Tokat’ın Erbaa ilçesindeki siyanürle altın arama faaliyetlerine yönelik tepkiler büyüyor. İzmir Bergama’dan Uşak Kışladağ’a, Ordu Fatsa’dan Gümüşhane’ye, altın madeni işletmeciliğinin büyük bir yıkıma yol açacağını düşünen halk ve sivil toplum kuruluşları, bölgedeki maden arama faaliyetine izin vermeyeceklerini söylüyor.
Erbaa ilçesi yakınlarında, yükseklikleri 1500 ve 2000 metre arasında değişen Boğalı Yaylası ve civarındaki diğer yaylalar, Tokat ve Amasya arasındaki yeraltı ve yerüstü sularını besliyor. Etrafında kurulu yüze yakın köy, belde ve kasabanın içme sularını sağlayan yaylaların eteklerinde yer alan vadilerde ve meralardan oluşan söz konusu alanda, Çerkez Fındıcak Köyü ile Tanoba ilçesi arasında bir altın-bakır madeni açılmak isteniyor.
Bölgede yapılmak istenen kimyasal maden çalışmasına yerel halkın yanı sıra Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) de tepkiler var. Erbaa Ziraat Odası Başkanı Arif Yılmaz Köksal, Erbaa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Gökalp Coşkun ve Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl de bölgedeki çalışmaların durdurulmasını istiyor.
Madeni açmak isteyen Verusa Holding’in internet sitesinde, şirketin Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi Platformu‘na “imzacı şirket” olarak kabul edildiği bilgisi paylaşılırken siyanürle altın arama çalışması yapan Galata Altın İşletmeleri ise bölgede çalışma yürütmek için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu gerekli görmüyor. Şirket, arama ve sondaj çalışmalarını başlatmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına proje dosyasını sunarken bu dosyada arama yapılmak istenen bölgede ÇED raporunun gerekli olmadığı öne sürüldü.
Erbaa halkı ise bölgede herhangi bir çalışma ve arama faaliyetini başlatılması için ÇED raporunun gerekli olduğunu söylüyor. Halk, bölgenin “deprem bölgesi” olması sebebiyle yapılacak sondaj çalışmasının bölgedeki su kaynaklarını nasıl etkileyeceğini raporlanması gerektiğini belirtiyor. Sondaj çalışması yapılacak alanın aynı zamanda bir “antik çağ bölgesi” olduğunu vurgulayan bölge halkı, ÇED raporu konusundaki ısrarını sürdürüyor.
“Milli çıkarlarımızın tek bir şirket tarafından satın alınmasına rıza göstermek istemiyoruz”
Konuya ilişkin Medyascope’a değerlendirmelerde bulunan Erbaa Çevre ve Kültür Derneği Üyesi Melike Tepecik, “Tarımsal bir bölgede şu an kimyasal madencilik yapılmak isteniyor. Su kaynaklarımızı, kültürel zenginliklerimizi ve tarımsal ivmemizi arama faaliyetleri başta olmak üzere bölgede yapılacak her çalışmadan korumak istiyoruz. Burada milli çıkarlarımızın tek bir şirket tarafından satın alınmasına rıza göstermek istemiyoruz” dedi.
Tepecik, bölgede sondaj ve arama çalışmalarının başlaması durumunda bölge halkının sosyoekonomik durumunun olumsuz etkileneceğini belirterek şöyle devam etti:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Kimyasal madencilikte rezervleri ayrıştırmak için su kullanılıyor ana madde olarak. Yaklaşık 1 gram altın elde edebilmek için 4 bin litreye yakın su kullanılması gerekiyor. Dolayısıyla su kaynaklarımız da riske edilmiş oluyor. Arama aşamasında kimyasal madencilik yapılırken açılacak sondajlar fay hattına çok yakın. 10 kilometre yakınında bir fay hattı var. CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun da bu meseleye Meclis’te karşı çıkan isimlerden. Tüm bölge halkı, her akşam saat 21:00’de, Tokat’tan seçilen beş milletvekilininin Twitter hesaplarını etiketleyerek #ErbaaÇedistiyor etiketi ile tweet atarak ÇED raporunun oluşturulması için çağrıda bulunuyor. Bu organizasyonla Türkiye gündemine girmeyi de başarıyoruz. Erbaa Çevre ve Kültür Derneği adı altında hukuki ve bilimsel mücadelemiz de sürüyor. Topyekûn ‘Sakarat Dağı bir çatı ekosistemdir, suyu korumak vatanı korumaktır’ diyoruz.”
Tepecik’in açıklamaların tamamını buradan dinleyebilirsiniz:
