Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

McKinsey: “Otoriter rejimlerin kara kutusu”

New York Times’ın haberinden alıntıdır.

McKinsey&Company’nin bu yıl Çin’de düzenlediği inziva kampı unutulmayacak.

Şirkette çalışan yüzlerce danışman çölde hoş vakit geçirdiler: kum tepelerinin üzerinde deveye binip, kırmızı halılarla birbirine bağlanan çadırlarda kaldılar. Toplantılar saraylara benzer ziyaret salonunda yapıldı, yukarıda ortamın havasını özetleyen bir tabelanın altında:

“Sakin olamam, ben McKinsey&Company’de çalışıyorum.”

Kampın konumu bilhassa dikkate değerdi: yüz binlerce Uygur’un toplama kamplarında tutulduğu Doğu Türkistan’da, kadim İpek Yolu kenti Kaşgar.

Kamptan 6 kilometre kadar uzakta içinde binlerce Uygur’un tutulduğu bir toplama kampı buluyordu.

Fakat Instagram’a Disneyvari fotoğraflar yükleyen şirket danışmanları, siyasi ortamdan pek de rahatsız olmuş gibi görünmüyorlardı.

Çin devleti ile McKinsey arasındaki ilişki, tatil yeri seçiminin çok çok ötesinde.

 Instagram’a yüklenen fotoğraflar, birkaç kilometre uzaklıktaki insani krizle derin çelişki halindeydi.

ABD’nin artan Çin hegemonyasına şüpheyle yaklaşmasına rağmen McKinsey, 25 yıldır birlikte çalıştığı Çin ile ilişkisini sıkı tutuyor, hatta bazen ABD çıkarlarını tehdit etmek pahasına.

McKinsey’in müşterilerinden Çinli bir kamu şirketi, iki ülke arasında gerilimi artıran Güney Çin Denizi’nde yapay adalar oluşturulması projesine dahil olmuştu.

Demokrasinin ve en temel değerlerin tehdit altında olduğu günümüzde şirket, otoriter ve yolsuzluğa batmış hükümetlerle çalışmaktan imtina etmiyor. McKinsey Suudi Arabistan, Ukrayna, Rusya ve Çin’de önemli faaliyetlerde bulundu. Ukrayna’da, Donald Trump’ın sonradan finansal sahtekârlıktan hüküm giyen seçim kampanyası danışmanı Paul Manafort ve McKinsey, aynı oligarktan aldıkları para ile gözden düşmüş başkan adayı Viktor Yanukoviç’in imajını parlatmışlardı. Rusya’da ise Batı ülkelerinin ambargo uyguladığı Kremlin bağlantılı şirketlerle çalıştılar, çalışıyorlar.

Çin’le samimi ilişkiler

McKinsey Çin’de şirket en büyük 100 kamu şirketinden -kimisi hükümetin en tartışmalı projeleriyle ilişkili- 22’sine danışmanlık hizmetinde bulundu.

ABD’li şirketlerin Çinli kamu şirketleriyle çalışması sıradışı bir şey olmasa da McKinsey, bunlar arasında adı tartışmalı projelerle anılanlardan. Örneğin Malezya-Çin arasındaki demiryolu projesi.

Çin’in 1 trilyon dolarlık “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”nde yer alan kamu şirketlerinden biri olan China Communications Construction Company (“Çin Ulaştırma İnşaatı Şirketi”) sekiz yıldır Dünya Bankası projelerinden men edilmiş durumda. Sebebi şirketin karıştığı bir yolsuzluk skandalı.

Alt şirketlerinden biri, Sri Lanka’da bir liman inşa etmişti fakat Sri Lanka hükümeti proje sonunda o kadar borçlu çıkmıştı ki limanın kullanım hakkını 99 yıllığına Çin’e bırakmıştı. İşte Malezya’nın durumu da o kadar alarm veriyordu ki Malezya’nın yeni başbakanı Mahathir Mohamad, projeyi geçen temmuz ayında askıya aldı.

McKinsey ise Malezya hükümetinden demiryolunun fizibilite ihalesini kapmıştı. Gizli bir sunumda şirket, Malezyalı yetkililerin karşısında demiryolunun ülkenin bazı bölgelerindeki büyümeyi yüzde 1,5 kadar artırabileceğini savundu. Bu, o zamanın başbakanı fakat şimdi yolsuzluktan hükümlü Necib Razak’ın alıntılamayı sevdiği bir figürdü.

Şirketin sunumda altını çizdiği noktalardan biri de demiryolunun Çin ile ilişkileri güçlendireceğiydi. Şirket Çin’den borç alma fikrini destekleyerek Çin’in bölgede “oyun değiştirici” olduğunu vurguladı.

McKinsey’in Çin savunusunun arkasında ne tür motivasyonların olduğunu görmek, çok da zor değil. Şirketin en üst düzey yetkilileri, açık açık Çin’in çıkarlarını savunuyor ve bu platonik bir ilişki değil: Bir Kuşak Bir Yol Projesi’nde yer alan 20 şirket şu ana kadar McKinsey’le çalıştı ya da hâlâ çalışıyor.

Malezya’da yarım kalmış demiryolu inşaatlarından bir kare.

2016’da McKinsey’in müşterisi China Communications 13 milyar dolarlık demiryolu ihalesini kazandı. McKinsey bu projeye tam da o zamanın başbakanı Necib Razak, yolsuzluk iddialarıyla anılıyorken arka çıkmıştı. Devlet yatırım fonundan yüz milyonlarca doların kaybolması, Malezya’da pek çok kişiyi sokağa dökmüştü.

Mahathir Mohamad bu konuda yaptığı açıklamada China Communications’ın Necib ve yandaşlarının ceplerini doldurmak için projeyi olduğundan daha maliyetli göstermiş olabileceğini öne sürdü.

McKinsey ise görüşmelerde tarafsız olduklarını belirterek Necib ve Çin arasındaki herhangi bir pazarlıktan haberdar olmadığını iddia ediyor. Fakat McKinsey’in o günkü siyasi ortamdan –yolsuzlukla suçlanan bir hükümet ve Necib’in çaldığı paraları yerine koymak için Çin’den rüşvet alabileceği öngörüleri- haberdar olmadığını düşünmek kulağa pek de gerçekçi gelmiyor.

Şirketin Çin’de o kadar itibarı var ki sahtesi bile kurulmuş. Chengdu McKinsey Management Consulting Company ismindeki sahte McKinsey, Siçuan eyaletinin ekonomik planlama ihalesini kazanmış.

Kameralar yoluyla veri toplanmasını amaçlayan “Akıllı Şehirler” programı, McKinsey’in dahil olduğu projelerden.

“Akıllı Şehirler” programı ise şirketin karıştığı şaibeli faaliyetler arasında. Çin’in gittikçe artan gözetleme sistemleri dünyada endişe yaratsa da şirkette bunun bir karşılığı olmamış. McKinsey şu anda Ping An adlı bir şirketle Nanning şehrinde akıllı şehir sistemleri üzerine çalışıyor.

Şirketin Ukrayna serüveni

McKinsey’in Viktor Yanukoviç’in siyasi kariyerini yeniden diriltme çabaları, Trump’ın eski kampanya sorumlusu Manafort’un Ukraynalı liderden milyonlarca dolar alması sebebiyle cezaya çarptırılmasının yarattığı yaygara içinde unutulup gitmişti.

Ancak McKinsey, Manafort’a destek veren aynı oligark tarafından finanse edildi ve Yanukoviç’e, muhaliflerini susturmasına yönelik bir iktisadi plan hazırladı.

Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı ve Ukrayna’da binlerce insan sokaklara döküldü. Siyasi kargaşanın ortasında Yanukoviç 2014’te ülkeden kaçmak zorunda kaldı.

McKinsey yaptığı açıklamada ülkedeki faaliyetlerini savunarak Ukrayna’da ekonomik kalkınmayı gerçekleştirme çabalarında ciddi olduğunu savundu. Şirket, Yanukoviç’in halefi oligark Petro Poroşenko ile çalışmaya devam etti. Geçen kasım ayında yaptığı bir açıklamada Poroşenko McKinsey’i son 15 yılda ülkedeki faaliyetlerinden ötürü tebrik etti. Ayrıca Poroşenko’nun gelini, kayınbabasının görevi boyunca şirkette çalıştı.

Ruslarla sıkı ilişkiler

ABD’li senatörler Başkan Donald Trump’ın damadı Jared Kushner’in yaptırım altındaki bir Rus bankasının başındaki isimle görüştüğünü sormak için onunla buluştuklarında, Kushner banka şefinin “Rus Devlet Başkanı’yla doğrudan ilişkisi olduğunu” söylemişti. Gerçekten de öyleydi. Vnesheconombank, Başkan Vladimir Putin’in en yakınları tarafından yönetiliyor ve daha da önemlisi, bir McKinsey Müşterisi.

Trump’ın 2013’te Moskova’da düzenlediği Miss Universe güzellik yarışmasına sponsor olan Sberbank; VTB isimli başka bir banka, yaptırım listesinde olan McKinsey müşterileri. Yaptırımlardan mustarip pek çok Rus bankası ve şirketi, McKinsey’den yardım almakta.

Ve Suudiler…

Kimi zaman da McKinsey çalışmaları işleri daha da kötüye götürdü.

Şirket Suudilerin en önemli politikalarından bazılarının kamuoyu tarafından nasıl görüldüğü üzerine yaptığı bir araştırmada, üç kişinin rejime yönelik olumsuz Twitter paylaşımlarını raporuna ekledi.

Bir insan hakları örgütüne göre bunlardan biri sonra tutuklandı, başka birinin de iki erkek kardeşi hapsedildi ve telefonu hacklendi. Anonim olan üçüncü hesap ise kapatıldı.

McKinsey raporlarının kötüye kullanılma ihtimali karşısında “dehşete düştüklerini” açıkladı. Fakat 2011-2016 arasında 600 krallık projesi şirketin elinden geçti ve Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrasında pek çok şirket, yatırımcı ve hükümetin çekildiği geçen ekim ayındaki “Çöl’ün Davos’u” diye adlandırılan konferansta McKinsey de bulunuyordu.

“Çöl’ün Davos’u” diye adlandırılan konferanstan bir kare.

Maryland Üniversitesi’nden Calvert W. Jones, danışmanlık şirketlerini “otoriter rejimlerin kara kutusu” olarak adlandırıyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.