İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz turu devam ediyor. Bu sabah Trabzon’da kaldığı otelde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili soruya “Cumhurbaşkanlığı gündemimde yok. Ama benim gündemimde önümüzdeki seçimde değişim var” diyerek yanıt verdi.
Karadeniz’de İmamoğlu fırtınası esiyor. Dün (3 Mayıs) Rize ve Artvin’e giden İmamoğlu, bugün memleketi Trabzon’da.
Bayramlaşma öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin konuya açıklık getirdi. İmamoğlu, “Elbette ki benim gündemimde yok ama benim gündemimde, önümüzdeki seçimde değişim var. Hem de tarif edemeyeceğim seviyede var. Değişime hepimizin ihtiyacı var. Örneğin en başta sorun yaşayan kişi benim” diye konuştu.
Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Tayfun Kahraman hakkında konuşan İmamoğlu, “Tayfun’a 13 yıldır şahidim. Hayatını sadece mesleğine adamış canciğer arkadaşıma 18 yıl hapis verdi bu ülkede bir mahkeme” dedi.
İmamoğlu’na Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık‘ın “İmamoğlu’na siyaset yasağı getirip en büyük rakiplerden birini ekarte edecekler. İmamoğlu’nun İBB Başkanı seçilmesinde en çok emeği olan Canan Kaftancıoğlu’nu tutuklayacaklar” sözleri de soruldu. İmamoğlu ise bu soruyu Gezi Parkı davasını örnek göstererek cevapladı ve “Bir Ekrem’e böyle bir şey yapar milyonlarca Ekrem ona sandıkta tokat gibi cevap verir. Türkiye’de her şey mümkün ama bunun bitmesine de bir yıl kaldı” dedi.
İmamoğlu’na sığınmacıların gündeminde olup olmadığı yönündeki soruları ise şöyle yanıtladı:
“Böyle bir süreç elbette karşımıza başka sorunları da getirebilir. Bu bağlamda şu anda mülteci konusunda, özellikle Suriyeli özelinde, sağlıklı bir Suriye ülkesiyle ilişki, orada bir barışın tesisi, uluslararası itibarla, o itibarı iyi kullanarak ve başka ülkelerin de bu sürece olan katkısını sağlamak ve bu bağlamda insanların, Suriyeli insanların özellikle, kendi yurtlarında yaşamalarını sağlayan bir altyapı oluşturma mücadelesini yürüteceğiz. Bunu çok tutarlı bir ülke yönetimi yapabilir. Çok tutarlı, dış politikayı seviyeli ve cumhuriyetin kuruluşundan beri ‘yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesi ki o ilke aynı zamanda güçlü bir Türkiye ilkesi anlamına gelir. Bu zararın makul seviyelere indirilmesi mümkün olabilir. Önemli bir gündemimizdir ve uzunca bir zaman bizi meşgul edecek bir gündem olacaktır ve ben bugünkü iktidarın sorunu çözme kabiliyeti olduğunu düşünmüyorum.”
