Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hızlı ve Kısa Yorum (10) | Gezi davasında karar: Erdoğan iktidarının seçim yatırımı

Gezi davasında karar açıklandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 1 Kasım 2017’den beri tutuklu olan iş insanı Osman Kavala‘ya “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’yi 18’er yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, tutuklanmalarına karar verdi. 

Ruşen Çakır, Hızlı ve Kısa Yorum‘da Gezi davasından çıkan kararı değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Tuğbanur Toprak


Merhaba, iyi günler. Gezi Dâvâsı sonuçlandı ve olabilecek en ağır cezâlar verildi. Bir yargıcın muhâlefet şerhine rağmen, Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet hapse, diğer sanıkların hepsi de 16 yıl hapis cezasına mahkûm edildi ve tutuklama karârı çıkarıldı. Mahkûm edilen kişilerin hemen hemen hepsini şahsen tanıyorum. İçlerinden bâzıları çok yakın arkadaşım, meselâ Hakan Altunay, meselâ Yiğit Ekmekçi, başkaları da var… Tanıdığım arkadaşlar ve onların bu cezâyı hiçbir şekilde hak etmediklerini doğrudan biliyorum. Bu dâvânın aslında bir dâvâ olmadığını, hukukî hiçbir yönünün olmadığını hepimiz, yerli yabancı herkes biliyor. Bu bir siyâsî dâvâydı ve bu siyâsî dâvânın sonucu da yargıçlar tarafından değil siyâsetçiler tarafından, yönetenler tarafından verildi. Bunu bekliyorduk: “Bakalım Erdoğan iktidârı, Gezi’den yargılanan Osman Kavala ve diğer kişiler hakkında ne istiyor, nasıl bir cezâ istiyor?” diye. Olabilecek en ağır cezâyı verdiler. 

Burada üç tâne hedef var; bir güç gösterisi bu. Birincisi, kendi tabanına hâlâ güçlü olduğunu, ikincisi, muhâliflere hâlâ güçlü olduğunu göstermeye çalışıyor ve göz korkutmaya çalışıyor. Yani bununla, “İşte, siz de bir şeyler yapmaya kalkarsanız başına gelecekler budur” diyor. Çünkü ortada hukuk yok, yargı yok. Bir üçüncü hedef de, dünyaya, özellikle de Batı’ya bunu gösteriyor. Bunun ardından da, gelecek tepkileri bekliyor. Kendilerine göre birtakım hazırlıklar yapmış olsalar gerek. Batı’dan herhalde her zaman olduğu gibi kınamalar gelecek ve iktidar sâhipleri, Türkiye’de yargının bağımsız olduğu yalanını tekrarlayıp Batı’ya meydan okuyarak seçimlere, en geç 14 ay içerisinde yapılacak olan seçimlere, bir Batı aleyhtarlığı üzerinden girmeyi hesaplıyorlar belli ki. Kendi tabanlarındaki çözülmeyi durdurmak, “İşte görüyorsunuz, güçlüyüz” demek ve muhâlefete de daha neler yapabileceğini, daha ne kötülükler yapabileceğini göstermek istiyor. Bu karar bunun işâreti. 

Tabii ki bunları mâsum insanlar üzerinden, ülkenin değerli aydınları üzerinden, ülkenin değerli isimleri üzerinden, sivil toplum aktivistleri üzerinden, onları mağdur ederek, onların yakınlarını, sevenlerini mağdur ederek yapmaya çalışıyor. Ve bütün bu yönleriyle bu dâvâ, geçmişteki Ergenekon, Balyoz, vs. gibi dâvâlara çok benziyor. Hattâ onların daha ileri taşınmış bir hâli. Bu dâvânın da geleceği, o dâvâların başına gelenleri çağrıştıracak. Yani ne oldu? Geçmişteki o dâvâların sonuçları iptal oldu ve kararları verenler tam tersine yargılandı. Türkiye’de siyâsî sistem değiştikten sonra herhalde ilk telâfî edilecek olaylardan birisi bu olacak; ama bu arada Osman Kavala başta olmak üzere çok sayıda kişi, durduk yere, sırf iktidar iktidârını kaybetmek istemiyor diye mağdur edilmeye devam edilecekler. Buradan herkesin, soğukkanlı bir şekilde hukuk isteyen, temel hak ve özgürlüklere saygı isteyen, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı isteyen herkesin ders çıkarması ve bir duruş sergilemesi gerekiyor. İktidârın hesabının, buradan hareketle çok kaotik bir şeyler çıkması olduğunu düşünebiliriz; ama büyük bir ihtimalle bu beklenti gerçekleşmeyecek. Fakat bu mağduriyetler, bu arkadaşlarımız, bu tanıdıklarımız hepimizin adına bu faturayı üstlenmiş oluyorlar. Yazık oluyor hepimize, onlara başta olmak üzere tüm Türkiye’ye yazık oluyor ve utançlara bir utanç daha eklenmiş oldu. Ama Türkiye’nin bunları aşacağını düşünüyorum. Buna eminim ve tabii ki bunu umuyorum. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.