Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Bir kadın, bir başörtüsü, yüzlerce söz sahibi: “Biraz daha sabretsen severdin”

“Çok fazla mesaj alıyorum. “Biraz daha sabretsen severdin” diyen insanlar oldu. Yani başta şöyle bir mantıksızlık var, bunu sabredeceğim bir şey olarak tanımlıyor, yani bir baskı unsuru olduğunun farkında ama sabrederek bunu seveceğimi söylüyor”

Bir kadın başörtüsünü örtme veya çıkarma kararı noktasında kaç baskı unsuru ile karşılaşabilir? Aile unsuru, yakın çevre unsuru veya hiç tanımadığı yüzlerce hatta binlerce insan… Sosyal medya hayatımızın birçok noktasında etkinliğini iyiden iyiye gösterirken başörtüsünü çıkarmış olan bir kadın ile başörtüsü örtme ve çıkarma süreçlerini, sosyal medya üzerinden aldığı tepkileri ve aldığı dayanışma mesajlarını konuştuk.

İlk ne zaman başörtüsü örttün ve bu nasıl oldu?

14 yaşındaydım. Aslında ailem görünür bir baskı yapmadı, yani ‘”ille de kapan” demedi ama bir nevi psikolojik baskıya uğradım. Mesela annem gelip bana “kapan” demiyordu, kapanmıyorum diye ağlıyordu, sinir krizlerine giriyordu. Gittiğim ortamlarda, beni soktukları ortamlarda etrafımdaki insanlar hep başörtülüydü. Medreseye, dernek evlerine falan özel ders almaya gidiyordum ve bütün günüm orada geçiyordu. Sürekli öyle insanları gördüğümde kendimi kötü hissettim. Çoğunluğun dışındaymış gibi hissetmek farklı bir şey, mesela herkesin başörtüsüz olduğu bir ortamda tek başörtülü ben olsaydım da öyle hissederdim herhalde. Etrafımdaki herkes kapalı olduğunda “Evet olmam gereken bu” diye düşündüm ve kapandım. Kendi isteğimle gibi dursa da aslında psikolojik baskının büyüklüğünden kaynaklandı bu. Sonradan bunu araştırmadan yaptığımı fark ettim ve pişman oldum. Bir yıl öyle mutlu mutlu gezdim daha bir şeylerin bilincinde olmadan, liseye geçtiğimde ise başörtülü olmak istemediğimi fark ettim.

Zaten asıl baskı kapandıktan sonradan başladı. Ben dar pantolon giymiyordum. Bir keresinde giydim, üzerine uzun bir şey giydim, botumdan da bacağım en fazla bir 10 cm görünüyordu. Bir gün eve geldim annem pantolonumu yakmış. Daha küçüktüm, daha ilkokul yedi veya sekizinci sınıftaydım. Ondan sonra harçlıklarımla beş altı tane dar pantolon aldım, asında hiç hoşlanmıyordum ama onlar “dar” dedikçe daha dar pantolonlar aldım, hatta pantolonlarımı daralttırdım. Uzun kıyafet giymem gerektiğini söyleyip kıyafetlerimi yırttıkça ben daha kısa kıyafetler almaya başladım

 “Vegan olduğum zaman aileme karşı verdiğim mücadele başörtümü çıkarma sürecimi de kolaylaştırdı”

Başörtünü çıkarma kararın nasıl gelişti?

16 yaşındaydım, iyi bir liseye gidiyordum, onun için etrafımdaki insanlar da birazcık daha okuyan, kendini geliştiren insanlardı ve onları gördükçe “Hayır böyle olmak zorunda değilim” diye düşündüm. Çünkü onlar da benim gibi ama başörtülü değiller, olmak zorunda da değiller. Bir yandan da biliyorsunuzdur başörtülü bir kadının spor yapması, erkek arkadaşının olması acayip karşılanıyor, bu tarz şeylere çok maruz kadım. Anneme istemediğimi söyledim, “Bunlara maruz kalıyorum ve üzülüyorum” dedim. O da bana “O zaman onları çözeriz” gibi bir cevap verdi. Ben çok korkak bir şekilde konuştuğum için ailem de çok kolay bir şekilde sindirebildi beni.  Okula gidip geliyordum, 15 yaşındayken keman kursuna gidiyordum ama bunları yaparken büyük bir özgüvensizlik taşıyordum. Aynaya her baktığımda bu kişi ben değilim” diyordum ve sosyal çevremle ilişkilerim çok bozuldu, zorunda kalmadıkça altı ay boyunca asla evden çıkmadım. Dediğim gibi özgüvenim çok düştü ve özgüvenimi yükseltmek için çok şey yapmaya çalıştım ama biliyordum ki özgüvenimi tek bir şekilde yükselir; kendimi kendim gibi görmek.

Ailenin bu kararına tepkileri ne oldu?

Annemin ilk zamanki tepkisi “Tamam başka şehre gittiğinde açıl ama burada açma” oldu. Babamın tepkisi ise “Bizi el aleme rezil mi edeceksin?” idi. Aslında ailelerin de korktuğu şey dinden uzaklaşmamız veya dinin gereklerini yerine getirmememizden çok toplum baskısı. Görünmese de Türkiye’de çok yoğun, çok ağır bir mahalle baskısı var ve aileler daha çok mahalleden korkuyor, insanların ne diyeceğinden korkuyor, din değil onların sorunları bence.

Bir de aslında benim aileme karşı verdiğim ilk mücadele vegan olduğum süreçteydi. O süreçte ilk defa ailem kararlılığımı ve inatçılığımı gördü. Bu, başörtümü çıkardığım süreci de etkiledi diye düşünüyorum. Onlara karşı verdiğim ilk mücadeleyi ben kazanmıştım ve böylelikle “Yaparım” dediğim bir şeyi yapacağımı anladılar diye düşünüyorum.

“Biraz daha sabretsen severdin”

Sosyal medyada bu kararını açıklaman tepkilere yol açtı, oldukça fazla tepki gördün. O insanlara karşı bir cevap hakkın var ve o insanlara ne söylemek istersin?

Ben aslında paylaşım yaparken bu kadarını beklemiyordum. Yani sosyal medyada geniş bir hedef kitlem yoktu sadece arkadaşlarım, yakın çevrem vardı ve birden beni görüp şaşırmasınlar, okuyup hazırlıklı olsunlar diye paylaşmıştım kararımı. Sonra birçok tepki ile birlikte yayıldı tabii bu gönderi.

Çok fazla mesaj alıyorum. Bu mesajlarda beni eleştiren, bu kararıma tepki gösteren insanlar da var. Beni İslam’a davet eden, “İyice okuyup araştırmadığın, bilmediğin için böyle bir karar almışsın” diyen hatta  “Biraz daha sabretsen severdin” diyen insanlar oldu. Yani başta şöyle bir mantıksızlık var, bunu sabredeceğim bir şey olarak tanımlıyor, yani bir baskı unsuru olduğunun farkında ama sabrederek bunu seveceğimi söylüyor, “Seversin” derken ya alışmamı ya da boyun eğmemi kastediyor. Gelen mesajlarda insanlar beni sürekli “İslam’a davet” ediyor. Gelmiyorum yani kusura bakma, bunu yapmak için çok uğraştım. Bence bunu kimse yaşamadan bilemez. Ben o insanların hiçbirinin benden daha Müslüman benden daha Allah’ı tanıyan insanlar olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten Allah’a inanıyorlarsa o zaman Allah’ın, kişileri başörtülerine, kıyafetlerine göre yargılamadığını bilmeliler bence.

Tepki kadar dayanışma mesajları da oldu sanırım…

Benim için hiç kolay bir süreç değildi. Arkadaşım pek yok ve ailem üzerime çok geliyordu, kendimi çok yalnız hissediyordum. Daha sonra bana yüzerce mesaj geldi. Kimisi maddi yardım yapabileceğini kimisi manevi olarak destek olduğunu, yanımda olduğunu söyledi. Bu insanların sadece bana yardım etmek istediklerini düşünmek bile bana çok fazla cesaret verdi, güç verdi çok iyi geldi.

Onun dışında  “Ben de açılmak istiyorum ama cesaret edemiyorum. Bana çok cesaret verdin.” şeklinde mesajlar da alıyorum. Daha 18 yaşındayım ama 28 yaşındaki, 35 yaşındaki kadınlar yazıyor, “Ben hala yapamadım ama sen yapmışsın, nasıl yaptın?” şeklinde benden tavsiye, fikir almak istiyorlar. Bu beni çok duygulandırdı. Yani gelen mesajlarda genellikle insanlar başörtülerini çıkarmak istediklerini ve buna cesaret edemediklerini söylüyorlar.

Başörtünü çıkarıp ilk kez dışarı çıktığın zaman neler hissettin ve şu an nasıl hissediyorsun?

Yaklaşık bir hafta önce çıkardım başörtümü. Beni en çok etkileyen şey rüzgardı, rüzgarın gerçekten saçlarıma değmesi tarif edemeyeceğim bir şey. Diğer insanlar için çok sıradan olabilir ama sen yıllarca o hissi yaşamadığında ve birden onu hissedince çok güzel hissediyorsun. Bazen bunalınca saçımı topluyorum ama bir rüzgar estiğinde hemen açıyorum saçlarımı. Ben ailemin olmadığı bir yerde açtım başımı, ne hissettiğimi görmek istedim ve dedim ki, “Bunu yapacağım.” Onu hissettiğim zaman tekrar kapatamayacağımı, öyle kalamayacağımı anladım. İnanılmaz özgüvensizdim ve arkadaşlarıma bu sebepten aram bile açılmıştı. Kendime hiç güvenim yoktu, dışarı çıkmak istemiyordum. Şimdi dışarı çıkıyorum, geziyorum, dans ediyorum çok mutluyum, kendim oldum yeniden.

Şu an ailen ve sosyal çevrenle ilişkin nasıl?

Beklediğimden daha sakin karşıladılar diyebilirim. Bu kadar anlayışlı olmalarını beklemiyorum, çünkü daha önce çok sindirdiler beni. “Dövmediğimiz için mi oldu?” demişti, 15 yaşındaydım ve çok korkmuştu. Şimdi biraz daha büyüyüp görünce bu defa ben kararlı bir şekilde “Ne yaparsanız yapın, ben istemiyorum” dedim, daha sonra “Seni evlatlıktan reddeder, bundan sonra hiç sevemem” falan dedi. Şu anda yine aramız çok iyi olmasa da konuşuyoruz yine birkaç haftaya düzeliriz diye düşünüyorum, her şeye alışıyorlar. Hatta ben bu aralar ondan hiç para istemiyorum geçen gün kedime mama almış, “Senin paran yoktur, alamıyorsundur” dedi. Mutlu oldum.

Arkadaşlarımı ise daha çok anlayışlı insanlar arasında seçtiğim için hiçbir sorun çıkarmadılar. Sadece eski arkadaşlarım, mahalleden arkadaşlarım kaba davrandı bana. Kapalı bir arkadaşım benim için “Duydun mu açılmış, iyice değişti tuhaf bir insan oldu, artık neler neler yapar” demiş. Tuhaf geldi ama onun da esasında açılmak istediğini düşünüyorum ve ona da hak veriyorum.

Senine aynı süreci yaşayan kadınlara ne söylemek istersin?

Benim söyleyeceğim en önemli şey ailelerine bu konuyu açtıklarında çok kararlı olsunlar. Onları sindirmeye çalışacaklar, belki şiddet uygulamaya çalışacaklar, hakaretler edecekler, tehdit edecekler ama eğer kararlı olurlarsa dik dururlarsa bence bu durumu aşabilirler çünkü aile hiçbir şekilde çocuğundan vazgeçemiyor, kopamıyor o yüzden cesur olmalılar.

 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.