Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

SDG hapishanelerindeki 600 IŞİD’linin kaderi Washington’a bağlı

ABD Kongresi’nden bir heyet, Kuzey Suriye’de YPG ağırlıklı Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki, yabancı IŞİD’li militanların bulunduğu iki hapishaneyi gezdi. Heyetle birlikte geziye katılan Amerikan New York Times gazetesinden Charlie Savage’ın haberini özetleyerek aktarıyoruz:

Kuzey Suriye’de SDG’nin hakimiyeti altında yedi geçici hapishane bulunuyor. Bu hapishanelerde, IŞİD hesabına savaştıkları suçlamasıyla 50 ülkeden yaklaşık 1000 erkek militan bulunuyor.

1000 kişilik IŞİDli grubun 400 kadarı Suriye vatandaşı. SDG’nin “yabancı savaşçılar” olarak adlandırdığı geri kalan 593 kişi ise başta Mısır, Fas, Suudi Arabistan, Tunus ve Türkiye olmak üzere 50 farklı ülkenin vatandaşlıklarına sahip. 80 kişi Avrupa ülkelerinden ve bunların 40’ı Rus, 15’i Alman, 10’u ise Fransız vatandaşlığına sahip.

Söz konusu yabancı savaşçıların geleceği ise belirsizliğini koruyor. Zira SDG egemen bir devlet olmadığından, mahkemeleri uluslararası alanda tanınmıyor. Bu yüzden SDG yönetimi yalnızca Suriye vatandaşı olan IŞİDliler’i yargılayabiliyor. Vatandaşı oldukları ülkeler ise, bu kişileri ülkelerine geri almak konusunda bir hayli isteksiz. Özellikle Batılı ülkeler, yabancı IŞİDliler’in kendi ülkelerindeki cezaevlerine konulduklarında, oradaki diğer mahkumları da radikalize etmelerinden çekiniyor.

Screen Shot 2018-07-19 at 16.08.49

Bununla birlikte, SDG yönetiminin yabancı IŞİDliler’i sonsuza kadar kendi bölgelerinde tutamayacağı da bir gerçek. Bu yüzden ABD yönetimi bu gruptan bazı kişileri ABD’deki sivil mahkemelerde yargılamak ya da Guantanamo’daki hapishanelere nakletmek gibi çeşitli formüllerin peşinde. Bu kişiler arasında, çektikleri vahşi propaganda videolarında esir aldıkları kişilere işkence etmek ve kafalarını kesmekle isimleri duyuran ve İngiliz aksanlarından dolayı “The Beatles” olarak anılan grubun iki üyesi, El Shafee Elsheikh ve Alexanda Kotey de var. İngiltere’nin vatandaşlıktan çıkarılan bu iki kişinin geleceklerinin ne olacağı bir açıdan da ABD siyasetindeki dengelere bağlı. ABD’li ulusal güvenlik uzmanları IŞİDliler’in sivil mahkemelerde yargılanmasından yana. Ayrıca bir kişinin Guantanamo’da tutulmasının maliyeti, sıradan bir cezaevinde tutulmasından çok daha yüksek. Ancak Trump yönetiminin bir kısmı, 2008 yılından bu yana yeni mahkum gelmeyen Guantanamo’ya yeniden işlerlik kazandırmaktan yana.

Gezide yer alan Güney Karolina Cumhuriyetçi Senatörü Lindsey Graham, tutukluların, istihbarat elde etmek amacıyla önce Guantanamo’ya götürülmesi ve daha sonra sivil mahkemeye çıkarılmasından yana. Diğer katılımcı, Demokrat Partili New Hampshire Senatörü Jeanne Shaheen ise ABD’ye götürülecek IŞİDliler’in derhal adaletin önüne çıkarılmasını doğru buluyor. Guantanamo seçeneğine karşı olan Shaheen’e göre; bu seçenek fayda yerine zarar veriyor, zira Guantanamo, yeni militan devşirmek isteyen IŞİD için adeta bir “işe alma merkezi” gibi işliyor. Guantanamo’da tutulan kişilere yapılan işkenceler; IŞİDliler’e, Batılı tutsaklara işkence etmek için kendi açılarından bir meşruiyet zemin sağlıyor.

Bununla birlikte geri kalan ABD’nin almadığı mahkumların kaderinin ne olacağı sorusunun cevabı yine açıkta kalıyor.

Hapishanelerin güvenliğinin sağlanması için ABD maddi yardım sağlıyor

Okul ve diğer kamu binalarının dönüştürülmesiyle oluşturulan geçici hapishanelerdeki güvenlik sorunları da konunun başka bir boyutu. Geçen sonbaharda birkaç mahkum tünel kazarak kaçmayı başarmış. ABD yönetimi söz konusu hapishanelerde güvenlik tedbirlerinin artırılması için o tarihten bu yana SDG’ye 1.6 milyon dolarlık yardımda bulunmuş.

Gezide yer alan Cumhuriyetçi Senatörü Graham şunları söylüyor: “Gördüğüm hapishaneler ve yöneticileri düşündüğümden daha iyi. Ancak büyük resme bakmak gerek. Buradaki durumun ne kadara sürdürülebileceği belirsiz. Burada tutulanların öldürülmeleri ihtimali de var, sokağa bırakılma ihtimali de…”

SDG’nin bölgesel istihbarat şefi Havall Khobat, Ayn İsa’daki hapishanedeki turda ABD’li heyete mihmandarlık ediyor. Kobat mahkumların durumuyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Kısıtlı kaynaklarımıza rağmen hapishaneleri daha güvenli ve insancıl hale getirmeye çalışıyoruz. Haftada bir doktor muayenesi, klima, televizyon ve mahkumların gün içinde zaman geçirdikleri bir avlu var. Mahkumlar Dünya Kupası maçlarını bile izleyebildiler”. “Mahkumlara herhangi bir kötü muamele yapılıp yapılmadığı”yla ilgili bir soru geldiğinde ise Khobat detay vermekten kaçınarak, geçen yıl bir gardiyanın kötü muamele nedeniyle suçlu bulunarak mahkum edildiği bilgisini vermekle yetiniyor. Khobat ayrıca, Fas ve Tunuslu mahkumların daha radikal olduğunu, bunlar dışındaki diğer ülkelerden gelen mahkumlarla çok az problem yaşadıklarını söylüyor.

Ağustos ayında tüm IŞİDliler bir hapishanede toplanacak

Öte yandan; ABD Özel Kuvvetleri’nden bir ekip de haftada bir hapishanelerdeki koşulları denetliyor. Ayrıca hapishanelerde görev yapan gardiyan ve güvenlik personeline ABD askerleri eğitim veriyor. Bir taraftan da Haseke kentinde, Esad döneminden kalma eski bir hapishanenin yenileme çalışmaları devam ediyor. Ağustos ayında tamamlanması planlanan inşaat çalışmaları bittiğinde, yedi farklı hapishanede tutulan tüm IŞDliler’in bu hapishanede toplanması öngörülüyor.

Screen Shot 2018-07-19 at 15.03.11

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.