Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

“Ekmek ve Gül”den 8 Mart raporu: “Daha yorgun, daha yoksul, daha öfkeliyiz”

Kadınlar için web portalı Ekmek ve Gül”, 22 ilde 23 işkolundan 680 kadınla yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre fabrikalarda, atölyelerde, bürolarda, hizmet ve sağlık sektöründe çalışan kadınların yaşam ve çalışma koşulları ağırlaştı. Kadınların yüzde 95’i salgın öncesine göre daha yorgun ve tükenmiş olduğunu, yüzde 79’u salgın döneminde kendilerine yönelik şiddetin arttığını söyledi.

“Ekmek ve Gül”ün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 22 şehirde 23 farklı işkolunda ücretli çalışan 680 kadınla yaptığı görüşmeleri derleyerek hazırladığı “Pandemide 8 Mart” başlıklı raporun sonuçları açıklandı. Salgının birinci yılı geride kalırken kadınların hayatlarında son bir yılda yaşadıkları değişimleri anlatan raporda, kadınların işyerinde salgın tedbirlerinin alınması için vermek zorunda kaldıkları mücadeleye, hem evde hem işyerinde çalışma koşullarının ağırlaşmasına, işyerinde baskıların ve cinsiyetçi uygulamaların artmasına ve tüm bunlar yaşanırken kadınların duygu durumlarının geldiği hale değinildi.

Salgın döneminde kadına şiddet arttı

“Pandemide 8 Mart” raporuna katılan kadınların yüzde 79’u salgın döneminde kendilerine yönelik şiddetin arttığını söyledi. Bazı kadınlar salgın döneminde eşinden ilk defa şiddet gördüğünü söylüyor. Bir kadın işçi bu durumu “Geçim sıkıntısından eşimden şiddet görüyorum. Daha önce şiddete maruz kalmamıştım. Çünkü birbirimize çok zaman ayırmıyorduk” sözleriyle anlattı.

Araştırmaya katılan 680 kadının yüzde 95’i salgın öncesine göre daha yorgun ve tükenmiş, yüzde 78’i daha kaygılı/endişeli, yüzde 53’ü daha gergin/sinirli ve yüzde 51’i daha mutsuz olduğunu belirtti.

Rapora göre salgın döneminde işyerlerinde alınan tedbirleri “yetersiz” bulan kadınların oranı yüzde 57, “kısmen yeterli” bulanların oranı yüzde 10 iken “önlemler yeterli” diyenlerin oranı ise yüzde 30. Kadınlar işyerlerinde alınan salgın önlemlerinin yetersizliği konusunda denetimsizliğe ve hem yöneticiler ile işçiler arasındaki hem de erkek işçilerle aralarındaki eşitsizliğe de dikkat çekti.

Bursa’da bir tekstil atölyesinde çalışan bir kadın işçi bu durumu “Önlem zaten yok. Müdür, patron zaten kendini koruyor ama fabrikanın içinde özellikle erkek işçiler maskesiz bir şekilde geziyorlar. Genel denetim olacağı zaman önceden haber geliyor, herkese maske dağıtıyorlar. Onun dışında işçilere maske ve dezenfektan desteği yapmıyorlar” dedi.  

Kadınların işyerlerindeki salgın önlemlerinin yetersizliği ile ilgili en dikkat çekici ifadelerinden biri, işverenlerinin temel hijyen malzemelerini sağlamayıp bunları işçilerin sorumluluğuna bırakması ve işçilerin bu duruma itiraz ettiklerinde aşağılanmalara maruz kaldıklarını belirtmeleri oldu. Dikkat çekici bir başka ifade ise işyerlerindeki temizlik ihtiyacı için yeni personel istihdam etmek yerine, temizlik işinin kadın işçiler arasında paylaştırılması oldu.

Raporda yer alan kadın işçilerden biri bu durumu, “Fazla maske verilmesi ve tuvaletlerin daha sık temizlenmesi dışında bir önlem yok. Hatta bu ekstra temizliği de biz işçiler arasında paylaştırdılar, biz yapıyoruz. Yeterli değil yani” diyerek anlattı.  

Bir başka kadın işçi ise “Mutfaklarımız çok pis. Bizim bölümden kadınlar seçildi, onlar mutfakları temizliyor. Çayı bile onlar koyuyor. Pazar günleri de dahil. Temizlik için personel almıyorlar, işçiler hem çalışıyor hem de diğer temizlik işlerini yapıyor. Tuvaletleri bile biz temizliyoruz” dedi.

Esnek ve uzun çalışma saatleri salgınla birlikte yaygınlaştı

Rapora göre çalışma saatlerinde değişim yaşayan kadınların oranı yüzde 44,8. Rapor, hafta sonu yasakları nedeniyle kadınların çalışma sürelerinin belirsizleştiğini ve salgın tedbirleri kapsamında uygulamaya konan esnek çalışmanın çalışma sürelerini uzattığını ortaya koydu. Kadınların bir kısmı, çalışıp çalışmayacaklarını sabah işyerine gittiklerinde öğrendiklerini anlattı.

Raporda yer alan sağlık ve bakım hizmetlerinde çalışan kadınlar, bu sektörlerdeki çalışma saatlerinin insan bedeninin sınırlarını zorlayan bir boyuta ulaştığını ifade etti. Bir kadın işçi bunu “Salgın sürecinde vardiyalar kurumda kaldığımızdan dolayı 18 saat, bazen bunu da aşan çalışma saatlerimiz söz konusu oluyor” diyerek örnekledi.

Rapora göre kadın işçilerin yüzde 88’i yeterli mola süresinden mahrum iken bir kısmı ise, salgın öncesinde de mola sürelerini hiç kullanamadıklarını ya da çok az molaya çıkabildiklerini söyleyip salgın sürecinde fiilen molaya çıkmanın imkansızlaştığını söylüyor. Salgın ile birlikte çalışma anında, ayak üstü ya da masa başı karın doyurmak neredeyse normalleşmiş.

Kadın işçilerin rapor kapsamındaki görüşmeler sırasında dile getirdikleri bir başka konu ise “salgın fırsatçılığı” oldu. Kadınların yüzde 39’u iş yoğunluğunda belirgin bir artış yaşandığını söyledi ve salgın sürecinde işverenlerin aynı işi yarı sayıda işçiye yaptırmaya başladığına dikkat çekti. Koronavirüse yakalanan işçilerin sayısı yükseldikçe henüz hasta olmayan işçilerin üstüne yük bindirildiğini belirten işçiler, kendilerine “az zamanda daha çok iş” yaptırılmaya çalışıldığını da ekledi.

“Pandemide 8 Mart” raporundaki 680 kadının yüzde 77’si evdeki işlerine ayırdıkları zamanın da arttığını söylerken yüzde 34’ü ise salgın öncesine göre dinlenme zamanlarının azaldığını belirtti. Çocuk bakım yükleri de ağırlaşan kadınların yüzde 29’u, işe gitmek için çocuklarını evde yalnız bırakmak zorunda kaldıklarını ifade etti.

Kadınların yüzde 38’i salgında ev içi ilişkilerinin olumsuz yönde değiştiğini anlattı ve bu durumu “aile bireyleriyle görüşememek, aile içi gerginlik, tahammülsüzlük ve tartışmaların artması, artan kaygılar, maddi sorunlar ve geçim kaygısı” örnekleriyle açıkladı.

Kadınlar, “Sizce işçi ve emekçilerin pandemi koşullarında yaşadıkları zorlukların sorumlusu kim?” sorusuna yüzde 72 oranında “hükümet,” yüzde 10 oranında “işveren,” yüzde 6 oranında “hiç kimse,” ve yüzde 2 oranında “hepsi” yanıtını verdi.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.