Dün akşam Medyascope’ta yayınlanan Sosyal Hukuk’un konuğu İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu’ydu. Akçay Taşçı’nın sorularını yanıtlayan Durakoğlu, Adli Yıl Açılışı’nın Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Kongre Merkezi’nde yapılmasının yanlış olduğunu söyledi.
Adli Açılış Yılı Töreni, 2 Eylül’de Cumhurbaşkanlığı Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu üyesi altı avukat, Başkan Metin Feyzioğlu’nun aksine Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki törene katılmayacak. Bunun yanı sıra, İstanbul Barosu dahil 51 baro, törene katılmayacaklarına dair duyuruda bulundu. Medyascope’ta yayınlanan Sosyal Hukuk’a konuk olan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, baro olarak Adli Açılış Yılı Töreni’ne neden katılmayacaklarını anlattı. Mehmet Durakoğlu şunları söyledi:
“2014 yılında Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun konuşmasına karşı o zamanki başbakan sayın Erdoğan’ın yerinden kalkarak müdahale etti, hatta daha ileri götürerek ‘edepsizlik yapıyorsun’ dedi. O zamana kadar gelenekselleşmiş olan yapısı içerisinde devam ediyordu tören. Ama o tartışmanın yapılmasından sonra doğrudan doğruya yasa değişikliği yapılması suretiyle bu törenlerde TBB’nin başkanının konuşmasının önü kesildi ve o tarihten itibaren TBB başkanı o törenlere gitmemeye karar verdi. O noktadan sonra olay koptu ve ilk kez geçen yıl, Cumhurbaşkanlığı Kongre Merkezi’nde yapılmaya başlandı. Biz o zaman da bunun yanlış olduğunu söylemiştik.”
“Yargının bağımsız ve tarafsız olduğundan bahsedebilmemiz mümkün değil”
Kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığını ve bunun kuvvetler birliğine dönüştüğünü ifade eden Durakoğlu, bu tartışmaların yaşandığı sırada Adli Açılış Yılı’nın yürütmeye ait bir mekanda yapılıyor olmasının basit bir konum tercihi olmadığını söyledi. Bu durumun tehlikeli olduğunu söyleyen Mehmet Durakoğlu, “Bu, Yargıtay’ın böyle bir baskının olduğu zaman dilimi içerisinde, bu tartışmada kendisinin bulunduğu yeri gösteren somut bir algıdır, tercihtir. Bizim Türkiye’de bir hukuk devletinden bahsetmemiz ya da yargının bağımsız ve tarafsız olduğundan bahsedebilmemiz mümkün değil. Ben, bu işin siyasal bir yanı olmadığını düşünüyorum artık. Bu törene giden yüksek yargıçın kendi bedeniyle birlikte ruhunun huzurunu da oraya götürdüğüne inanmıyorum. Tümü için söylüyorum, büyük bir rahatsızlık duyduğuna inanıyorum. Anlatmaya çalıştığım baskı tam da budur” dedi.
Yayının tamamını izlemek için tıklayınız.
