Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ekonomi Tıkırında (10): Enflasyon, resesyon, stagflasyon

Ekonomi Tıkırında’da Sedat Pişirici, TÜİK’in açıkladığı 2018 yılı büyüme verilerini değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Gamze Elvan

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bugün 2018 yılına ilişkin büyüme verilerini açıkladı. Buna göre Türkiye 2018 yılının son çeyreğinde -yani ekim, kasım ve aralık ayında- yüzde 3 küçüldü. Memleket resmen ekonomik durgunluk içinde. 

Ekonomik durgunluğun uzman dilindeki adı resesyon. Bir ülkenin resesyona girmesi için en az iki çeyrek üst üste küçülmesi gerekiyor. Mevcut durum bu teknik tanıma tam tamına uymasa da, uymuyor gibi görünse de, Türkiye’nin 2018 yılına, 2017’den devraldığı 7,4 oranındaki büyümeyle girdiği, ilk çeyrekte bu oranı koruduğu ama büyümenin ikinci çeyrekte yüzde 5,3’e, üçüncü çeyrekte yüzde 1,8’e gerilediği, son çeyrekte ise eksi yüzde 3’ü gördüğü, yani Türkiye’nin iki çeyrekteki gerilemeden sonra son çeyrekte yüzde 3 oranında küçüldüğü dikkate alındığında, bunun adı artık resesyondur. Kimilerinin yaptığı gibi son çeyrekteki net yüzde 3 küçülmeyi göz ardı ederek, yıla 7,4’le başlandığını unutarak, TÜİK açıklamasının “Türkiye 2018 yılında yüzde 2,6 oranında büyüdü” kısmını öne çıkarsanız da bunun adı ekonomik durgunluktur, bunun adı resesyondur. 

Gelin, bir de verilerin ayrıntılarına bakalım. TÜİK, 2018 yılının kişi başı milli gelirini 9 bin 632 dolar olarak hesaplamış. Bu miktar 2017 yılında 10 bin 597 dolar, 2016 yılında 10 bin 807 dolardı. Milli gelirimiz azalmış. Yine TÜİK’e göre 2018’in son çeyreğinde inşaat sektörü yüzde 8,7 oranında daralmış, sanayi yüzde 6,4 oranında daralmış, tarım yüzde 0,5 oranında daralmış, hizmetler sektörü yüzde 0,3 oranında daralmış. Belki de en önemli veri şu: Hanehalkı nihai tüketim harcamaları, 2018 yılı dördüncü çeyreğinde yüzde 8,9 oranında azalmış. Hanehalkı para harcamaktan vazgeçmiş. 

2018’de Türkiye’nin ekonomik görünümü bu. Peki 2019’da ne olabilir? Türkiye’nin de üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) diyor ki, “Türkiye ekonomisi 2019 yılında yüzde 1,8 oranında küçülecek”. OECD, kasım ayındaki geçici raporda “Türkiye ekonomisi için 2019 yılında yüzde 0,4 küçülecek” öngörüsünde bulunmuştu ama geçen hafta yayınladığı son raporda tahminini yüzde 1,8 e çıkardı. Aynı raporda OECD ekonomide güven sorunuyla şirketlerin yüksek borçlarının yarattığı sıkıntının devam ettiğini vurguluyor. OECD’ye göre Türkiye ancak 2020’de belini doğrultup yüzde 2,7 büyüyecek. 

Değerli izleyiciler, Türkiye resesyona yüksek enflasyon altında girmiştir.B Bunun stagflasyondur, Türkçesi, durgunluk içinde enflasyondur. Yanı sıra artan işsizlik de stagflasyonun bir unsurudur. Resmî enflasyon yüzde 20, işsizlik oranı yüzde 12. Bu ikisinde çarpıcı bir azalma görünmüyor, gelecekte azalacaklarına, gerileyeceklerine ilişkin bir beklenti de yok. Resmî veri, ekonomik durgunluğun içine yuvarladığımızı söylüyor. Türkiye yüksek enflasyon, resesyon ve stagflasyon sarmalında çırpınıyor. 

Enflasyonu biliyordunuz, hükümet şimdi size stagflasyon ve resesyonu öğretiyor. Eğer Ekonomist Mahfi Eğilmez’e kulak verecek olursanız öğrenmeniz gereken bir kavram daha var: Slumpflasyon. Enflasyon içinde küçülme demek. Mahfi Eğilmez, yüzde 3 küçülmeyi “Türkiye slumpflasyona girmiştir” diye değerlendiriyor. Kendisinin bloguna girerek ayrıntısını okuyabilirsiniz slumpflasyonun.

Toparlarsak, yaşadığımız şeylerin İngilizcesi enflasyondur, resesyondur, stagflasyondur, slumpflasyondur. Yaşadığımız şeylerin Türkçesi ise hayat pahalılığıdır, işsizliktir, yolsuzluktur, yoksulluktur, güvensizliktir, umutsuzluktur. Yaşadığımız şeyin sorumlusu ise… İşte onun cevabı sizde. 

İşiniz varsa, aşınız varsa, düşünmeden harcayacak paranız varsa, ekonominiz tıkırında demektir, hiçbir şeyi kurcalamayın. Ama işiniz yoksa, aşınız yoksa, düşünmeden harcayacak paranız yoksa, o zaman size düşen cesaretle şu soruyu sormaktır: Yaşadığımız şeyleri sorumlusu kim?

Umarım cevabını bulursunuz efendim.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.