Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yaşamın İzleri (14): Cumartesi Anneleri & Cumartesi İnsanları: “En yüksek sessiz çığlık”

Yaşamın İzleri’nin 14. programında İrem Afşin, Cumartesi Anneleri’nin 730. hafta buluşmasından önce özel bir bölümle gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kız kardeşi Maside Ocak ve Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun’u konuk etti. Ocak ve Tosun, hakikati aramaktan asla vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanları’nın 24 yıllık hikâyelerini paylaştı.

Maside Ocak, Cumartesi Anneleri’nin 24 yıl önce Galatasaray Meydanı’na nasıl çıktıklarını şöyle anlattı: “Hepimiz birbirimizden habersiz bir şekilde aynı hak ihlalini yaşamıştık. Her birimizin sevdiği insanlar gözaltına alınmış, tanıklar olmasına rağmen kaybedilmişti; onlardan bir daha haber alamamıştık. Her birimiz ayrı ayrı iz sürmüştük ama ulaşamamıştık. 27 Mayıs 1995’ten itibaren 4-5 kayıp yakını ve 10-15 insan hakları aktivistiyle birlikte ‘Gözaltındaki kayıplar son bulsun, failleri cezalandırılsın, akıbetleri ailelerine açıklansın’ talebiyle Galatasaray’da bir araya gelmeye başladık. Galatasaray’da toplanmaya başladıktan sonra sayımız gün geçtikçe arttı, yeni kayıp yakınları eklendi. Öte yandan yeni gözaltında kayıplar da oldu. 200 haftalık ilk mücadele dönemimizde ısrarımızın sonucunda devletin yürüttüğü gözaltında kaybetme politikasına bir set olduk, insanlar artık gözaltında kaybedilmemeye başladı.”

Maside Ocak 19 yaşından beri, Besna Tosun ise 12 yaşından beri her hafta Galatasaray Meydanı’ndaki buluşmaya katılıyor. Besna Tosun babası Fehmi Tosun’un başına gelenleri şöyle özetledi: “Babamla ilgili öncesi de var, devletin birçok şiddetine maruz kalmıştık. Gözaltında kaybedilmeden önce de defalarca alındı, 3,5 sene hapis yattı, işkence gördü. Aslında başına neler gelebileceğini biliyordu, annemi hazırlamıştı; bir şey olursa İHD’ye gidilmesi gerektiğini biliyordu annem. Babamı evimizin önünden üç kişi arabaya zorla bindirdi, bütün mahallenin ve bizim gözümüzün önünde götürdüler. Annem o zaman Türkçe bilmiyordu. Annem İHD’ye başvurduğunda bir basın açıklaması yapıldı, sonraki haftadan itibaren biz de Cumartesi Anneleri’ne katıldık. Ben 12 yaşındaydım…”

“Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz”

Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, kısa röportaj videosunda, “Bizi Türkiye’de herkes biliyor, belli bir süreden sonra tekrar başladık, 700. haftaya kadar hep Galatasaray’daydık. 700. haftada ne olduysa bizi yine İHD’ye sıkıştırmak istediler. Bu sefer İHD’ye kapatmaya güçleri yetmedi, ancak bu sokağa sıkıştırdılar. Kimse bize destek vermesin diye, eskisi gibi İHD’nin içinde kalalım diye uğraşıyorlar, neredeyse 30 haftayı geçti, bizi sokağa sıkıştırıyorlar. Biz Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz, meydanı bize açana kadar burada sokakta olacağız, biz kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Gözaltında kayıpların sembol ismi Hasan Ocak

Cumartesi Anneleri’nin başlangıç hikayelerinden biri olan Hasan Ocak’ın kaybedilmesini anlatan kız kardeşi Maside Ocak, “Tam da bugün gözaltına alınmasının yıl dönümü” diye hatırlattıktan sonra şöyle devam etti: “Abim Hasan daha önce 1986 ve 1987’de iki kez gözaltına alınmıştı, ikinci alınışında 15 gün kendisinden haber alamamıştık. 87’de gözaltına alındığında ‘Bir daha buraya gelirsen sağ çıkamazsın’ diye tehdit edilmişti. O gün Nevroz’du, çok sayıda gözaltı olduğunu biliyorduk. Eve geliş güzergahında alındığını düşünüyoruz. Hasan gözaltında kaybedilen ilk insan değildi ama biz son insan olmasını istedik. Ne kadar çok ses çıkarırsak etkisi olacağını düşündük. Başvurduğumuz Emniyet, hastaneler, savcılık… hiçbirinden cevap alamadık. Hasan’ın arkadaşları, Ocak ailesi ve İHD olarak bir kampanya başlattık, her yerde Hasan’ın fotoğrafını taşıdık, ‘Sağ aldınız, sağ istiyoruz’ dedik. Başka katılan aileler de oldu, birçok etkinlikte kayıplarımızın fotoğraflarını taşıdık. Biz yoğun bir şekilde arıyor olsak bile gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz’da ormanlık alanda köylüler tarafından cesedi bulunmuş ve Adli Tıp’ta bekletilip Kimsesizler Mezarlığı’na gömülmüş. 58 gün sonra öğrendik, Hasan devletin tüm kurumlarından geçerek kimsesiz gibi defnedilmiş. Biz kardeşimizi kaybettik. Aradan 24 yıl geçti ve biz belki de hâlâ ilk başladığımız yerdeyiz. Biz her hafta Galatasaray’da ve her yerde Hasan’ın gülen yüzünün fotoğrafını taşıyoruz ama, savcılıkta karşılaştığımız Hasan’ın fotoğraflarında işkence izleri, aslında bizim hayatımızın aynası oldu…”

Cumartesi Anneleri 10 yıl sonra, 31 Ocak 2009’da, Ergenekon davasının sanıkları arasında yer alan kayıplarının faillerinin cezalandırılması için yeniden Galatasaray Meydanı’na döndü. Maside Ocak bu durumu “Davaya müdahil olmamıza izin verilmedi, biz de meydana döndük” diye açıkladı. O tarihten sonra kayıpları için davalar ve soruşturmalar açılması için çaba harcadıklarını, halen devam eden üç davaları olduğunu söyledi.


“Ben Galatasaray’da büyüdüm, burada anne oldum”

Besna Tosun, Galatasaray Meydanı’nın kendileri için anlamını anlatırken şöyle konuştu: “Ben Galatasaray’da büyüdüm, burada anne oldum. Sadece bir kayıp yakını değil, insan hakları mücadelesinin bir parçası olmayı, inandığım her şeyi burada, annelerle yaşayarak öğrendim. Şimdi bazen oğlumla beraber geliyoruz. Meydana çıkış nedenimiz devletin ta kendisi. Anneler mezarlarını arıyor, Galatasaray Meydanı onlar için mezar yeri demek.”

Maside Ocak için ise Galatasaray Meydanı “en büyük okul”: “Bir yerden sonra kendi acımızı unuttuk, yanımızdaki insanın acısı öne geçti. Hepimiz insan hakları savunucusu olduk. İnsanların gözaltında kaybedilmemesini sağladık.”

700. haftadaki polis saldırısını ve meydana çıkmalarının yasaklanmasını Besna Tosun, bütün detaylarıyla anlattı: “Cumartesi Anneleri sessiz bir eylem, ama o sessizlik 700. haftada büyük bir ses çıkardı, bundan korktular. 30 haftadır İHD’nin sokağında polis ablukası altında sıkıştırılıyoruz, baskı ve şiddet görüyoruz. 90lı yıllarda annelere yaşatılan baskıyı ve şiddeti 30 haftadır sokakta sıkıştırıp, şiddet uygulayarak, ablukaya alarak ikinci, üçüncü kuşağa, bize yaşatıyorlar.”

“İktidar vicdanını yitirmiş”

Maside Ocak’a göre karşılarında “vicdanını yitirmiş bir iktidar” var: “Cumartesi Anneleri halen devam eden tek eylem. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle korunan basın açıklamasına bile izin verilmiyorsa, büyük çaplı hak ihlalinden bahsetmek gerekir.”

Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanları bu hafta cumartesi günü 730. hafta buluşmasında Hasan Ocak için adalet talebiyle toplanacak. Maside Ocak, “Annemin çağrısıyla bitireyim. Diyor ki ‘Ben susmuyorum, siz de susmayın!’ Abimi ve tüm kayıpları unutturmamak için bir araya geliyoruz, bu cumartesi herkesi bekleriz” diye çağrıda bulundu.

Besna Tosun ise, “Devlet görevini yapmadan, failleri açıklamadan, cezalandırmadan biz bedeli ne olursa olsun mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” diyerek kararlılıklarını belirtti.

Kamera: Melike Ceyhan Kurgu: Sahra Atila

*Cumartesi Anneleri’nin görüntü ve fotoğrafları için Ömür Eğribol, Vedat Arık, Hayri Tunç, Emre Orman ve Nazım Özgün İpek’e teşekkür ederiz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.