Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) açılan kapatma davasını değerlendiren siyasetçi Sırrı Sakık, 27 yıl önce vekilliklerinin kaldırılıp cezaevine atıldıklarını ve ardından partilerinin kapatıldığını belirterek, “O dönem yasaya göre parti kapatıldığında siyaset yapan üst düzey yöneticiler de siyasi yasaklı hale geliyordu. O dönemin Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un teklifine rağmen istifa etmeyerek bedel ödedik ve sonra yasal değişiklik yapıldı. Biz o zaman bedel ödemeseydik, bugün AKP diye bir parti olamazdı” dedi. Demokratik siyasette ısrar edeceklerini de yineleyen Sakık, “Ne yaparlarsa yapsınlar, ister cezaevine koysunlar, ister yasaklı hale gelsinler, biz demokratik siyasette ısrar etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“27 yıl geçmesine rağmen devletin kodlarında değişim, dönüşüm yok”
HDP’li siyasetçi Sırrı Sakık, 1994 yılının mart ayında önce vekilliklerinin düşürülüp cezaevine atıldıklarını ve ardından partilerinin kapatıldığını ifade ederek, “27 yıl sonra yine bir mart ayı önce vekillikler düşürülüyor ardından parti kapatma davası açılıyor, bu tesadüf değildir. 27 yıl aradan geçmesine rağmen devletin kodlarında değişim, dönüşüm yok. İnadına 27 yıldır demokratik siyasette ısrar ediyoruz. Parti kapatmanın çare olmadığını bu ülkede en iyi AKP ve orada siyaset yapanlar bilir. Çünkü geçmişte aynı şeyi onlar da yaşamıştır” diye konuştu.
İktidarın artık anlatacağı bir hikayesi olmadığı için HDP’ye saldırı üzerinde kendini var etmeye çalıştığını söyleyen Sakık, “Bugün bir anket yapılsın, iki gün içinde HDP oylarının en az yüzde 3 daha artırdığı görülecektir. Muhalefet partilerinin dün Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi konusundaki tavrı hayal kırıklığı yarattı. Peki HDP’yi kapattınız diyelim, 20 milyon Kürt’ü ne edeceksiniz, onları da mı kapatacaksınız? HDP’yi kapatarak, HDP seçmeni üzerinden hesap yapmak kimseye kazandırmaz. HDP’li seçmen hiçbir zaman AKP, MHP, CHP ve diğer partilere oy vermez. Ya bir yol bulunur ya bir yol açılır. Biz 30 yıldır demokratik siyasette ısrar ediyoruz. Bizi düşman gibi görüp düşman hukuku uyguluyorlar” diye konuştu.
Kapatma davası konusunda Anayasa Mahkemesi’nin aklıselim bir karar vermesini umduğunu söyleyen Sakık, 1994’te yaşadıkları ve sonra yasal düzenleme haline gelen olayı şöyle anlattı:
“Biz cezaevine konulduktan sonra Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk, bize o dönem yasada olduğu için parti kapatma ile birlikte vekilliğimizin düşeceğini, bu nedenle partiden istifa edilmesi halinde vekilliklerin devam edeceği yönünde haber gönderdi. Birkaç kez ısrar etmesine rağmen o dönem dört arkadaşımız istifa etti ama biz etmedik. Bedel ödedik ve bu işin yasal düzenleme ile halledilmesini sağladık. Eğer biz o bedeli ödemeseydik daha sonra AKP’nin içinden çıktığı ve kapatılan partiler vardı. Bugün onların içinden çıkan AKP diye bir parti olmazdı”.
