Partisinin il başkanları toplantısında konuşan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Ülkenin kadim sorunlarını çözmezseniz, Kürt meselesini diriltirseniz, Alevi meselesine kulak kabartmazsanız, ekonomi falan düzelmez. Bu meseleler, özünde bir demokrasi meselesidir. Demokrasi olmadan ekonomi asla düzelmez” dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin il başkanları toplantısında Türkiye’nin, artık dünyada işbirliği yapılacak bir aktör olarak görülmediğini, “ne yapacağı belli olmayan, zararlarından sakınılması gereken bir ülke” muamelesi gördüğünü söyledi ve “Benim dışişleri bakanlığı yaptığım dönemde dünyada olmadığımız hemen hemen masa yoktu. Şu anda ise dünyada olduğumuz masa hemen hemen kalmadı” dedi.
Otokrat bir iktidar ortaklığının sözde ekonomik programlarla kamuoyunu oyaladığını ve sorun çözme kapasiteleri olmadığını söyleyen Babacan “Türkiye’yi dünyadaki demokratik ülkeler ligine yükseltmekte kararlıyız. Gelir dağılımında adaletin tesis edildiği, hak ve özgürlüklerin doyasıya yaşandığı bir ülkenin anahtarını cebimizde taşıyoruz. Seçim günü geldiğinde, bu anahtar tam demokratik Türkiye’nin kapısını açacak” diye konuştu.
“Ülkenin kadim sorunlarını çözmezseniz ekonomi düzelmez”
Güçlü ekonominin yolunun hukuktan, adaletten, demokrasiden, özgürlükten, eğitimden ve itibardan geçtiğini söyleyen Babacan, şöyle devam etti: “Siz ülkenin kadim sorunlarını çözmezseniz, Kürt meselesini diriltirseniz, Alevi meselesine kulak kabartmazsanız, ekonomi falan düzelmez. Bu meseleler, özünde bir demokrasi meselesidir. Demokrasi olmadan ekonomi asla düzelmez.”
Babacan, “Sadece aralık ayında yaktıkları döviz 17 milyar dolar. Oradan buradan üç-beş milyar toplayacağım diye uğraş, sonra bir ayda bunu cayır cayır yak. Ne uğruna? Sadece ‘Cumhurbaşkanı konuştu, döviz düştü’ dedirtmek için” diyerek Merkez Bankası’nın müdahalelerini eleştirdi.
Türkiye’den gitmek isteyen gençlerin özgürlük, adalet ve kaliteli bir hayat istediğini söyleyen Babacan, “Yerli ve milli diye diye her alanda yerli ve millî krizler çıkarttılar. Türkiye’nin yerli ve millî bir eğitim, adalet ve ekonomik krizi var. Bütün sorumluluğu ve yetkiyi kendi üzerinde toplayan cumhurbaşkanı bu durumun da tek sorumlusu. Liyakatin yerini sadakatin aldığı bir ülkede, siz ağzınızla kuş tutsanız başaramazsınız” dedi.
