Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hızlı ve Kısa Yorum (31): Erdoğan, Demirtaş’ın ileri sürdüğü gibi, sonradan adaylıktan çekilebilir mi?

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, T24‘e yazdığı “Cumhur İttifakı’nın adayı kim?” başlıklı yazıda AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığını açıklamasını değerlendirdi.

Demirtaş, “Aslında Erdoğan aday olmayacak. Kaybedeceği kesin olan bir seçime girmez. Ama ‘Korktu da adaylıktan çekildi’ dedirtmemek için de seçime bir yıl kala adaylığını açıklayarak geri çekilmek için geniş bir zaman kazandı. Adaylığını, seçime üç ay kala açıklasaydı geri çekilemezdi. Oysa şimdi, sağlık gerekçeleri veya benzeri bir bahaneyle çekilip yerine başka birini aday gösterme olanağını yakalamış oldu” iddiasını gündeme getirdi.

Ruşen Çakır, Hızlı ve Kısa Yorum‘da “Erdoğan, Demirtaş’ın ileri sürdüğü gibi, sonradan adaylıktan çekilebilir mi?” sorusuna yanıt aradı.

Yayına hazırlayan: Sara Elif Su Balıkçı

Merhaba, iyi günler. Bir yaygın kanı var: Erdoğan kaybedeceği kesin olan bir seçime girmez. Bunu dile getirenler, genellikle ardından, Erdoğan’ın ne yapıp ne edip o seçimi bir yolunu bulup lehine döndüreceğini veya o da olmuyorsa, seçim sonuçlarını kabul etmeyeceğini –ki son İstanbul belediye seçimlerinde bu oldu–, ileri sürüyorlar; ama bunu bir başka versiyonu daha var — ki Selahattin Demirtaş bunu dile getiriyor: “Erdoğan kaybedeceği kesin olan bir seçime girmez, dolayısıyla o seçimde kendisinin yerine başkasını aday gösterir” diyor. 

Aslında bu düşünce bir süredir Türkiye’de bayağı bir yayılmaktaydı. Erdoğan adaylığını açıklamıyordu; Bahçeli, “Cumhur İttifakı’nın adayı Erdoğan’dır” diyordu, ama Erdoğan açıklamıyordu. Fakat birdenbire, İzmir’de bir parti toplantısında, Kılıçdaroğlu’na ithafen, “Açıkla açıkla, diyorsun. Cumhur İttifakı’nın adayı: Recep Tayyip Erdoğan” diye bir açıklama yaptı ve biz de artık o andan îtibâren bütün tartışmaların bittiğine hükmettik; ama Selahattin Demirtaş Edirne Cezaevi’nden yolladığı yazısında –T24’te yayınlandı-, “Bir ihtimal daha var” diyerek şu hususun altını çiziyor: “Evet, Erdoğan bu açıklamayı muhâlefeti de kendi adayını açıklamaya zorlamak için yapmış olabilir, veya dağılmakta olan tabanını tutmaya çalışmak istemiş olabilir”, başka ihtimaller de sıralıyor, ama “Bir ihtimal daha mı var?” diye sorarak, “Evet var ve o olursa gerçekten ilginç olur” diyor ve “şöyle” diye devam ediyor: “Aslında Erdoğan aday olmayacak, ama ‘korktu ve adaylıktan çekildi’ dedirtmemek için de seçime bir yıl kala adaylığını açıklayarak geri çekilmek için geniş bir zaman kazandı. Adaylığını seçime üç ay kala açıklasaydı geri çekilemezdi. Oysa şimdi, sağlık gerekçeleri veya benzeri bir bahâneyle geri çekilip yerine başka birini aday gösterme olanağını yakalamış oldu.” 

 Gerçekten çok ilginç bir akıl yürütme. Selahattin Demirtaş, Türkiye’de –samîmî söylüyorum, ironi yok– televizyonlarda, internet sitelerinde, bazı gazetelerde analiz yapma iddiasındaki çok kişiden daha zeki, kıvrak ve hayâtın gerçeklerine daha fazla temas eden analizler yapabiliyor. Bu ihtimâli gündeme getirmiş olduğunu görünce açıkçası çok takdir ettim, “Neden benim aklıma gelmemiş?” diye de kıskandım, onu da söyleyeyim. Evet, böyle bir ihtimal olabilir. Zor, ama olabilir. Onu özellikle vurgulayayım; çünkü an îtibâriyle yapılan kamuoyu araştırmalarının hemen hemen hepsinde Erdoğan bütün rakiplerine karşı geride gözüküyor ve işlerin –özellikle ekonomide– geri dönme ihtimâli yok. Yok gibi değil, yok. Artık bu, geri dönülmesi mümkün olmayan bir şey ve bu nedenle de zâten baskın seçim iddiaları da çok ciddî bir şekilde gündeme geliyor.

Erdoğan’ın tekrar adaylığını îlân etmesi, bir baskın seçimin de mümkün olabileceğini gösteriyor. Yani, bir baskın seçim olursa, o seçime Cumhur İttifakı Erdoğan’la girer, ama normal zamanda bakıldığında, eğer işler böyle kötü devam ederse –ki edecek–, o zaman Erdoğan Demirtaş’ın dediği gibi bir bahâneyi de pekâlâ kendi yerine bir başkasının kaybetmesi için, başkasını göstererek bulabilir. Bu ihtimâli, düşük de olsa bir kenarda tutmakta yarar var. 

Şu notu özellikle düşmek istiyorum: Demirtaş’ın yazısında çok ilginç ayrıntılar var. Meselâ: “ ‘Cumhur İttifakı’nın adayı Tayyip Erdoğan’dır’ dediği sırada, Tayyip Erdoğan’ın kendisi olduğunun farkında değildi belki de” diyor. Çok ironik bir cümle. Ya da: “Gösterişten hoşlanmadığı için, adaylık açıklamasını sıradan ve mütevâzı bir şekilde yaptı” deyip, sonra, “Bu şıkkı hemen eleyebiliriz” diyor, ama kaçırdığı bir husus olduğu kanısındayım. O da Erdoğan’ın adaylığını millete değil Kılıçdaroğlu’na îlân etmiş olması. Eğer ona da eklemiş olsaydı, bence çok daha etkili bir yazı olurdu; çünkü bana göre, Erdoğan’ın adaylığını böyle bir toplantıda alelacele, kendi hâlinde sık sık yaptığı bir toplantıda alelacele Kılıçdaroğlu’na hitâben yapmış olması –aslında bunu ne kadar içselleştirdi bilmiyorum, ama bilinçaltında– bu seçimi kaybettiği düşüncesinin, kaybetmesinin mutlak olduğu düşüncesinin yattığı kanısındayım ve özellikle seçimi Kılıçdaroğlu’na karşı kaybetme ihtimâlinin onu çok ciddî bir şekilde rahatsız ettiği kanısındayım. Dolayısıyla, içinde Kılıçdaroğlu adı geçmeyen bir yazı olduğu için –Selahattin Demirtaş’ın yazısı– bu bölüm yok, ama işin içerisinde çok ciddî bir Kılıçdaroğlu faktörü var. Doğrusu, her geçen gün daha fazla öne çıkıyor. Bunu da bir not olarak düşmek lâzım. 

Evet, Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi, çok düşük bir ihtimal de olsa Erdoğan pekâlâ, kazanamayacağının her geçen gün daha fazla kesinleştiği bu seçime aday olarak çıkmak istemeyecektir. Bunun yolunu bir şekilde bulmak isteyecektir; ama tekrar söylüyorum: Baskın bir seçim olursa –ki çok yüksek bir ihtimal olduğu söyleniyor, bilemiyorum– o zaman mecbûren Erdoğan’la girilecektir. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.