Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hızlı ve Kısa Yorum (16): Ümit Özdağ’ın uyarısı yerinde mi? Sığınmacılar üzerinden yeni bir provokasyon dalgasının eşiğinde miyiz?

Sığınmacı tartışması giderek büyüyor.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın çıkışının ardından yeniden alevlenen tartışma, toplumun ve siyasetin gündeminde.

Video: Ümit Özdağ’dan Ahmet Davutoğlu’na: “Haziran-Kasım 2015 arası ne oldu, korkma ve açıkla”

Ruşen Çakır, Hızlı ve Kısa Yorum‘da bu tartışmayı ele aldı, “Sığınmacılar üzerinden yeni bir provokasyon dalgasının eşiğinde miyiz?” sorunsuna yanıt aradı.

Yayına hazırlayan: Sara Elif Su Balıkçı

Merhaba, iyi günler. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ, bugün bir basın toplantısıyla çok önemli bir uyarıda bulundu. Bir komplo döneminin başlama ihtimâlinin altını çizdi. Kendi partisiyle bağlantılandırılarak sığınmacılara yönelik birtakım şiddet hareketlerinin olabileceğini, bu konuda bâzı çevrelerin çalışmalar yaptığını duyduğunu söyledi ve bu olayı 2015 Haziran ve Kasım seçimleri arasında yaşanan o istikrarsızlık, kaos dönemine benzetti. Bu önümüzdeki seçim öncesinde de benzer bir kaosun yaratılmak istendiğini ve bu sefer de bunun sığınmacılar üzerinden ve kendi partisinin karıştırılarak yapılmak istendiğini söyledi — Süleyman Soylu’yu bir şekilde sorumlu tutuyor. Zâten İçişleri Bakanlığı’nın önüne gittiği zaman da orada buna yönelik birtakım sözler etmişti; ama orada Soylu’ya yönelik meydan okuyuş daha baskın olduğu için, bu komplo meselesi geri planda kalmıştı.

Bugünkü basın toplantısındaki en çarpıcı yönlerden birisi de tabii ki, Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof. Ahmet Davutoğlu’nu konuşmaya çağırması. Zîra Davutoğlu, sözü edilen Haziran-Kasım arasında hem AKP genel başkanı hem de başbakandı. Davutoğlu’nun konuşup o dönemleri anlatması gerektiğini söyledi Ümit Özdağ. Sanmıyorum ki Davutoğlu böyle bir şey yapsın. Zîra kendisi, ilkinde tek başına iktidârı kaybeden AKP’nin daha sonra tek başıma iktidar olduğu o seçimi kendi başarısı olarak sunduğu için, arada organize bir kaos yaratıldığı yolunda herhangi bir şey söylemeyecektir; ama Ümit Özdağ’ın bu olayı böyle dile getirmiş olması başlı başına önemli, çünkü o târihte yaşanan o olayların Erdoğan’ın seçimi yeniden kazanabilmesi için organize edildiği iddiaları hep dile getirilirdi, ama bunlar genellikle ana akım olamamıştı.

Şimdi, Ümit Özdağ gibi bir siyâsetçinin yıllar sonra, bunu bu açıklıkla söylemesi çok önemli. Bir kere şunu biliyoruz, İçişleri Bakanlığı önünde de söylemişti; kendisi, oradaki polislerin çoğunun kendi öğrencisi olduğunu söylemişti. Ümit Özdağ, güvenlik ve istihbârat bürokrasisinde güçlü kaynakları olan birisidir. Bu iddiaları da bir şeylere istinâden söylüyor olma ihtimâli çok yüksek ve doğrudan kendi partisini korumaya yönelik bir hamle olduğu muhakkak; ama onun gibi Türkiye’de sığınmacılık meselesini bir numaralı beka sorunu, Türkiye’nin en önemli sorunu, en yıkıcı sorunu olarak tasvir eden ve bu sâyede de hızla belli bir popülarite yakalayan bir siyâsetçinin, sığınmacılık meselesinin bir kaos yaratmak için kullanılabileceği uyarısında bulunması da başlı başına mânîdar. 

Ben, birden fazla yayında Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’ni değerlendirirken, bu tür çıkışların, sığınmacılar üzerinden yapılan bu tür hareketliliklerin, pekâlâ aynı şekilde Haziran-Kasım 2015’e benzer bir kaos ortamı için kullanabilme ihtimâlinden bahsetmiştim; ama ben, herhangi bir bilgiye dayanarak bunu söylemiş birisi değilim, böyle bilgilere ulaşabilme imkânım da yok. Benim analitik olarak yaptığım değerlendirmeyi, Ümit Özdağ’ın belli ki birtakım duyumlar ve doğrudan bilgilere dayalı yapıyor olmasının çok çarpıcı olduğunu, çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Böyle bir ihtimal var; bu ihtimal konusunda herkesin, ama özellikle de muhâlefet partilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının, aydınların çok dikkatli olması gerekiyor. Fakat öncelikle de tabii ki Ümit Özdağ ve benzeri siyâsetçilerin de bu sığınmacılar meselesini ele alışta, üslûplarına, tonlarına dikkat etmeleri gerekiyor. Onu özellikle vurgulamak lâzım. Yani, bugün Ümit Özdağ, “Sığınmacılar üzerinden bir provokasyon, kaos ortamı yaratmak istiyorlar” derken iktidardan bazı yerleri işâret ediyor olabilir, doğru, tamam. Haklı olabilir ya da haklı değildir, onu bilemiyoruz; ama o zemînin oluşmasında, bu provokasyon zemîninin oluşmasında kendisinin, partisinin ve benzer tutum alanların katkısını da unutmaması gerekiyor. 

Zîra ne diyor? “Sığınmacılara yönelik birtakım şeyler yapılmaya başlandı, bunlar sosyal medyada kullanılıyor ve bunlar bizimle irtibatlandırılmak isteniyor, istenecek” diyor. Neden Zafer Partisi’yle irtibatlandırılıyor ya da irtibatlandırılmak isteniyor? Çünkü Zafer Partisi toplumda, ülkede bu konuda başı çeken parti. Dolayısıyla herkesin ders çıkarması gereken ve önlemlerini alması gereken ciddî bir uyarı olarak görülmesi lâzım.

Normal zamânında yapılırsa seçimlere 14 aydan az bir zaman var ve böyle bir seçime, tıpkı Haziran-Kasım 2015 döneminde olduğu gibi kaos ortamında girilme ihtimâlinde, bundan en çok istifâde edecek olan, geçen seçim olduğu gibi iktidârı elinde tutan güçler olacaktır. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.