Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İpek Bozkurt ve Ayşen Ece Kavas, Oscar’a aday “Dying to Divorce” belgeselini anlattı: “Kadınlar hayatlarının her anında Oscar’lık bir performans sergiliyor”


Türkiye’deki kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini konu alan ve İngiltere’de “En İyi Uluslararası Uzun Metraj Film” kategorisinde Oscar’a aday gösterilen “
Dying to Divorce” adlı belgeseli, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu avukatı İpek Bozkurt ve platform temsilcilerinden Ayşen Ece Kavas ile konuştuk.  

Uluslararası “Kadına Şiddete Karşı Eylem” günü olan 25 Kasım’da İngiltere’de galası yapılan belgeselin yönetmenliğini İngiliz yönetmen Chloe Fairweather üstlendi. Çekimleri beş yıl süren filme konu olan olaylar ise Türkiye’deki Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açmış olduğu davalar arasından seçildi.    

“Kadın cinayeti konusunu siyasi iklimden ayrı işlemek mümkün değil”

Türkiye’de inanılmaz bir kadın hareketi olduğunu belirten Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platform avukatlarından İpek Bozkurt, filme ilişkin şöyle konuştu:

“Kadın cinayeti konusunu siyasi iklimden ayrı işlemek mümkün değil. Bunlar birbirini her zaman etkileyen konular. Kadın cinayetleri politiktir çünkü bir ülkenin iktidarının kadın söylemiyle alakalıdır artan veya azalan şiddet, koruma mekanizmalarının işleyişi ile alakalıdır. Chloe, dört sene boyunca Kübra’nın dosyasını takip etmek için Türkiye’ye geldi. Bu süre içinde de birçok politik olay yaşandı ve sonunda politik zeminin ne kadar önemli olduğu gördüğü için, bunu da filmde gösterdi. Belgesel İngiltere, İskoçya’da ve çevrimiçi olarak Kuzey Avrupa ülkelerinde gösterildi. Gelen mesajlar veya katıldığım gösterimlerde bana birçok kişi, belgeselden çok etkilendiğini ancak yaşananların aynılarının kendi ülkelerinde de olduğunu söyledi. Bu belgesel global bir sorunu ele alıyor.”

Ayşen Ece Kavas

“Biz isterdik ki bir filme konu olacak kadar zorlu hayatlarımız olmasın, her zaman bunun mücadelesini verdik”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platform temsilcilerinden Ayşen Ece Kavas da hayatta kalan kadınların mücadelesini göstermek istediklerini belirterek şunları söyledi:  

“Kadınları yalnız göstermek sadece acıma duygusunu uyandırabilir. Bir mücadele duygusunu uyandıramaz. Herkesin maruz kaldığı bir şiddet anlatılıyor ve kimsenin yalnız olmadığı gösteriliyor. Bir kadının yaşayabileceği bütün şiddet biçimlerini yaşayan Arzu’nun hikayesi anlatılıyor. Dava süreci ve Arzu’nun mücadelesi gerçekten çok örnek. Belgeselde milyonlarca kadının yaşadığı şeyler anlatıyor. Kadınlar hayatlarının her anında Oscar’lık bir performans sergiliyor. Biz isterdik ki bir filme konu olacak kadar zorlu hayatlarımız olmasın, her zaman bunun mücadelesini verdik. Hiçbir kadın yalnız yürümeyecek, toplumun içerisinde nasıl mücadele verdiysek bundan sonra da mücadelemize devam edeceğiz. Binlerce kadının emeği bizim mücadelemiz, her kadın bunun bir parçası olabilir.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.