Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İngiltere Başbakanı May, Brexit yüzünden dağılan kabinesini “şimdilik” topladı ama koltuğu hâlâ tehdit altında

İngiltere’de Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma sürecinin (Brexit) nasıl yürütüleceğine ilişkin anlaşmazlık ard arda gelen iki istifa ile Başbakan Theresa May’i zor durumda bıraktı. Önce Brexit Bakanı David Davis, ardından da Dışişleri Bakanı Boris Johnson, May’in AB’den tam bir kopuşu müzakere etmeyecek olmasına tepki göstererek koltuklarını terk ettiler. Davis istifa mektubunda, “Şu anda izlenen taktik ve siyaset İngiltere’nin ortak pazar ve gümrük birliğinden ayrılma ihtimalinin giderek azaldığını gösteriyor” diye yazmış ve bu siyasetin İngiltere’yi en iyi ihtimalle zayıf bir durumda bırakacağını ileri sürmüştü. Boris Johnson ise şöhretine uygun bir şekilde daha sansasyonel bir üslup takınarak, Başbakan May’in Brexit sonrası için planlandığı ticari yapının İngiltere’yi “Avrupa Birliği’nin sömürgesi” haline getireceğini ileri sürdü.

İstifalarla otoritesi sorgulanmaya başlanan Theresa May, Davis ve Johnson’ın yerine gecikmeksizin kendisine yakın isimleri atadı: Sağlık Bakanı Jeremy Hunt yeni Dışişleri Bakanı, yeni Brexit Bakanı da İskân Bakanı Dominic Raab oldu. (Kültür Bakanı Matt Hancock Sağlık Bakanlığına, -yargıdan sorumlu merci- Başsavcı Jeremy Wright Kültür Bakanlığına, MV Geoffrey Cox da Başsavcılık görevine getirildi). Hunt Haziran 2016’daki Brexit referandumu sırasında AB’de kalınması için kampanya yürütmüştü; yeni Dışişleri Bakanı olarak ilk açıklaması da, Brexit sürecinde May’in planına tam destek vereceğini belirtmek oldu. Yeni kabine de bugün toplanarak, sosyal medya üzerinden krizin yatıştığı mesajı verdi.

May salvoyu savuşturdu ama koltuğu hâlâ tehdit altında
Theresa May Brexit sürecine dair anlaşmazlıkları gidermek üzere geçen Cuma günü, Chequers’ta bakanları ile toplanmış, ardından “yumuşak” bir ayrılık stratejisi konusunda uzlaşma sağlandığını duyurmuştu. Ancak Davis ve Johnson’ın istifası, “sert çıkışı”, yani İngiltere’nin AB ile bağlarını mümkün olduğunca koparmasından yana olanların ödün vermeye niyetli olmadığını gösterdi. İngiliz basınındaki bazı yorumlara bakılırsa, muhalif kanat May’in liderliğine karşı bayrak açıp koltuğunu zorlayabilir.

Johnson’un istifasının ardından konuşan May ise, “Hükümet her türlü Brexit ihtimaline hazırlanmalı, buna anlaşma olmadan AB’den ayrılmak da dahil” açıklaması yaptı. Ama kendi stratejisini savunmaktan da geri durmadı: “Referandum sonrası geçen iki yılda her fikri ve her türlü Brexit olasılığını dinledim. Doğru Brexit bu ve 29 Mart 2019′;da Avrupa Birliği’nden ayrılacağız.”Peki May’in savunduğu “doğru Brexit” nasıl bir şey? Ayrılık müzakerelerini sürdüren Londra ve Brüksel, gelecekte nasıl bir ticari ilişkileri olacağı konusunda henüz anlaşmaya varabilmiş değil. May, karşı tarafa emeğin serbest dolaşımını sonlandıracak buna karşılık malların serbest dolaşımını sürdürecek bir öneri sunmak istiyor. Ancak AB’nin bu teklifi kabul edip etmeyeceği bilinmiyor. Alman basınındaki yorumlarda, “biraz Gümrük Birliği, biraz da İngiltere’ye uyabilecek şekilde tek Pazar karışımı” içeren önerilerin AB tarafından kabul edilmesi imkansız ve Theresa May, “İngiltere saflarındaki sert rakipleri ile mücadelesinden galip çıksa da, ileride Brüksel taleplerini yerine getiremeyeceği için de koltuğunu kaybedebilir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.