eğer ikinci tura kalırsa, herhalde Muharrem İnce kalır diye düşünüyorum ; tabii tahminlerin doğru çıkması gibi bir iddiam yok; benim hissiyatım odur ki Meral Akşener ilk günden imzaları yoğun bir şekilde toplamış olsa da Meral Akşener’in Muharrem İnce gibi CHP’yle özdeşleşmiş bir ismi geçme ihtimali çok yüksek olmayabilir. Başka isimler olsaydı daha kolay olabilirdi işi ,; ama Muharrem İnce buraya bir dinamizm getirecek, eğer örgüt de CHP tabanı da ona gerçekten sahip çıkarsa Muharrem İnce ikinci isim olarak çıkabilir.

Demirtaş’ın tahliyesi şart

Ama onun tek başına ikinci isim olarak çıkması bunu ikinci tura taşımayacak, burada bakmamız gereken diğer hususlar, Meral Akşener’in ve İYİ Parti’nin performansı ve tabii ki HDP. HDP cezaevindeki bir siyasetçiyle seçime giriyor; bir kere Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmesi lazım, bu yarışa aktif bir şekilde katılmasının sağlanması lazım, diğer adayların da –Erdoğan’ın bunu yapmayacağını biliyoruz– bunu talep etmesi lazım, Meral Akşener özellikle bu konuda ne söyleyecek açıkçası merak ediyorum, HDP’nin performansı çok önemli başkanlık seçiminde, aynı zamanda milletvekili seçiminde. Bir de Saadet Partisi var tabii. SP bir ilgi yakaladı, Temel Karamollaoğlu kişisel olarak ayrıca bir ilgi yakaladı, SP’ye gerek başkanlıkta gerekse milletvekilliği seçimlerinde gelecek oyların ezici bir çoğunluğunun AKP’den gelmiş, gelecek oylar olduğunu varsayabiliriz. Çünkü SP’nin en son girdiği seçimlerde aldığı oy oranı hayli düşüktü ; mesela şu seçimde cumhurbaşkanı adayı olarak Temel Karamollaoğlu diyelim ki %5 civarı veya daha üstü oy alması durumunda, bu seçimin ikinci tura kalmasının kesin olduğunu söyleyebileceğiz ; çünkü bu oylar büyük ölçüde Erdoğan’dan ona gelmiş oylar olacak, o anlamda SP’nin performansının da çok önemli olacağını düşünüyorum.

Dört aday, dört seçenek

Toparlayacak olursak, bu haliyle seçimin ikinci tura kalıp kalamayacağını söylemek için çok erken; ama aritmetik olarak baktığımız zaman, eğer İYİ Parti hakikaten kendisine atfedilen önemdeyse, onun arkasında olduğu söylenen rüzgâr hakikaten varsa ya da yarısı kadar varsa ve SP de gerçekten Temel Karamollaoğlu’yla bir ivme yakalamışsa, HDP’yi biliyoruz bütün operasyonlara vs.ye rağmen çok sadık bir tabanı var en azından cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’a sahip çıkacaklarını varsayıyoruz, CHP’nin de geleneksel gücünü belli ölçülerde koruması durumunda bu seçimin ikinci tura kalması garantidir; ama eğer kalmazsa, o zaman buradaki seçeneklerinin her birinin ayrı ayrı gözden geçirmek gerekecek.
1) CHP’nin kendi tabanını Muharrem İnce gibi bir adayla kontrol edip edemediğine,
2) Meral Akşener’in İYİ Parti’yle gerçekten bir rüzgâr yakalayıp yakalayamadığına,
3) SP üzerinde yoğunlaşan dikkat çekici ilginin sahici olup olmadığına ve
4) HDP’nin kendi tabanıyla olan o bütünleşmesinin sürüp sürmediğine bakacağız.
Bütün bunların hepsinin bir arada bir ölçüde olması durumunda, seçim ikinci tura kalır ve ondan sonra da kimin ikinci tura kalacağını ve o kişinin diğer muhalefet adaylarına oy vermiş seçmenin oyunu alıp almayacağına bakacağız.

HDP oylarını ikinci turda kim alabilir?

Orada tabii söylemler önemli olacak, orada tabii dile getirilenler önemli olacak; ancak şunu söyleyebilirim: Meral Akşener ile Muharrem İnce arasında ikisinden birisinin ikinci tura kalma durumunda HDP oylarını alıp almaması seçeneğinde, çok net bir şekilde Muharrem İnce’nin daha avantajlı olduğunu söyleyebilirim. Bu benim kişisel görüşüm, gözlemim ; ama bu tek başına yeter mi? Ona çok emin değilim. Evet, gerçekten ilginç bir yarış başlıyor, önümüze bakıyoruz, en azından beş aday görüyoruz. Doğu Perinçek de 100 bin imzayı toparlayabilirse altıncı bir isim olarak çıkacaktır ; ama şu haliyle beş adaylı seçimde bir tarafta Erdoğan, karşısında dört ayrı aday; o dört ayrı aday %50+1’i alırlarsa bu seçim ikinci tura kalıyor. Normal şartlarda Tayyip Erdoğan’ın kazanmasının çok zor olduğu, konjonktürel olarak bütün bu AKP’nin durumuna, Türkiye’nin durumuna –Erdoğan’ın durumuna diyelim– baktığımız zaman, kazanması çok zor olan bir seçime giriyoruz.
İşte burada muhalefet esas olarak belirleyici olacak ve de tabii ki iktidarın sonuna kadar devlet imkânlarını hoyratça kullandığını ve kullanacağını biliyoruz, bu opsiyonu tutalım, bu opsiyon hep masada, ama şunu unutmamak lazım: Eğer hakikaten bu ülkede seçmen bir şeyleri değiştirmek istiyorsa, ne olursa olsun bunu değiştirir. Sandıkta bunu unutmamak lazım, yani bir sandıkta çok net bir şekilde bir tarafın galibiyeti varsa ya da bir tarafın çok net bir yenilgisi varsa, onu değiştirmek bence kolay kolay mümkün olamaz; ama tabii Türkiye bir Haziran-Kasım seçimleri olayı yaşadı, bu sefer başkanlık seçimi için özellikle bunun olabileceğini sanmıyorum, ancak milletvekili seçimlerinde böyle bir ihtimal telaffuz ediliyor. Yani Erdoğan cumhurbaşkanı seçilir, ama “Cumhur İttifakı” Meclis’te çoğunluğu sağlayamazsa, Erdoğan ülkeyi yeniden seçime götürür diye bir senaryo var; ama o şimdilik erken bir senaryo. Şu haliyle esas olarak tabii ki gündemimiz cumhurbaşkanlığı seçimi olacak ve bu cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalıp kalmayacağı, kalırsa Erdoğan’ın karşısına kimin çıkacağı olacak.
Evet, ülkeye hayırlı olsun. Eşit olmayacak bu seçim, adil olmayacak bu seçim, özgür olmayacak bu seçim, ama yine de Türkiye kendi kaderini her türlü zorluğa ve engele rağmen seçme şansını yakalamış durumda, bakalım hayırlısı neyse o olsun diyelim.
Evet, söyleyeceklerim bu kadar. İyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.