Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Levent Köker ile Hukuk ve Demokrasi (32): “Baskıcı düzenlemeler, Türkiye’de kimlik siyasetini demokratikleşme için zorunlu mücadele alanı haline getirmektedir”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde sık sık ifade ettiği bir görüşünü yine dile getirdi. Buna göre: “Etnik kimlik üzerinden kim siyaset yapıyorsa vatanını sevmiyordur. Kimlik üzerinden siyaset bütün demokrasilerde yasaktır ama bizde bal gibi yapılıyor, bu doğru değil. İnanç, siyasetin konusu değildir. Burada hepimizin dikkatli olması lazım.” Bu sözlerde düzeltilmeye muhtaç pek çok unsur var. Birincisi, “vatanını sevmemek” gibi ağır bir ithamla yaklaşılan etnik kimlik ve buna eklenen inanç unsurlarını içeren “kimlik ve farklılık siyaseti”, 20. yüzyılın son çeyreğinden beri dünya siyasetinde ağırlığını hissettiren bir sorunlar alanı. Bu anlamda kimlik siyaseti ağırlıklı olarak demokratik toplumlarda görülen bir siyaset tarzı. Örnek olarak Kanada’daki “Quebec” sorunu verilebilir. Demokratik rejimler en azından son yarım asırdır kimlik siyasetini yasaklamak şöyle dursun, bu siyasetin özgürlük ve eşitlik talep eden boyutlarını hayata geçirmek için verilen mücadelelerle dolu. Toplumdaki çoğul kimlikleri, tekçi ve homojen bir millet-devlet birlikteliğinde eritmeye yönelen “milliyetçi” ideoloji ile varlığını temellendiren, Türkiye’de de kimlik siyaseti hem dünyadaki genel demokratikleşme eğilimlerine hem de kendi özgül tarihinin yarattığı kimlik sorunlarına dayanıyor. Somut olarak, Anayasa’da ve yasalarda insanların anadillerini yasaklamaya veya kontrol etmeye, inançlarını şekillendirmeye yönelik farklı kimlik grupları tarafından baskıcı olarak algılanan düzenlemelerin mevcudiyeti, Türkiye’de kimlik siyasetini demokratikleşme için zorunlu bir mücadele alanı haline getirmektedir. Bunların en somut tezahürü ise Kürt sorunudur ki bu sorunların çözümsüzlüğü bugün içinde bulunulan otoriter rejim noktasına Türkiye’yi getirmiştir. Muhalefetin, özellikle de CHP’nin bu noktayı iyi görmesi ve kimlik siyasetinin demokratikleştirici potansiyelini fark etmesi gerekmektedir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.