Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yaşamın İzleri (15): “İçinden şiir geçen şarkılar” – İklim Tamkan ve Senem Demircioğlu ile söyleşi

Yaşamın İzleri’nin 15. bölümünde İrem Afşin konukları piyanist İklim Tamkan ve mezzosoprano Senem Demircioğlu ile baharı karşılarken, sohbetin çerçevesi müzik, şiir, kadın dayanışması, evrensellik ve umuttan geçiyor.

İklim Tamkan ve Senem Demircioğlu programa “İlk Atlas” albümlerinde yer alan, Metin Altıok şiirinden bestelenmiş “Bu Kekre Dünyada” şarkısını seslendirerek başlıyor. Tamkan ve Demircioğlu küçük yaşlarda ailelerinin yönlendirmesi ile konservatuvara giderek müzik kariyerlerine başlamış. İklim Tamkan babasının yönlendirmesi ile 11 yaşında ilkokulda konservatuvara gittiğini, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda başladığı müzik ve piyano kariyerine sonrasında İzmir, Viyana ve Graz’da devam ettiğini anlatıyor.

Senem Demircioğlu ise 8 yaşında babaannesinin yönlendirmesiyle TRT İstanbul Çocuk Korosu’nda başladığı kariyerine, 11 yaşında Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuvarı’nda ortaokul-lisede piyano bölümünde devam ediyor, üniversitede ise şarkı söylemeyi çok sevdiği için opera bölümüne geçiyor. Demircioğlu “O yaştaki çocukların kendi bilinciyle seçebildiği bir meslek değil müzik, sancısız değildi ama her zaman iyi ki konservatuvar okumuşum diyorum” diye vurguluyor.

İkili, Avusturya’nın Graz şehrinde eğitim gördükleri dönemde tanışmış. Senem Demircioğlu’nun doğum gününde bir kafede tanışan ikili, aslında başlangıçta birbirlerinden pek hoşlanmadıklarını açıklıyor. Birbirlerini tanıdıkça farklı karakterlerine rağmen birbirlerini seven ikili, tezatlıkları ile birbirlerini tamamladıklarından bahsediyor. İklim Tamkan, “Genel olarak Senem hayatta benim frenimdir, hafızamdır; çok şeyi üst üste yapan biriyim, Senem’le çalışmak aşırı kolay ve konforlu, ben onunla çalıştığım için mutluyum, aramızda bir doku uyuşması var” derken, Senem Demircioğlu “Bu iki kadının çalışması hiçbir zaman zor olmadı, belki ben çok ağırkanlıyım, İklim de beni hızlandıran taraf, ikimiz de birbirimizi dengeliyoruz” açıklamasını yapıyor. “Biz her zaman birbirimizi eleştirerek müziğimizi üretiyoruz” diyen Demircioğlu’na ek olarak Tamkan “Bir duo ancak böyle çalışabilir, aramızda ilginç bir adalet duygusu var, hiçbir zaman tartışma noktasına gelmeyiz, hep bir orta nokta buluruz” diyor.

“İlk Atlas” ve Fazıl Say

Graz’da “çok sıkıldıkları” bir dönemde, boş vakitlerinde birlikte müzik yapmaya başladıklarını anlatan ikili, önce barok aryalar çaldıklarını, sonra da Fazıl Say’ın düzenlemelerini yaparak “İlk Atlas” dönemine ulaştıklarını anlatıyor. Fazıl Say’ın “İlk Şarkılar” albümünün düzenlemelerini yaparken şiirler ve edebiyat konusundaki ortak zevklerini keşfettiklerinden bahseden Tamkan ve Demircioğlu, albümün prodüktörlüğünü üstlenen Fazıl Say’ın bir canlı yayında “Bu Kekre Dünyada” yorumlarını dinlediğini, daha sonra da albüm kaydı fikrini önerdiğini anlatıyor. Fazıl Say ile çalışmanın getirdiği tecrübe ve hislerini de paylaşan Tamkan ve Demircioğlu “İki ayrı Fazıl Say var, çalışırken ve dost meclisinde. Albümde bizim için inanılmaz destekçiydi. Baştan sona çok yapıcıydı Fazıl, ama her şeyden önemlisi biz küçük, güzel bir aileyiz” diyor.

Albümdeki şarkıların şiirlerinden bahsederken, İklim Tamkan en sevdiği şairin Cemal Süreya, Senem Demircioğlu ise Metin Altıok olduğunu söylüyor. İklim Tamkan, albümün hazırlık aşamasını anlatırken, Senem Demircioğlu’nun aldığı opera eğitimi nedeniyle prozodiye daha hâkim olduğu için bestelenecek şiirleri seçtiğini, besteleri Ajlan Akyüz ve Doğan Duru’nun yaptığını, kendilerinin ise Ahmet Erhan’ın “Artık Her Şey Bitti” şiirini bestelediklerini açıklıyor.

Konserlerde aldıkları canlı tepkilerin beklediklerinden çok daha iyi olduğundan bahseden Senem Demircioğlu, seyircinin kendileriyle aynı atmosferin içine girdiğini, çok interaktif bir konser ortamı yaşadıklarını söylerken, İklim Tamkan “Süreci kayıtlar, provalardan itibaren takip eden kemik bir izleyicimiz vardı; çok mu izleyicimiz var bilmiyorum ama bizi seviyorlar” diyor. Yetkin Dikinciler ile birlikte yaptıkları “Nazım Hikmet” özel gösterisini de anlatan ikili, “Farklı projeler yapmayı seviyoruz. Farklı dönemlerden de şarkılar çalıyoruz, baroktan bugüne, sadece şiirlerden şarkılar yapmıyoruz” derken İklim Tamkan, klavsen çalmayı piyanodan daha zevkli bulduğunu da ekliyor.

“Hayatın içindeki umudu nerede bulursunuz?” sorusuna İklim Tamkan, “Ben umudu insanlarda buluyorum, biz depresif parçalar yapıyoruz ama kişiliğimiz tam tezat” yanıtını verirken,Senem Demircioğlu “Biz hayatın her alanında umutlu kadınlarız” diyor.

“Harika Çocuklar Yasası”na özlem

Türkiye’de klasik müzik dünyasının durumundan bahsederken “Harika Çocuklar Yasası”nın yokluğundan dem vuruyor Senem Demircioğlu: “Yurt dışında devlet desteği olmadan okumak çok kolay ve konforlu bir iş değil, ancak özel sponsorlukla veya bir yandan çalışarak oluyor.” İklim Tamkan da “Harika Çocuklar Yasası halen geçerli olsaydı, belki şimdi adını bilmediğimiz çok sayıda genç uluslararası sanatçımız olabilirdi” diye destekliyor.

Programın sonunda İrem Afşin’in “İlk Atlas” albümüne atıfla sorduğu “Mutlu aşk var mıdır?” sorusuna Senem Demircioğlu “Var mıdır?” diye soruyla cevap verirken, İklim Tamkan umutla cevaplıyor: “Vardır!”
İklim Tamkan & Senem Demircioğlu ikilisi Yaşamın İzleri’ni “Yıldızların Altında”nın caz versiyonunu söyleyerek kapatıyor.

Kamera: Muhammet Doğru 

Kurgu: Sercan Öztürk

***Mekan ve ses düzeni için Dore Müzik ve Emrah Almış’a (Kayıt Altında Video) teşekkür ederiz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.