Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi Rize’yi ziyaret etti. Çay üreticileri ile kahvaltıda buluşan Kılıçdaroğlu, ardından Rize Atatürk Caddesi’ndeki esnafla konuştu. Kılıçdaroğlu öğleden sonra kanaat önderleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ile bir araya geldi.
“Kaçak çayları Rize Meydanı’nda yakacağım”
Çay üreticileri ile kahvaltıda buluşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Çay üretiminde en büyük emeği harcayan kişiler Rizeli kadınlar, fiyatlardan memnun değiller. Fiyatların yükseltilmesini istiyorlar. ‘Bizi özel sektöre mahkûm etmeyin. Ektiğimiz, topladığımız ürünün hakkını almak istiyoruz. Emeklerimizin boşa gitmesini istemiyoruz’ diyorlar. Bu rahatsızlığın giderilmesi için biz, bir kanun teklifi verdik” dedi.
Bütün partilere çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, “Rizeli çay üreticisinin sorununu çözmek istiyorsanız bu kanun teklifini Meclis’ten beraber geçirelim. Taban fiyatın altında çay alımı yapılmasın. Bu fiyatın altında alım yapılıyorsa üreticinin hakkı çalınıyor demektir. Çay üreticilerinin büyük bir kısmı iktidar partisine destek veriyor. Bugün onların alın teri birilerine peşkeş çekiliyor. Biz, emeğe değer veriyoruz. Rizeliler’in oylarıyla iktidara geleceğiz, kaçak çayları Rize Meydanı’nda yakacağım” diye konuştu.
“Bir yıl içinde yurt sorununu çözeceğim”
Kanaat önderleri, muhtarlar ve STK temsilcileri ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu, üniversite öğrencilerinin düzenlediği eylemlerle ülke gündemine taşıdığı yurt sorununa da değindi: “İnşallah iktidarımızda bir yıl içinde Türkiye’deki yurt sorununu çözeceğim. Yurt binası yapmak zor bir iş mi, bir de bununla ilgili bir kurum kurmuşuz. TOKİ, lüks evler yapacağına yurt yapsın.”
“Çay üreticileri gerçek anlamda örgütlü değil”
Çay üreticilerinin, birlik olmaları halinde daha güçlü olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Çay fiyatlarının her sene değişmesi istikrarsızlığı besliyor. Oysa üretimde istikrar aynı zamanda fiyatta istikrar demektir. Çay fiyatlarında bir istikrara ihtiyacımız var” dedi.
Çaykur’un çay işleme kapasitesinin düşük olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Çaykur, çay üreticisini bir anlamda manipüle eden bir kuruma dönüştü. ‘Ben daha fazla çay almayacağım. İşleme kapasitem doldu’ diyor. Üretici nereye gidecek, özel sektöre. O da taban fiyatın altında veriyor. Üreticiyi düşük fiyata mahkûm ediyorsunuz” diye konuştu.
“Çaykur, Varlık Fonu’ndan çıkarılmalı”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Çaykur’un yönetiminde üretici olmadığını, Ziraat Odası Başkanı’nın mutlaka yönetimde olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Çaykur’un ve çayın bu hale gelmesinde en büyük pay politikacılarda. Objektif bir kural koyarsan çay üreticisi de özel sektör de kamu da herkes bilir ne yapacağını. 2016 yılında 82 milyon lira kâr eden Çaykur, 2017 yılında Varlık Fonu’na devredildikten sonra 267 milyon lira zarar ediyor. Dönüp size, ‘Çaykur’u kapatmamız lazım çünkü zarar ediyor’ deyip, sizi özel sektöre mecbur edecekler. Bu sebeple Çaykur’un mutlaka Varlık Fonu’ndan çıkarılması lazım” dedi.
“Helalleşmemiz lazım”
“Bu bir helalleşme dönemidir” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Oturup helalleşmemiz lazım. Biz gelip sizin çayınızı içtik mi, hayır. Derdinizi dinledik mi, hayır. Ankara’da oturup, ‘Gelin bize oy verin’ dedik. Niye versin vatandaş kardeşim, sen derdiyle ilgilendin mi, bu bir helalleşme dönemidir.”
