Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Politik Akademi (110): Galip Dalay ile küresel düzen ve Avrasyacı tahayyülün geleceği

Politik Akademi’nin bu haftaki bölümünde Edgar Şar, konuğu Oxford Üniversitesi’nde araştırmalarını sürdüren Galip Dalay ile Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında küresel düzenin ve Avrasyacı tahayyülün geleceğini konuşuyor.

“Küresel düzende yeniden bloklaşma dönemine giriyoruz”

Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte dünyada yeniden kamplaşma ve bloklaşma döneminin başladığını vurgulayan Galip Dalay, Rusya’nın küresel ekonomiden neredeyse tamamen dışlandığını ve Çin’in durumunun da kolay olmadığını söyledi: “Çin’in durumu hiç kolay değil çünkü küreselleşmenin durması ve geriye gitmesi Çin’in işine gelen bir şey değil. Bunun yanı sıra Rusya’ya yapılanlar Çin’de sıranın gelecekte kendisine gelebileceği hissini de yaratıyor. Bu sebeple Çin de kısmen de olsa Rusya’yı desteklemek zorunluluğunu hissetmeye devam edecektir.”

“Yeniden silahlanan bir Avrupa’nın nasıl bir etki yaratacağını kestirmek zor”

Savaşla birlikte NATO’nun artık bir varoluşsal sorun yaşamayacağını belirten Dalay, “Soğuk Savaş sonrasında büyük oranda devlet dışı aktörlere odaklanan NATO artık yeniden devletlere odaklanacağa benziyor. Bu da onun varlık sebebini yeniden ortaya çıkaracak ve Rusya’yla birlikte Çin’e de odaklanacak. Ancak özellikle yeniden silahlanan bir Avrupa’nın küresel düzene nasıl bir etki yaratacağını şimdiden kestirmek zor. Tüm bu dönüşümlerle küreselleşmenin bir miktar geri gitmesi, bölgeselleşmenin ve bölgesel dengelerin de önemini artıracak. NATO’nun da buna odaklanmasını bekleyebiliriz. İki çeşit tehdit var: Rusya merkezli jeopolitik tehdit ve Çin merkezli sistemik tehdit. Bölgesel kurulacak dengelerle bu iki tehdidin de ele alınacağını göreceğiz” diye konuştu.

Türkiye ile Batı arasındaki makas kapanıyor”

Tüm bu dönüşümlerden Türkiye’nin nasıl etkileneceğine yönelik soruya ise Dalay şöyle cevap verdi: 

“Olanlar Türkiye ile Batı arasındaki sorunları ortadan kaldırmayacak ama var olan makasın da kapanacağını öngörüyorum. Mesela S-400’ler sorunu hızlıca çözülmeyecek ama artık daha kolay konuşulabilecek. Bu dönüşümün iç politikada bir demokratikleşmeye yol açıp açmayacağını ise henüz bilmiyoruz. Henüz bunla ilgili bir emare yok.”

“Türkiye’nin Rusya’yla ilişkileri stratejik seviyeye çekmesi zorlaştı”

Dalay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak şunu biliyoruz. Ukrayna savaşı ve genel olarak Rusya’nın jeopolitik revizyon arayışları Türkiye’nin tehdit algısını arttırıyor. Aslında bu durum Osmanlı’dan beri Rusya’yla ilişkilerde böyle. Cumhuriyet tarihinin tamamında Rusya’yla ilişkiler iyi tutma çabası var ancak son yıllarda olan Rusya’yla ilişkileri stratejik seviyeye çekme çabasıydı. Artık bunun devamı zor olacak. Aslında Batı’da da Rusya’yla ilişkileri özel olan aşırı sağ partilerin Ukrayna savaşı ile bir meşruiyet sorunu yaşamaları muhtemel. Ancak savaş uzarsa artan enerji ve gıda fiyatlarıyla bu partilerin farklı bir zemin bulma şansı da mevcut. Bunu şimdiden kestirmek zor.”

“Batı, demokrasiyi Çin’i sıkıştırmak için kullanacak”

Küresel bir demokrasiler-otokrasiler çatışmasına yönelik soruya ise Dalay şu cevabı verdi: “Batı-Rusya çatışmasıyla birlikte demokrasi ve otokrasi kavramlarının büyük oranda jeopolitize olduğunu göreceğiz. Demokrasinin Irak savaşı öncesinde de Neocon’cuların dilinden düşmediğini biliyoruz. Nitekim demokrasiyi temsil eden blok jeopolitik çıkarlar sebebiyle otokratik ülkelerle ilişki kurulmasını da sorun etmeyecektir. Ancak yine de demokrasinin piyasa değerinin artacağını ve Batı’nın demokrasiyi Çin’i sıkıştırmak için kullanacağını öngörebiliriz.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.