Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 169. haftasında, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. 868’inci haftanın açıklamasında 1996 yılında Diyarbakır’da kaybedilen Hakkı Kaya için adalet istendi.
“Etkin soruşturma yürütülsün”
Cumartesi Anneleri’nin 868’inci hafta açıklamasını gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu. Ocak, “Devletin gözaltında kayıplarla ilgili olarak etkin soruşturma metotlarını uygulamaması, söz konusu güvenlik güçlerinin yurttaşa karşı işlediği suçlar olduğunda hukuksuzluğu, adaletsizliği ‘norm’ kabul etmesi tüm toplumu savunmasız bırakıyor” dedi.
“Zorla Beyaz Toros’a bindirip götürdüler”
Ocak, sekiz çocuk babası Hakkı Kaya’nın kaybedildiği günü şöyle anlattı: “16 Kasım 1996 günü saat 15:00 sularında iki arkadaşı ile birlikte şehir merkezinde yürürken Beyaz Toros araç kendilerine yaklaştı. Araçta sivil giyimli, telsiz taşıyan ve kendilerini polis olarak tanıtan üç kişi bulunuyordu. Bu kişiler, Kaya ve arkadaşlarına kimlik kontrolü yaptı. Ardından Hakkı Kaya’yı ifade vermek üzere polis karakoluna gelmesi gerektiğini söyleyerek zorla Beyaz Toros’a bindirip götürdüler.”
Hakkı Kaya’yı sormak için karakola giden ailesine “Biz almadık, bizde yok” denildiğini dile getiren Ocak, şöyle devam etti: “TBMM İnsan Hakları Araştırma Komisyonu’na başvuran aileye komisyon, Kaya’nın gözaltında olmadığı, zorla bindirildiği aracın üzerindeki plakanın da iddia edildiği gibi Toros marka bir araca değil, Fiat Şahin marka bir araca ait olduğunu ve araç sahibinin Ankara’da ikamet ettiğini söyledi. İlgili tüm mercilere başvuran aile hiçbir sonuç alamadı.”
Aygan’ın itirafları
Adli makamların olayın aydınlatılması ve faillerin açığa çıkarılmasını sağlayacak etkin bir soruşturma yürütmediğine dikkat çeken Ocak, “2004 yılında Ülkede Özgür Gündem gazetesinde JİTEM mensubu Abdulkadir Aygan ile yapılan röportajlar yayınlanmaya başladı. Röportajda Aygan, Hakkı Kaya’nın Diyarbakır JİTEM Grup Komutanlığı’nda sorgulanarak öldürüldüğünü ve cansız bedeninin çuval içerisinde detaylarıyla tarif ettiği bir virajdan atıldığını söyledi” diye konuştu.
Gelişmeler üzerine ailenin İHD’ye başvurduğunu ve İHD’nin olay yerinde incelemeler yaptığını belirten Ocak, “İHD’nin ulaştığı tanıklardan biri 1996 yılının ekin biçme zamanı sözü edilen yerdeki uçurumda yedi ceset gördüğünü ancak dönemin koşullarından dolayı korktuğu için bir yere müracaat etmediğini söyledi. İHD, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduktan sonra iki kez kazı çalışması yapıldı. Ancak kazılarda ulaşılan kemiklerle Kaya ailesinin DNA örnekleri uyuşmadı. Daha sonra dosyada bir gelişme olmadı” dedi.
“Kaç yıl geçerse geçsin vazgeçmeyeceğiz”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Hakkı Kaya’nın akıbetinin açığa çıkartılmasını ve bu insanlığa karşı suçun failleri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini talep ettiklerini söyleyen Ocak, açıklamayı şu sözlerle tamamladı: “Kaç yıl geçerse geçsin, Hakkı Kaya için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 169 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
