Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ruşen Çakır yazdı: HDP cumhurbaşkanlığı seçimlerini boykot ederse…

Öncelikle söyleyeyim, HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerini boykot edeceğini sanmıyorum. Muhtemelen ilk tura kendi adayıyla katılacak, seçimlerin ikinci tura kalması halindeyse -ki an itibariyle en yüksek ihtimal bu- iki adaydan birini alenen ya da örtülü bir şekilde destekleyecektir. HDP’nin açık tavrı veya örtülü işaretine rağmen diğer adayı destekleyenler de çıkabilir; tabii ikinci turda oy kullanmayanlar da. Sonuç olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaderinde HDP oylarının etkisi hayli yüksek olacağa benziyor, hatta seçimin kaderini belirleyeceğini bile söyleyebiliriz.

Bu durum özellikle Cumhur İttifakı’nı tedirgin ediyor. Zira ikinci turda HDP’lilerin muhalefet adayına yönelme ihtimalinin hayli yüksek olduğunu ve bu yüzden seçimi ve iktidarı kaybedebileceklerini düşünüyorlar. Durumu tersine çevirebilmek için İmralı’yı ve her ne kadar şu ana kadar pek telaffuz edilmemiş olsa da Kandil’i kullanmayı düşünebilirler, fakat yerel seçimlerde olduğu gibi bunun işe yaramaması, hatta tam tersi sonuçlara yol açması mümkün.

Alabildiğine politize olan HDP seçmenini kuru vaatlerle tavlayabilmek imkansız; onları tatmin edebilecek adım ve açılımlar da Cumhur İttifakı’nın doğasına aykırı, dağılmasına neden olabilir. Dolayısıyla geriye tek bir seçenek kalıyor: HDP seçmeninin Millet İttifakı adayına oy vermesini engellemek. İşte tam da bu noktada boykot seçeceği karşımıza çıkıyor.

Bazı İYİ Partililerin HDP alerjisi

Yerel seçimlerden bu yana esas olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerini, bu bağlamda da HDP’nin durumunu konuşuyoruz. Açık söylemek gerekirse HDP yönetimi ve başta Selahattin Demirtaş olmak üzere cezaevindeki HDP’liler bugüne kadar büyük ölçüde soğukkanlı bir çizgi izlediler: Bir yandan muhalefetin kendilerini yok saymasının mümkün olmadığını her vesileyle hatırlattılar, diğer yandan onları çok zor durumda bırakacak dayatmalardan uzak durdular.

HDP’lilerin bu dikkatli tutumuna rağmen özellikle İYİ Parti’den önde gelen bazı isimlerin HDP aleyhine konuşma yarışına girdiklerini gördük. Muhtemelen HDP oylarını çantada keklik görüyor, seçim sonrası kendilerinden herhangi bir talepte bulunmalarının önünü böyle keseceklerini düşünüyorlardı. HDP’yi Millet İttifakı adayını desteklemeye ikna etme görevini CHP’ye (Kılıçdaroğlu’na) yıkmış oldukları için bu tutumlarının herhangi bir bedeli olmayacağını düşünüyorlardı ki bu hesabın yanlış olduğu, bu tutumun seçimlerde ağır sonuçları olabileceği Meral Akşener’in parti içinde operasyon yapmasıyla anlaşıldı.

“HDP oylarına muhtaç değiliz”

Aslında sözünü ettiğimiz İYİ Partililerin tutumu çok bildiğimiz bir şey. Zira Türkiye’de anaakım partilerin çoğu Kürtlerin oylarına talip olsalar bile onların kendi kimlikleriyle siyaset yapmalarından, taleplerini dile getirmelerinden hep rahatsız olmuş; bunları çoklukla “bölücülük”, en azından “işgüzarlık” olarak tanımlamışlardır. “Etle tırnak gibiyiz”, “Kız alıp vermişiz”, “Kürt-Türk kardeştir, ayrım yapan kalleştir” gibi slogan ve deyişler bu ret ve inkar politikalarının dışavurumlarıdır. Fakat HEP ile birlikte yasal Kürt siyasetinin kendi başına yol alması ve özellikle HDP ile inkar edilemez bir güç haline gelmesiyle birlikte özellikle sağ partiler ve bazı sağ/milliyetçi seçmenler “HDP oylarına muhtaç değiliz” tutumunu seslendirir oldular.

Özellikle muhalefetin adayının Mansur Yavaş olması gerektiğinde ısrarcı olanlar, Yavaş’ın aday olması halinde HDP (Kürt) oylarına gerek olmadan, dolayısıyla onlara borçlu kalmadan seçimin kazanılabileceğini ileri sürüyorlar. Aritmetik olarak bu yaklaşım ne kadar gerçekçidir, emin olmak mümkün değil. Bugünkü kamuoyu yoklamalarında ortaya çıkan sonuçlara baktığımızda Mansur Yavaş’ın da ilk turda yüzde 50+1 oyu alması mümkün değil gibi. O zaman ikinci turda, başta söylediğimiz gibi HDP başta olmak üzere ilk turu geçememiş adayların seçmenlerinin tercihi belli olacak.

Kürtleri kaybeden kaybeder

Peki o zaman “HDP oylarına muhtaç değiliz” diyenler ne yapacak? Muhtemelen “Erdoğan’a verecek halleri yok ya!” diyerek HDP seçmenini tedirgin bir şekilde küçümsemeye devam edecekler. Ya da HDP’lilerin ikinci turu boykot etmesi için dua edecekler.

Başta söylediğimi tekrar etmek istiyorum: HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerini boykot edeceğini düşünmüyorum. Yüksek ihtimalle ikinci turda muhalefetin adayına oy vereceklerdir, fakat o adayın ve onun destekçilerinin bunu bir mecburiyetmiş gibi dayatmaları halinde çok şey değişebilir. Zira Kürtleri kazanmadan Türkiye’yi kazanmak mümkün değil. Yani, ister iktidarda, ister muhalefette olsunlar, kazanmak için HDP’nin boykotuna bel bağlayanların kaybetmeleri mukadderdir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.