Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yeni bir kitap gündeme oturdu. Watergate Skandalı’nı da ortaya çıkaran Washington Post muhabiri Bob Woodward’ın “Peril” isimli kitabında, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın başkanlığını kaybetmemek için nükleer savaş çıkartmak istediği öne sürüldü. Kitapta, ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in Trump’ın bu adımlarını engellemek için Çin ile görüşmeler yaptığı belirtildi.
Washington Post muhabiri Bob Woodward’ın 21 Eylül’de okuyucuyla buluşacak “Peril (Vahamet)” isimli kitabında anlatılanlar, gündemi sarsacağa benziyor. Woodward, “Fear” ve “Rage” kitaplarının ardından yazdığı “Peril”de Donald Trump’ın başkanlığının son günlerini ve Joe Biden’ın Beyaz Saray’daki ilk döneminin başlangıcını ele alıyor.
Woodward kitabında, Trump’ın başkanlık koltuğunu kaybetmemek uğruna “haydutlaşarak” yeni bir nükleer savaş başlatabileceğini ve Çin’e saldırabileceğini iddia etti. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanı General Mark Milley’in, Trump’ın yapacaklarından endişe ederek, Vaşington’un Çin’i asla vurmayacağını söylemek için Çinli mevkidaşını aradığı da Woodward’ın iddiaları arasında.
Woodward’ın iddiasına göre Milley ve Çinli mevkidaşı iki defa telefonda görüştü. Görüşmelerin ilki Kasım 2020’deki seçimlerden dört gün önce, ikincisi ise Trump destekçilerinin Kongre binasını bastığı 6 Ocak’tan iki gün sonra yapıldı.
Woodward kitapta, Milley ve Çinli meslektaşının görüşmelerine ilişkin detayları da paylaştı. Güney Çin Denizi’nde ve koronavirüs salgınının kökenleri ile ilgili tartışmalar devam ederken Milley’in Li Zuocheng’e şunları söylediği iddia edildi: “Sizi temin ederim ki ABD hükümeti istikrarlıdır ve her şey yoluna girecektir. Size saldırmayacağız veya size karşı herhangi bir operasyon yürütmeyeceğiz.”
Milley görüşmede ayrıca, “olası bir nükleer saldırı” başlatılması halinde Çinli mevkidaşını önceden uyaracağını da söyledi.
Seçimden sonra yenilgiyi hazmedemeyen Trump destekçilerinin ABD Kongre Binası’na saldırdıkları 6 Ocak gününden iki gün sonra, yani 8 Ocak’ta, yapılan ikinci gizli telefon görüşmesinde ise ABD Genelkurmay Başkanı Milley’in, “Yüzde yüz istikrarlıyız. Her şey yolunda. Ancak demokrasi bazen böyle özensiz olabiliyor” dediği belirtildi.
“Bir başkanın tetik noktasının ne olduğunu asla bilemezsin”
Woodward kitabında, Milley’in “Trump’ın seçimden sonra ciddi bir zihinsel düşüşe geçtiğinden emin olduğunu” yönündeki sözlerine de yer verdi. Woodward’a göre Milley, Trump’ın “manik, yetkililere bağıran ve sonu gelmeyen seçim komploları hakkında kendi alternatif gerçekliğini inşa eden” bir hale geldiğini düşünüyordu.
Woodward ayrıca, Trump hakkındaki endişelerin diğer üst düzey ulusal güvenlik görevlileri arasında da yayıldığını yazdı. Dönemin CIA Direktörü Gina Haspel’in Milley’e “Sağcı bir darbe yolundayız” dediği de kitabın satırları arasında yer alıyor.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Bunların dışında Washington Post muhabirleri Carol Leonnig ve Philip Rucker’ın yazdığı “I Alone Can Fix It” adlı kitapta Milley’in 2020 yazındaki ırkçılık karşıtı protestolar sırasında Trump’ın protestoculara karşı ordunun kullanılması yönündeki taleplerine direnirken, ABD’de bir “Reichstag Senaryosu” yaşanmasından korktuğu yazıyor.
Trump: “Vatana ihanetten yargılanmalı”
Trump ise kitaptaki iddialara ilişkin açıklamasında, “Bilmem ki, Çin’e saldırmayı hiç düşünmedim” diyerek bu hikayenin uydurma olduğunu söyledi. Trump, eğer yazılanlar doğruysa Milley’in vatana ihanetten yargılanması gerektiğini de belirtti.
Kaynak: The Guardian
