Suriye’de hem Esad rejiminin hem de IŞİD’in hedefindeki muhalif aktivist Raed Fares, “Devrimin vicdanı” diye anılan Kafranbel kasabasında silahlı kişilerce öldürüldü.
The Guardian’ın haberine göre, çarpıcı eylem pankartları ve etkileyici “Radio Fresh” yayınlarıyla tanınan Suriye’nin en önde gelen aktivistlerinden Raed Fares, İdlib vilayetindeki isyancıların yaşadığı Kafranbel kasabasında uğradığı silahlı saldırıda aktivist Hamoud Jneed ile birlikte hayatını kaybetti. Fares, hem Beşar Esad rejimini hem de Suriye’nin iç savaşından doğan İslamcı aşırılık yanlılarını karşısına almıştı.
Aynı zamanda iş arkadaşı olan Fares ve Jneed, cuma sabahı kimliği belirlenemeyen kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Bir görgü tanığı suikastı şöyle anlattı: “Katiller iki adamın çalıştığı ofisin önünde bekledi, onları halk pazarından itibaren takip ettiler, arabalarına saldırdılar, sonra kaçmaya çalıştıklarında onları vurdular.”
Küçük Kuzey Kafkasya kasabasında yaşayan Fares, Suriye’de ayaklanmanın başladığı 2011’den itibaren uluslararası gösterilere de yardımcı oldu. Gösteriler için düzenlediği, bazen esprili bazen öfkeli posterleri daima etkiliydi. “Suriye’de çatışan iki parti var: hayatta kalmaya çalışan insanlar ve onları ezmeye çalışan bir rejim” diyor savaşın ilk yıllarından kalma Fares imzalı bir pankart. Kasabaya “Devrimin vicdanı” takma adını kazandıran aktivistlerden biri de oydu.
Suriye rejiminin ölümcül mirasını izleyerek geçirdiği bir çocukluktan dolayı Fares, Esed’e karşı nasıl harekete geçtiğini geçen yıl Oslo Özgürlük Forumu’nda anlatmıştı. “Asıl soru şu: Bir devrim başlatmaya ve Esad’a karşı mücadele etmeye değer miydi?” diye soran aktivist cevabı yine kendisi vermişti: “Kesinlikle değerdi.”
“Suriyeliler iki tür terörizmin kurbanı”
Savaş tırmandıkça ve silahlı köktendinciler çoğaldıkça, kendisini IŞİD ile eski El Kaide üyelerinin de dahil olduğu Hayat Tahrir el Şam ve diktatörlük arasında sıkışmış, iki ayrı cepheyle de savaşırken buldu. “Gerçek şu ki Suriyeliler iki tür terörizmin kurbanıdır. Esad’ın terörizmi ve IŞİD ile diğer aşırılık yanlısı terörizmi” diyordu Fares.
Kurduğu sivil toplum örgütünün ofisleri Esad tarafından bombalandı ve IŞİD tarafından basıldı. Fares 2014 yılında suikastçılar tarafından hedef alındı ve kurtulması hayli zor oldu. Fares ayrıca El-Kaide tarafından da kaçırıldı ve serbest bırakılmadan önce birçok işkenceye maruz kaldı. Tüm bu süreç boyunca çalışmalarına devam etti. Eğitim, demokrasi, kadın ve çocuklar için kampanyalar yaptı ve en çok da kan dökülmesine son vermek için çaba harcadı.
Esad’ın kimyasal silah kullanmasına Batı’dan hiçbir tepki gelmemesi üzerine hayal kırıklığına uğrayan aktivist, mücadelenin en zor olduğu zamanlarda bile Suriye halkına inancını yitirmedi. Oslo’da şöyle demişti: “Geleceğimizi ve kaderimizi kendimiz tayin etmeye karar verdik. Devrimler ve fikirler silahlarla öldürülemez.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Fares ve Jneed’in ölümünün ardından, 2000’den fazla insan Kafranbel kasabasında cenazeye katılmak üzere toplandı. İsmini vermek istemeyen bir arkadaşları, “Raed ve Hamoud için aşırı üzüntü duyuyoruz ve kendimiz için korkuyoruz. Bu planlı bir saldırı, geri kalan aktivistlere susmaları için bir mesaj” dedi.
