Rakka, yedi yıldır süren Suriye iç savaşının en yoğun yaşandığı şehirlerden biri. Şehir, iç savaşın başlangıcından beri ilk önce rejimin kontrolünden muhaliflere, ardından muhaliflerim kontrolünden IŞİD’e ve en sonunda IŞİD’in kontrolünden çoğunluğunu PYD’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin eline geçti.
ABD desteğindeki SDG güçlerince ele geçirilmesinin ardından Rakka’yı ziyaret eden Washington Post Bağdat Temsilcisi Tamer El-Ghobashy, izlenimlerini detaylı bir biçimde kaleme aldı.
El-Ghobashy, izlenimlerine Rakka’nın Suriye’nin geri kalanından tamamen izole olduğunu ve bu izolasyonun savaş koşullarına rağmen beklenenden çok daha şiddetli olduğunun altını çizerek başlıyor. Telefon hatlarının ve baz istasyonlarının olmadığı şehir, iki saat uzaklıktaki Ayn İssa kentinde yaşayan SDG’lilerce idare ediliyor. Rakka’da yaşayanlar, Ayn İssa’daki yöneticileriyle günlük dört saatlik bir yolculuğu göze alıp finanse edebildikleri takdirde görüşebiliyor.
El-Ghobashy, maddi kaynak problemi olmamasına rağmen kendisinin bile Kobani’den Rakka’ya dört saat süren yolculuğun külfetli ve kaygı dolu geçtiğini belirtiyor. Ortalama bir Rakka’lı için ise bu yolculuk, neredeyse gezegenin bir başka yerine gitmek kadar zor. Şehri terk etmek için SDG’li yöneticilerden izin almak gerekiyor ki bu son derece uzun bir bürokratik işlem anlamına geliyor.
Rakkalı Yahya El-Hayun’un Kobani Seyahati
El-Ghobashy, yazısında Yahya El-Hayun adında bir Rakkalı’dan da bahsediyor. İç savaştan önce Rakka’da bir kebapçı dükkanı olan El Hayun, iç savaş sonrası yıkılan lokantasını tekrardan açmak amacıyla tüm malvarlığını satar.
Lokanta inşaatında gereken bir takım malzemeleri Rakka’da bulamayan El-Hayun, bunları temin etmek için Kobani’ye gitmeye karar verir. Gerekli izinleri almak için haftalar harcayan El-Hayun en sonunda Kobani’ye doğru yola çıkar. IŞİD’in yönetimindeki Rakka’da hiçbir iletişim aracına izin verilmemesine rağmen, El-Hayun ve ailesi 2015 yılında Kobani’de IŞİD’e karşı büyük mücadele verildiğini duymuştur. Bu sebeple Kobani’ye gittiğinde, tıpkı Rakka’da olduğu gibi yıkılmış bir şehir görmeyi bekler. Dört saatlik yolculuk sonunda Kobani’ye geldiğinde, El-Hayun karşısında savaşı çoktan atlatmış bir şehir bulur. Şehirde mermilerle delinmiş bir duvar dahi gözüne çarpmaz. El-Hayun, ihtiyacı olan malzemeleri alır ve sonrasında bir şeyler içmek üzere bir kafeye gider: “Bir kadeh viski ve sonra bira içip, üzerimdeki şoku atmaya çalıştım. Yıllardır duyuyorduk: Kobani, Kobani, Kobani. İşte karşımda, hiçbir şey olmamış gibi.”