Hızlı ve Kısa Yorum (18): Canan Kaftancıoğlu’na siyasi yasak | Erdoğan’ın bükemediği bileği yargı kırabilecek mi?

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun üç davadan aldığı 9 yıl 8 ay 20 günlük hapis cezasının 4 yıl 11 ay 20 günlük bölümünü onadı. Yargıtay, Kaftancıoğlu’na iki suçtan verilen 4 yıl 2 aylık hapis cezasını ise bozdu. Kaftancıoğlu için siyasi yasak kararı da verildi. Ruşen Çakır, “Hızlı ve Kısa Yorum”da Kaftancıoğlu’na siyaset yasağı getirilmesini yorumladı.

Yayına hazırlayan: Sara Elif Su Balıkçı

Merhaba, iyi günler. Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun cezâlarının bir kısmı Yargıtay tarafından onaylandı ve kendisine siyâsî yasak getirildi. Cezâevine girip girmeyeceği belli değil; muhtemelen girmeyecek ya da girip çıkacak, ama siyâsî yasağın neyi, nasıl kapsadığı belirsiz ve bugün Cumhuriyet Halk Partisi, İstanbul il binasına akın ediyor, Kılıçdaroğlu geliyor ve bunu da uzun bir süre konuşacağa benziyoruz.

Aslında Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık birkaç gün önce verdiği bir söyleşide, “İmamoğlu’na siyâset yasağı getirip, Canan Kaftancıoğlu’nu tutuklayacaklar” demişti. Canan Kaftancıoğlu’nun tutuklanıp tutuklanmayacağı belli değil, ama siyâset yasağı ona geldi. İmamoğlu da Doğu Karadeniz’deki olaydan sonra, sanki bir ölçüde kendi kendine siyâset yasağı getirmese de, “bir şeyler oldu” diyelim.

Bugün bu konuda bir yayın yapmayı düşünüyordum. Daha doğrusu, Canan Kaftancıoğlu olayı değil, bu benim için sürpriz oldu, ama Türkiye’de yeni bir baskı döneminin geldiğini, hep var olan baskının iyice ağırlaşacağını ve seçime doğru devletin otoriter yüzünü çok daha güçlü bir şekilde göstereceğini ve burada tabii ki, yargı ve kolluk güçlerini kullanarak muhâlefete her türlü sindirme ve yıldırma politikasını uygulayacağını anlatmayı düşünüyordum. Sonra ayağımı frene koydum; dedim ki: İnsanların aklına böyle şeyler sokmamakta yarar var. Ama siz istediğiniz kadar bir şeyleri görmek istemeyin; gözünüzün önüne koyuyorlar bunu.

Yargıtay’ın bu karârı, açıkça siyâsî bir karar. Kaftancıoğlu yıllar önce attığı tweet’lerden yargılandı ve Yargıtay da hemen, tam İmamoğlu olayının ardından bu karârı verdi. Burada, aslında çok açık bir şekilde Erdoğan’ın intikamı var. Erdoğan’ın intikamı derken; Türkiye’de Erdoğan’ın siyâsî hayâtının en büyük başarılarından ilki İstanbul’u kazanmaktı, 25 yıl boyunca da muhâfaza etti ve sonunda 2019’da İstanbul elinden gitti — 25 yıl sonra. Burada Ekrem İmamoğlu, ama Canan Kaftancıoğlu çok önemli bir rol oynadı. Canan Kaftancıoğlu, Erdoğan’a siyâsî hayâtının en büyük yenilgisini tattıran kişilerden. Bence birincisi olarak kayda geçti.

İlk dâvâ açıldığı zaman yaptığım yayında, “Bükemediği bileği kırmaya çalışmak” başlığını atmıştım. Erdoğan bu bileği kıramadı, yargı üzerinden kırdırmaya çalıştı; şimdi verilen cezayla, Erdoğan adına yüksek yargı bu bileği kırmak istiyor. Kırabileceklerini sanmıyorum. Özellikle vurguluyorum: Canan Kaftancıoğlu’nun siyâsî kariyeri bu olaydan sonra açıldı, önü daha da açıldı. Belki bir süre engeller çıkacak; ama daha yaşı da genç, önümüzdeki dönemde Canan Kaftancıoğlu’nun adını çok daha güçlü bir şekilde duyacağa benziyoruz, tıpkı zamanında Erdoğan’ın belediye başkanlığı sırasında verilen uyduruk cezânın onun önünü açması gibi. Onun çok daha fazlası olacak.

Yalnız, şunu vurgulamak istiyorum: Haziran 2019’da yaptığım yayında şöyle bir şey demişim: “Bu yerel seçimden sonra artık yargı daha dikkatli, daha tarafsız olmaya çalışacaktır; çünkü Türkiye’de siyâsî ortam değişiyor” demişim. Ama pek olmadı, yanıldım. Bu yanılmamın bir nedeni tabii ki benim öngörüsüzlüğüm, ama bir diğer nedeni de, muhâlefetin yerel seçimlerde yakaladığı o muhteşem atmosferi sürdürememesi. Aradan geçen zaman içinde altılı masa da kuruldu; ama muhâlefet hâlâ güçlü bir şekilde ortaya çıkmadı — ki arada ekonomi çok daha kötüye gitti, tam bir kriz yaşıyoruz, çok elverişli bir zemin var muhâlefet için; ama muhâlefet hâlâ ıvır zıvırla uğraşmaktan iktidârı tam anlamıyla köşeye sıkıştırmayı beceremiyor. Bunun verdiği imkânla, Erdoğan son kozlarından birisini oynuyor ve yargı eliyle Canan Kaftancıoğlu’nun ve onun gibi kendisini siyâseten tehdit eden kişilerin bileğini kırmak istiyor. Bu, Erdoğan’ın gücünün değil güçsüzlüğünün göstergesi; ama onun bileğini kırmak istediği kişiler, kendi güçlerinin farkına varır ve buna hak ettiği direnişi gösterirlerse –ki ilk işâretler bu yönde– bu silâh kesinlikle geri tepecektir.

Canan Kaftancıoğlu’na çok geçmiş olsun diyorum; ama tekrar söylüyorum, bu olay onun siyâsî hayâtında, eğer isâbetli bir şekilde davranırsa, doğru stratejileri ve taktikleri uygularsa bu karar, bu yargı karârı Canan Kaftancıoğlu’nun siyâseten lehine olacaktır — onun ve partisinin ve birlikte hareket ettiği muhâlefet kesiminin. Ama yapılacak yanlışlar, tam tersine iktidârın hedefinin gerçekleşmesine yardımcı olabilir. Önümüzdeki süreç, bütün bunları hep beraber gözleyeceğimiz bir süreç olacak. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.