Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekonomi Tıkırında (4): Parayı izlersen, gerçeğe ulaşırsın

Tüketici güvenini kaybetmiş Merkez Bankası’nın açıklamaları hiç iç açıcı değil. İktidarın ekonomik krize günah keçisi aradığı bu ortamda Sedat Pişirici gerçeği bulmak için parayı izlemeyi önerdi.

Yayına hazırlayan: Gamze Elvan

İyi günler, iyi haftalar!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta tüketici güven endeksini açıkladı. Endeksin değeri 100 üzerinden 58,2. Bu değer Aralık ayında 58,7’ydi. Tüketici güvenmiyor. Tüketici neye güvenmiyor? Gelecek 12 ayda maddi durumunun iyileşeceğine güvenmiyor, gelecek 12 ayda genel ekonomik durumun düzeleceğini güvenmiyor, gelecek 12 ayda işsizliğin azalacağına güvenmiyor, gelecek 12 ayda tasarruf edebileceğine ise hiç mi hiç güvenmiyor! Verilerin ayrıntısını TÜİK’in web sitesinden bulabilirsiniz.

Tüketici güvenmiyor da Merkez Bankası (MB) güveniyor mu? Bakınız MB, 16 Ocak 2019’da yapılan Para Politikası Kurulu toplantısının tutanağını yayınladı geçen hafta. MB orada diyor ki, “Finansal koşullardaki sıkılığın etkisiyle iktisadi faaliyetteki yavaşlama devam etmektedir”, Türkçesi: çarklar dönmüyor; “Son dönemde finansal göstergelerde kısmi bir iyileşme görülse de kredi arz ve talebindeki zayıf seyir sürmektedir”, Türkçesi: çarklar dönmüyor; “Öncü göstergeler yurtiçi talepte henüz belirgin bir toparlanma sinyali içermemektedir”, Türkçesi: çarklar dönmüyor; “Dayanıklı mallardaki vergi indirimlerinin süresinin uzatılmasının ilk çeyrekte tüketim talebine destek verebileceği değerlendirilmektedir. Ancak işgücü piyasasındaki zayıf görünümün toplam talebi sınırlamaya devam edeceği öngörülmektedir”, Türkçesi: “işsizlik var kardeşim” diyor, “millet para kazanamıyor, para kazanamayan beyaz eşya falan alamaz!” MB devam ediyor, “İşgücü piyasası verileri, ekonominin yurtiçi talep kaynaklı olarak yavaşlamaya devam ettiği yönündeki değerlendirmeleri teyit etmektedir”. Yani diyor ki “millet alışveriş yapmıyor, şirketler işçi çıkartıyor, bu eğilim devam ediyor”. MB devam ediyor, “İthal girdi maliyetleri ve iç talep gelişmelerine bağlı olarak enflasyon görünümünde bir miktar iyileşme gözlemekle birlikte fiyat istikrarına yönelik riskler devam etmektedir”. Yani diyor ki Türkçesi: enflasyonun düşeceği falan yok, bu yüksek enflasyon devam edecek. MB, devam ediyor “enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyelerle maliyet unsurlarının seyri ve fiyatlama davranışlarına ilişkin belirsizlikler önümüzdeki dönem enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam etmektedir”, Türkçesi diyor ki MB: ekonomi tıkırında değil!

Geçen hafta bir de IMF raporu açıklandı. Uluslararası Para Fonu dedi ki, “Türkiye’de ekonomik daralma beklenenden daha derin olacak”. Hal böyleyken iktidar sürekli bozuk ekonomik düzen için bir suçlu arıyor, bir suçlu ilan ediyor, suçlular zamana göre, duruma göre değişiyor. Hatırlarsanız bu suçlu aylar önce dolar kurunun 7 liranın üzerine çıktığı Ağustos ayında doğrudan Amerikan Başkanı Donald Trump’tı, Rahip Brunson’du. Sonra enflasyonla topyekün mücadele seferberliği başlatıldı bu sefer gereğinden fazla zam yapanlar hedefe oturtuldu, zabıtalar marketleri falan bastılar, hatırlayacaksınız. Sonra depoda soğan saklayan stokçu suçlu ilan edildi ama geçenlerde de soğanın ithalatı için gümrük vergisi sıfırlandı. Şu sıra yine marketler hedefte. Önce AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan “Enflasyon düştü ama onlar fiyatları düşürmedi” diyerek marketleri hedef tahtasını oturttu. Bugün de Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan geçen hafta 81 valiliğe yazı gönderdiklerini belirterek şu açıklamayı yaptı: “Hem İç Ticaret Genel Müdürlüğü hem de Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü’yle birlikte yerinde uygulamalara ve denetimlere daha kapsamlı bir şekilde devam ediyoruz. Sonuçları en kısa zamanda herkes görecek”. Bakan Pekcan’a zincir marketlerin piyasayı etkilediği iddiaları sorulmuş. O da, “küçük esnafımız, bakkallarımız etkileniyor. Zincir marketlerin çok küçük nüfuslu hane halkı sayısı çok az olan yerlerde dahi vücut göstermesi küçük esnafımızı tedirgin ediyor” demiş. Bunu kim söylüyor? Memlekette kırmızı etin pahalı olduğundan yakınarak, halka ucuz et yedirmek amacıyla et ithal edip ondan sonra da Türkiye’nin en büyük üç market zincirinde yani bakkalda, kasapta, küçük esnafta değil, Türkiye’nin en büyük üç market zincirinde satan sattıran iktidarın başı, o iktidarın Ticaret Bakanı söylüyor.

Kafanız karışmış olabilir! Kafaların karıştığı her durumda parayı izlemek iyidir. Mesela işe önce kendi paranızı izleyerek başlayabilirsiniz. Ücretliyseniz bordronuzu elinize alın inceleyin; küçük esnafsanız, kobiyseniz, çiftçiyseniz, emekliyseniz gelirinizi giderinizi karşılaştırın. Bir bakın bakalım gelirinizin ne kadarı vergiye gidiyor? Bırakın TÜİK’in resmi enflasyon verisini, bir bakın sizin enflasyonunuz ne? Geçen yıl Ocak ayında kaç para kazanıp, ne kadar harcıyordunuz; geçen yılın Aralık ayında ya da bu yılın Ocak ayında geliriniz ne kadar, gideriniz ne kadar? Bir bakın, bir karşılaştırın. Sonra elektrik, su ve doğalgaz faturalarınıza bakın mesela; geçen yıl Ocak ayında ne ödemişsiniz, Haziran’da ne, Aralık’ta ne ve neden bu kadar ödemişsiniz? Bir ona bakın. Ya da varsa tasarrufunuz, tasarrufunuzun son bir yılda ne kadar gelir elde ettiğini kontrol edin, tasarruflarınızı, birikimlerinizi enflasyon karşısında koruyup koruyamadığınıza bir göz atın. Paranızı izleyin, o sizi gerçeğe ulaştıracaktır. Gerisi boş laftır! İyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.