Çin’de araştırmacılar, yaklaşık 518 milyon yıl öncesine ait yeni bir fosil alanı keşfetti. Bu alanda, Kambriyum patlamasından, yani dünyadaki canlı çeşitliliğinde yaşanmış ani artıştan kalma fosiller bulundu.
Çin’in Hubei eyaleti yakınlarındaki Tamsui Nehri’nin kıyısındaki kayalıklara gömülü halde bulunan bu fosiller, ilkel denizanaları, süngerler, su yosunları, denizşakayıkları ve solucanlar ile eklembacaklıların ince kırbaç benzeri antenlere sahip formlarından oluşuyor. Fosillerin neredeyse yarısından fazlası ise henüz keşfedilmemiş türlere ait.
Fotoğraf: Dong King Fu / Science
Fosiller, içinde bulundukları denizaltı çamuru tarafından o kadar derin bir noktaya gömülmüşler ki, denizin o seviyesindeki suyun soğukluğu sayesinde çürümekten kurtulmuşlar. Böylelikle bu yeni keşfedilen fosilleşmiş organizmaların kasları, bağırsakları, gözleri, solungaçları ve diğer tüm parçaları hâlâ çıplak gözle görülebiliyor.
Lozan Üniversitesi’nde çalışan paleontolog (fosil bilimci) Allison Daley, bu fosillerin kalitesi kadar bolluğunun da bir hayli şaşırtıcı olduğunu söylüyor. Kariyeri boyunca bir sit alanını bu kadar ayrıntılı görebileceğini hayal etmediğini dile getiren Daley, bu keşifle ilgili yazılacak makalenin, Kambriyen canlılarına dair gizemleri açığa çıkaracak en iyi makalelerden biri olacağını iddia ediyor.
Bu alanda bulunan fosilleşmiş organizmalar, 518 milyon yıl öncesine, dünyadaki yaşamın Kambriyen patlaması olarak bilinen ani çeşitlilik artışı yaşadığı zamana dayanıyor. Kambriyen patlamasıyla ortaya çıkan yeni türlerin bir kısmı evrimsel çıkmazlara girerek yok oldu. Ancak hayatta kalmayı başaranlar, evrim ağacının en sağlam dalları haline geldiler.
Şimdiye kadar Kambriyen patlamasının en etkileyici fosilleri, Kanada’daki 508 milyon yıllık bir kaya oluşumu olan Burgess Shale’de ve Çin’deki 518 milyon yıllık Chengjiang oluşumunda keşfedilmişti.
Durham Üniversitesi’nde çalışan paleontolog Martin Smith, bu yeni araştırmayla ilgili “Korunmuş halde bulunan bu organizmaların bazıları, yaşayan akrabalarından çok daha basit bir yapıya sahip. Bu yüzden bize, beyin gibi karmaşık organların evrimsel süreçlerine dair kör noktaları aydınlatmamız noktasında oldukça yardımcı olacaklar” açıklamasında bulundu.
