Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün (11 Kasım) Antalya’daydı. Hal esnafı, halk otobüsçüleri, muhtarların da aralarında olduğu çeşitli kişi ve kurumlarla bir araya geldi. “Esnaf Bakanlığı” olması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, ekonomik sorunları ve bu sorunların çözümlerini sıraladı, İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlüğe koyacaklarını anlattı.
Kılıçdaroğlu hal esnafı ile kahvaltıdaydı
Kılıçdaroğlu sabah erken saatlerde Antalya Toptancı Hali‘nde hal esnafı ile bir araya geldi. Hal esnafı ekonomik sorunlarından söz ederken Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında şu ifadeler öne çıktı:
“Efendim olmaz ya, üreticiden terörist mi olur Allah aşkına, alın teri dökenden terörist mi olur? Biz size inanıyoruz, güveniyoruz. Bakın siz olmasanız biz akşam sofrada oturup yemek de yiyemeyiz, sabah kahvaltı da yapamayız. Siz üretiyorsunuz, siz çalışıyorsunuz, siz emek harcıyorsunuz. Sabaha karşı 03.00, 04.00, 05.00’te buraya geliyorsunuz. Buradan sadece Antalya’ya değil, bütün Türkiye’ye, her tarafına mal gönderiyorsunuz. Dolayısıyla yaptığınız hizmet çok değerli. Biz ondan eminiz, çok büyük paralar da kazanmıyorsunuz, keşke büyük paralar kazansa, yani en büyük arzumuz o, herkes para kazansın. Ama malı gönderiyorsunuz, Rusya´dan dönüyorsa bunun ciddi sıkıntıları var. Orada dış politikada sorunumuz var. Biraz Ortadoğu’ya da açılmak lazım, orayla da barışmak lazım. Yani niye kavga ettik, Suriye’ye, Lübnan’a, Mısır’a her tarafa mal gönderelim yani niye kavga ediyoruz?”
“Erdoğan gibi ekonomist değilim”
Bir çiftçi girdi maliyetlerinin yüksekliğinden şikayet ederken “Siz ekonomist olduğunuz için daha iyi bilirsiniz” dedi, Kılıçdaroğlu da “Estağfurullah ama Erdoğan gibi ekonomist değilim, onu söyleyeyim” diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, daha sonra Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i de ziyaret etti, koronavirüse yakalanması sebebiyle uzun süre yoğun bakımda kalan Böcek’e nazar boncuğu hediye etti.
“Esnaf Bakanlığı olmalı”
CHP liderinin Antalya programı halk otobüsçüleri ile yaptığı toplantı ile devam etti. “Esnaf sahipsizdir, esnafın derdi olsa nereye başvuracak Allah aşkına? Belli değil” diyen Kılıçdaroğlu, bir “Esnaf Bakanlığı”nın olması gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti:
“Esnaf, rahmetli Özal’ın deyişiyle ‘orta direk’, olması lazım. Derdim var, kime anlatacağım derdimi? Esnaf Bakanlığı olursa derdinizi anlatacak bir yeriniz olur.”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Az kaldı, her şey değişecek, Türkiye’ye huzuru, barışı, kardeşliği getireceğiz” diyen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında şu ifadelere yer verildi:
“Bakın biz etnik kimlik üzerinden, yaşam tarzı, inanç üzerinden asla siyaset yapmıyoruz. Biz sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıyoruz. Muhtarlar bir sosyal kimliktir, halk otobüsü şoförleri, işsizler, devlet memurları, sanayiciler bir sosyal kimliktir. Her sosyal kimliğin içinde her inançtan, her görüşten kardeşlerimiz var. Amaç birbirimizin kimliğini, inancını mı sorgulamak? Bu hale getirdiler. Bu halden çıkaracağız. Sosyal kimliklerin var olan sorunlarını onlarla oturacağız beraber çözeceğiz. Az kaldı, sabredin, Türkiye’nin çözülmeyecek sorunu yok, bütün sorunları birlikte çözeceğiz.”
“İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde yürürlüğe koyacağız”
Kılıçdaroğlu’nun bir başka durağı muhtarlar buluşmasıydı. Muhtarların önemine ve ekonomik sorunlara dikkat çektiği konuşmasında, “Mutfaktaki yangını söndürmek için ne gerekiyorsa yapacağım. İktidar sahipleri enerji konusunda kısmen adım attılar, yaptıracağız tamamını. Gıdada yaşanan felaket için de aynı mücadeleyi vereceğiz” dedi.
Kılıçdaroğlu, İstanbul’da yolda yürürken Can Göktuğ isimli erkeğin öldürdüğü Başak Cengiz’e yer verdiği konuşmasında İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlüğe koyacaklarını belirtti:
“Başak Cengiz gencecik bir kadın, evladımızdı. Öldürüldü. Neden bu vahşet? Kadınlara yaptığımız nedir? Size sözüm söz, asla ve asla kadına inen ele asla müsamaha göstermeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde yürürlüğe koyacağız. Cinayeti işliyorsun, hapse atılıyorsun, kravat takıyorsun, güzel konuşuyorsun hakim, ‘Senin suçunu hafiflettim’ diyor. Hiçbir caninin suçunu hafifletmeyeceğiz.”
Fotoğraflar: Muhittin Böcek / Twitter
