Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kültür & Tarih Sohbetleri (277): İmbikten Kadehe – Burkay Adalığ ile söyleşi

Kültür Tarih Sohbetleri’nde bu hafta Cengiz Özdemir ve Ozan Sağsöz’ün konuğu tıp doktoru Burkay Adalığ. Adalığ, Epsilon Yayınları’ndan çıkan “İmbikten Kadehe” başlıklı kitabı üzerine Özdemir ve Sağsöz’ün sorularını yanıtlıyor. Kitabın açıklamasında Burkay Adalığ ve “İmbikten Kadehe” şöyle anlatılıyor: “2019’da yayımlanan, Türkiye’nin en kapsamlı viski rehberi olma özelliğine sahip ilk kitabı Meleklerin Payı: Bir Viski Macerası ile […]

Ozan Sağsöz yazdı: Meğer ki muhit-i garbi bir berr-i azime müntehi olurmuş

MEĞER Kİ MUHİT-İ GARBİ BİR BERR-İ AZİME MÜNTEHİ OLURMUŞ1 Yeni Dünya’nın keşfi insanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir. Aynı büyük evin odalarında birbirinden habersiz yaşayan insan toplulukları Kolomb’un yelkenlileri sayesinde birbirleriyle karşılaştılar. Bu karşılaşma birçok yeniliklere, değişime, zihinsel sarsıntılara ve senteze ön ayak olmuştu. Yüzyıllardan beri metinler vasıtasıyla aktarıla gelen büyük ustaların bilgileri Yeni Dünya’nın […]

Ozan Sağsöz yazdı: Venedik ve Bâb-ı Âli – Despotun Doğuşu

Kâinattaki her eşyanın sınırları bir yerde başlar ve başka bir yerde biter. Vakalar da zaman sınırları içinde belirli bir anda başlar ve daha sonra neticelenir. Eşyanın ve vakaların bu gelip geçiciliği insanın kısa zaman aralığı içinde dikkatinden kaçar. Uzun zaman dilimlerini aldığımızda zamanın tahakkümü eşyayı ve vakaları sarar ve onları değirmen taşının hububatı öğütmesi gibi […]

Ozan Sağsöz yazdı: Kaplana binmek ya da çağın alametleri

Zaman tasavvuru insanın nereden gelip nereye gideceğinin bir haritasıdır. Bu harita değişik kültürlerde bazen farklılık bazen de benzerlik gösterir. Mesela kadim Yunan’da mitoloji ile harmanlanmış bir zaman tasavvuru içinde Hesiodos tarihi dörde ayırır: Altın çağ, gümüş çağ, bronz çağı ve demir çağı. Bu çağlara verilen metal isimleri niteliklerinden dolayıdır. Yani altın çağ en değerlisi, gümüş […]

Ozan Sağsöz yazdı: İbadullah Mescidi ne yana düşer Padrâo dos Descobrimnetos ne yana?

Çocukluğumda her yaz dedemin Kasımpaşa Dut Dibi Sokağı’ndaki evine giderdik. Yazın bir aya yakın burada zaman geçirirdik. Dut Dibi merkez olmak üzere Seferikoz Camii, Kulaksız Mezarlığı, Yeni Çeşme, İbadullah Mescidi gibi yerler oyun ve gezme menzilimizde yer alırdı. Bu mekanlar arasında en çok ilgimi çeken, oyun parkına giderken bahçesinden geçtiğimiz, İbadullah Mescidi’ydi. Küçük bir haziresi […]

Ozan Sağsöz yazdı: Sanvolrandan derler bir papaz yedi deryayı gezmiş

İspanyol gemileri Yeni Dünya kıyılarına ulaştığında binlerce yıldır aynı büyük evin farklı odalarında birbirinden habersiz yaşayanlar için büyük bir karşılaşma gerçekleşmiş oldu. Bu karşılaşmanın maddi sonuçlarını bizatihi görüyor ve yaşıyoruz: Pazarda domates, biber, mısır; sigarada tütün; hastanede çiçek hastalığı bunlardan birkaç örnek… Bu karşılaşmanın bir diğer tesiri ise dönem insanlarının muhayyilesinde olmuştur. Klasik coğrafya, Afro-Avrasya’nın […]

Ozan Sağsöz yazdı: Akdeniz’in kıyısında bir yol hikâyesi

“Uygarlığın diğer çekirdek bölgelerine kıyasla Akdeniz ve Nil-Ceyhun bölgeleri birbirleriyle daima daha sıkı bağlantı içinde olmuşlardır. Yüksek kültür düzeyinde bakıldıkta bile bu bölgeler hem tektanrıcı dinsel geleneği hem de ortak bir bilimsel ve felsefi mirası paylaşıyorlardı. Gelgelelim bu ilişki, iki bölge arasında büyük bir coğrafi engelin bulunmamasının dolaysız bir sonucundan ibaret değildi. Bereketli Hilal’in kurak […]

Ozan Sağsöz yazdı: Mühr-i Süleyman’ı çok taşıdım ben

MÜHR-İ SÜLEYMAN’I ÇOK TAŞIDIM BEN* Abraham Cresques’in 1375 tarihli Katalan Atlası, 14. yüzyıl dünyasının Batı Akdeniz’den nasıl göründüğünün en güzel örneklerinden biridir. Atlas üzerinde kısa metinler ve konuyla ilgili minyatürler çeşitli araştırmalara konu olmuştur. Ekonomik, beşeri, siyasi coğrafyaya ait çok önemli bilgileri ihtiva etmektedir. 14. yüzyılın Anadolu coğrafyası için de önemli bilgiler bulundurmaktadır. Haritada iki […]

Ozan Sağsöz yazdı: “Haşa minessamiin pîrsiz ve nursuz adamlardır”

*Haşa minessamiin: Sözüm meclisten dışarı, haşa huzurdan Pîr, Farsça “ihtiyar, ak saçlı, tecrübeli kimse” manasına gelirken şeyh ise aynı anlamda Arapça bir kelimedir. Tasavvufun ortaya çıkmasıyla beraber bu düşüncenin/yaşayışın aktarımı da bir gelenek içinde hoca-talebe ilişkisine benzer bir şekilde devam etmiştir.  Bu manada pîr, tasavvufta saliklere, manevi yolculuklarında rehberlik eden mürşid, velî ve şeyh ile […]