Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Yaşamın İzleri (23): Kemal Gökhan Gürses ile “Hayatın hikayesini çizmek”

Yaşamın İzleri’nin 23. bölümünde İrem Afşin, konuğu çizer-yazar Kemal Gökhan Gürses ile hayatın hikayelerini çizgilerle anlatmayı konuşuyor. 

Film yönetmeni Muharrem Gürses’in oğlu, oyuncu Atilla Arcan’ın kardeşi olan Kemal Gökhan Gürses, programda sinema dünyasında geçen çocukluğunu farklı anekdotlarla anlatıyor. Sabırlı bir insan olmadığı için sinemacı olmaktan kaçındığını anlatan Gürses, 12 yaşında Gırgır dergisinde çizerliğe başlıyor. Oğuz Aral ile çalıştığı dönemi anan Gürses, “Oğuz Aral ile çok kolay çalıştım, çok sevecen bir baba gibi davrandı. 12 yaşında size kendinizi ifade etme olanağı sağlanması çok değerli, ben zaten sanatın merkeze oturduğu bir ailede büyümüş, şanslı bir çocuktum” diyor.

Kemal Gökhan Gürses Cumhuriyet ve Radikalde günlük çizdiği bantları anlatırken, “Gazetenin havasıyla kirlenerek çizmeyi severdim. Bazen dönem eleştirisi, bazen de kendime getireceğim eleştirileri yansıttığım bir karakterler çizdim” diye aktarıyor. 
Çizerliğini tarif ederken Kemal Gökhan Gürses “Bir çizer ilk fikirlerin kıskancıdır. Çizdiğim şeylerin çoğunu beğenmiyorum, geçmişte çizdiklerim bir parça daha iyi geliyor, kendimi zorluyorum, yeni çizgi dili bulmaya çalışıyorum” diye açıklıyor. 

Kemal Gökhan Gürses arkadaşı Hrant Dink’i, birlikte çalıştıkları dönemi anılarıyla aktardığı programda, “Gür sesli, kocaman bir adam, inandıklarını yapmak için gözünü budaktan sakınmayan bir adam. Hrant’tan sonra yaşamımızda hiçbir şey düzelmedi” diyerek arkadaşını anıyor ve “Hrant Dink bize müthiş bir cesaret verdi, kaybettiğimiz siyasi çizgiyi bulduk. Hiçbir şey kalleşçe katledilen arkadaşımızı bize geri getirmiyor” diyor. 

Kemal Gökhan Gürses kör bir fotoğrafçının gözünden “Ya ameliyatlı yerime gelseydi” slogan başlığıyla çizdiği Gezi’yi, “Gezi’yle birlikte kaybettiğimiz umudun tazelendiğini gördük. Korkmakta haklılar, uyuyan bir canavar gibi duruyor bir yerde onlar için…” diye tarif ediyor. Gürses’e göre, “Gezi bir tortu bıraktı, o tortu kendini yenileyecek ve gelecek Gezi gibi daha kapsayıcı bir toplumun inşasını sağlayacak. Ortak değerlerimizin çok kapsayıcı olması gerekiyor.”

Kemal Gökhan Gürses Gezi davasından bahsederken, iktidarın yanlışının altını çiziyor: “İktidar Gezi’de bir tehdit değil, bir çıkış görmeliydi. Birbirimizi dinlemeyi öğrenmemiz lazım, iktidar da dinlemeli, dinlemek toplumu da siyasal kültürü de geliştirir. Binlerce dava açabilirsiniz, ama bu sonunda sizi tarihten siler, hatırlanmazsınız veya çok kötü hatırlanırsınız.”

Son dönemde çizdiği “Karga Kafası” karakterini anlatan Kemal Gökhan Gürses,  “Karga toplumdaki ötekinin kimliği, bizimle birlikte dert ortaklığı yapıyor. İkide bir kafasına taş yiyor. Karga Kafası, biraz karikatür ile tweet arası bir şey oldu. Anlık durumlara kendince reaksiyon gösteriyor. Bitmeyen geçiş süreci yapmışlar, karga geçiş sürecinde bana bir günlük tutma imkanı veriyor” diyor. 

Kemal Gökhan Gürses programın son bölümde gündemi değerlendirirken, sakinliğin gücünden bahsediyor: “Son seçimden sonra ortak mutluluk duygusu oluştu, bu iyi bir şey olmasını istemekten kaynaklanıyor. ‘Ya bir yavaş, sakin kardeşim!’ halindeyiz, hep birlikte sakin olmamız gerekiyor, ama yüzleşmek de lazım.”

Kemal Gökhan Gürses programın sonunda “Nereye gidiyoruz?” sorusunu cevaplarken, “Birbirimize saygı duymayı öğrenmek zorundayız. Sadece saygı da yetmez, içinde sevgi ve şefkat olmayan hiçbir şey yürümüyor” diye vurguluyor. 

Kamera: Melike Ceyhan

Kurgu: Sercan Öztürk

Çizimler: Kemal Gökhan Gürses

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.