TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşülen ve Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) bünyesinde kurulması planlanan “Diyanet Akademisi” tasarısı AKP, MHP, CHP ve İyi Parti’nin oylarıyla kabul edildi. HDP’nin şerh koyarak hayır oyu kullandığı tasarı hakkında konuşan HDP milletvekili Kemal Bülbül, “Biz ne inanç, ne din, ne kitap ayırırız lakin bizi yok sayanı da biz kabul etmeyiz. Tüm çocukları aynı inançtan kabul edip, anasınıflarında din dersi verilmesi kabul edilebilir bir şey değildir” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Eğitim Komisyonu’nda dün (3 Mart) kabul edilen “Diyanet Akademisi yasa tasarısı” için AKP, MHP, CHP ve İyi Parti kabul oyu verirken HDP şerh düşerek hayır oyu kullandı. Oylamaya geçilmeden önce tasarı hakkında konuşan HDP Antalya milletvekili Kemal Bülbül, Alevilerin eşit yurttaşlık talebinin dikkate alınmamasına tepki gösterdi ve şunları söyledi:
“Biz ne inanç, ne din, ne kitap ayırırız lakin bizi yok sayanı da biz kabul etmeyiz. Hepimiz aynı yolun yolcusu değiliz, bu konuda farklı düşünüyoruz. Neden? Bir yanda hakları, ayrıcalıkları artırılan bir inanç topluluğu varken, diğer yanda hakları ve inanç merkezleri tanınmayan Alevi toplumu var. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, ilgili inanç kurumunun, mekan, kadro gibi sorunları var ve bunu gidermeye çalışıyorsa bu anlaşılabilir bir şey. Fakat kutuplaşmanın ayyuka çıktığı, Alevi-Bektaşilerin tahkir edildiği, ötekileştirildiği bir konjonktürde, bunu gidermesi gereken iktidardır.”
Bülbül, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala kararlarında olduğu gibi, cemevleri ve zorunlu din derslerine dair kararlarının da tanınmadığını hatırlattı. Anasınıflarında din dersi verilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Bülbül, “Tüm çocukları aynı inançtan kabul etmek insan hakları ihlalidir. Bu, çocuğa karşı işlenen bir suçtur, Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne de aykırıdır” diye konuştu.
Diyanet Akademisi, ilk ve ortaokullarda da faaliyet gösterecek
AKP’li milletvekilleri tarafından sunulan tasarının amacı, “İslam dininin evrensel değerlerinin halka doğru ve güvenilir kaynaklardan aktarılması, Müslümanların duygularının istismar edilmesinin önlenmesi, İslam dinine karşı oluşan haksız ön yargıların önüne geçilmesi” olarak açıklanıyor.
DİB’e bağlı olacak ve ilk ve ortaokullarda da faaliyet gösterebilecek olan akademi, imam-hatip, müezzin, vaiz ve Kur’an kursu öğreticilerinin, mesleki eğitimi ve yurt dışından gelen din görevlilerine yönelik eğitim faaliyetlerini yürütecek. Akademi Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile ortak çalışma yapabilecek.
