The New York Times‘in haberine göre David Goldblatt, Güney Afrika’daki Apartheid rejimi ve sonrasının soğuk hiddetini yakalamakta usta bir fotoğrafçıydı. Fakat sanatçının 70 yıl boyunca verdiği eserlerden oluşan Sidney Çağdaş Sanat Müzesi’ndeki sergi, 360 baskı, arşiv materyalleri ve belgesel niteliğinde söyleşilerden oluşuyor.
Sergi sadece ırk meselesi üzerine değil, ayrıca madenlerden kiliselere, mezarlıklardan varoşlara kadar bir ulusun topraklarına iktidarın nasıl kazındığı üzerine bir meditasyon.
Goldblatt’ın sanatı -iyi bir dış haberler muhabirinin yaptığı gibi- bir ülkeyi diğerine bağlıyor. Geçen hazirandaki ölümüne kadar Goldblatt’la sergi üzerine iki yıl çalışmış olan küratör Rachel Kent, “Onun eserleri özünde Güney Afrikalı, bir zaman dilimine ve bir yere özgü, ama dilinde bir evrensellik de bulunuyor” diyor.
“KwaNdebele’nin Yerinden Edilenleri” isimli kitabını hazırlarken fotoğrafçı, tecrit altında yaşayan siyah Güney Afrikalıları belgelemiş.
Onun en güçlü fotoğrafları, aslında Güney Afrika bağlamından bağımsız, -kompozisyon, ışık ve kontrastlar hep birlikte keşfedilmeye değer- evrensel bir duygusal tepki yaratıyor.
Apartheid üzerine çarpıcı fotoğrafları “The Bang Bang Club” filminde kullanılan New York Times fotoğrafçısı Joao Silva, “David son yüz yılın en büyük fotoğrafçılarından biriydi. Onun Apartheid fotoğrafları her fotoğrafçının ulaşmak istediği bir ölçüdedir” diyor.
