Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hızlı ve Kısa Yorum (47): Alevilere yönelik gizli hesapların neden tutma şansı yok?

Ankara’da 30 Temmuz’da Alevilere ait vakıf ve derneklere saldırı düzenlendi.

Ankara Emniyet Müdürlüğü kısa zaman diliminde üst üste yapılan saldırıları tek kişinin gerçekleştirdiğini açıkladı.

Alevi vakıf ve dernekleri, cemevlerine yönelik saldırıları Ankara, İstanbul ve İzmir’de eylemlerle protesto etti.

Ruşen Çakır, saldırıları ve arka planını değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Sara Elif Su Balıkçı

Merhaba, iyi günler, iyi haftalar. Ankara’da, Alevîler için son derece önemli olan Muharrem ayının ilk gününde üç ayrı cemevine aynı şahıs tarafından saldırı yapıldı. Bu cemevlerinden birisi Çankaya’da, ikisi Mamak’ta. Bu kişi aslen Karslı’ymış, ancak İzmir’de yaşıyormuş. Nedense Ankara’ya geliyor ve cemevlerine çok kolay bir şekilde, birinden çıkıp bir diğerine giderek –45 dakika diye söyleniyor– üç cemevine birden saldırı yapıyor.

Başına hiçbir şey gelmiyor; ama Eskişehir’e giderken, Eskişehir’de yakalanıyor. Karslı birisi. İzmir’de yaşıyor, Ankara’da saldırıyor, Eskişehir’e kaçıyor. Bu, tek başına bir kişinin yapabileceği bir olay gibi gözükmüyor. Muhakkak arkasında birileri var. Kendisine yardımcı olmuş, belki de hedefleri göstermiş, onu teşvik etmiş birileri var; fakat bu konunun bütün yönleriyle aydınlanabileceği konusunda, daha önceki acı deneyimlerden hareketle, çok fazla umudumuz yok.

En son örnek, İzmir’de HDP binasında yapılan saldırıydı. Saldırgan, mahkemede çok fütursuz bir şekilde dalga geçerek, kendini savunma ihtiyâcı bile hissetmeden yoluna devam ediyor. Belli ki korunuyor, kollanıyor ya da kendisi öyle düşünüyor. Her neyse. Bu saldırı neden oluyor? Tabii ki seçimle ilgili. Zâten Alevî kuruluşları da buna ânında tepki verdiler. Bunu seçim döneminde ülkeyi karıştırmak isteyenlerin bir tezgâhı olarak nitelendirdiler.

Haksız sayılmazlar. Özellikle de bu seçimde muhâlefetin adayının Kemal Kılıçdaroğlu olma ihtimâli yüksekken ve Kılıçdaroğlu’nun da Alevî olmasının da bir şekilde bu süreçte tartışma konusu edildiğini düşündüğümüzde, Alevîler’in önümüzdeki dönemde bir kaos planına dâhil edilmek istenmesi akla yatkın geliyor. Doğru değil ama, olumlu bir şey değil ama, pekâlâ Türkiye’de daha önce yaşanan örnekleri de bildiğimiz için, özellikle Alevîler’e yönelik bir dizi katliamın yaşandığı bir ülke olduğumuz için, pekâlâ böyle tezgâhlar kurulabilir diye düşünüyoruz; fakat bunun başarılı olma şansı bence yok.

Çünkü her şeyden önce Alevîler artık örgütlüler. Her ne kadar farklı farklı örgütlenmeler içerisinde yer alsalar da, kendi aralarında bir tür fraksiyon gerginlikleri olsa da, Alevîler, Türkiye’de Sünnî-İslâmî fraksiyonun yükselişine paralel olarak bir anlamda koruma refleksiyle kendi ayakları üzerinde durup, kendi işlerini kendi görme yoluna gittiler.

Türkiye’nin dört bir yanında açılan cemevleri bunun bir örneğidir ve bu cemevlerinin hemen hemen hepsi, kendi başlarına devletten pek bir yardım almadan, hattâ devletin kendi engellemeleriyle mücâdele ederek kuruldu. Şu anda Türkiye’de Sünnî İslâm’da toplumsal anlamda tam bir iflâs yaşanırken; devletle çok iç içe geçmiş olduğu için, iktidârın kriziyle berâber Türkiye’deki Sünnî İslâmî cemaatler çok ciddî bir şekilde darbe yerken ve belki de çözülürken, Alevîler için tam tersini söylememiz mümkün; çünkü Alevîler kendi ayakları üzerinde gidiyorlar, kendi başlarına gidiyorlar ve bu süreç içerisinde çok şey öğrendiler.

Öğrendikleri en önemli şeylerden birisi de kendi kimliklerine sâhip çıkmak, kazanımlarını korumak ve daha da ileriye götürmek. Dolayısıyla geçmiş bilincine de çok ciddî bir şekilde sâhip oldukları için, Alevîler’in, hele bu kritik seçim öncesinde kendilerine yönelik provokasyonlara kapılmaları ve buna karşı Türkiye’de kaosu tırmandıracak hamlelere bilerek ya da bilmeyerek dâhil olmaları bence mümkün değil.

Bu tabii ki kendilerine yönelik her türlü saldırıya karşı sessiz kalmaları anlamına gelmiyor. Nitekim Ankara’da da bunu gördük. Ânında kendi tepkilerini, sivil tepkilerini yine devletin engelleme çabalarına rağmen gösterdiler. Şu hâliyle baktığımız zaman Alevî örgütlenmesi, Türkiye’de bütün sorunlarına rağmen, bütün eksiklerine rağmen, gerçek anlamda sivil bir örgütlenme. Dolayısıyla, kendilerine karşı kurulan tezgâhlara direnebilmek için kendi öz güçleri var, kendi öz kaynakları var ve özellikle Altılı Masa’nın içerisine baktığımız zaman, CHP dışındaki tüm partilerin sağ partiler olduğunu ve Alevîler’in bu partilere karşı belli ölçülerde mesâfeli olduklarını biliyoruz. Ancak bu süreçte diğer partilerin de, Alevîler üzerinden, Alevîler kışkırtılarak Türkiye’nin seçim güvenliğinin tehlikeye atılmasının önünde duracaklarını da kesinlikle varsayabiliriz. Dolayısıyla şu aşamada, Alevîler’in yanında olacak olan çok sayıda toplumun farklı kesimlerinden, farklı etnik ve mezhep gruplarından insanların olduğunu söyleyebiliriz dolayısıyla.

Bu tür kışkırtmaları kim neden yapıyor? Dediğim gibi bunu öğrenmemiz mümkün olmayacak. Çünkü devlet, Alevîler konusunda, Kürtler konusunda yaşanan olumsuzlukları genellikle “münferit vakalar” diye ya da kuru provokasyon söylemleriyle geçiştirmeye çalışıyor. Bu olayın ardından da meselâ hiçbir cemcvine, saldırıya uğrayan cemevine de, üst düzey bir yetkilinin gelip onlara destek verdiğini görmedik. Görmeyi de açıkçası beklemiyoruz; ama devlet tarafından yalnız bırakılmaları belki de Alevîler’in bu tür saldırılara karşı durabilmelerinin bir anlamda garantisi. 

Dolayısıyla, şu hâliyle baktığımız zaman, Türkiye’nin inanç anlamında önde gelen bir sivil örgütlenmesi olan Alevî örgütlenmesinin bu türden provokasyonları boşa çıkartacaklarını düşünüyorum. Çünkü Alevîler kimsesiz değil. Öncelikle, kendilerine sâhip çıkıyorlar. Kendi duruşlarına, kimliklerine sâhip çıkıyorlar ve de aynı zamanda şu süreçte, özellikle şu seçim sürecinde Alevîler’e bakışları ne olursa olsun farklı kesimleri de yanlarında bulacaklar. Dolayısıyla bu tür saldırıların, tezgâhların başarılı olma şansı yok. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.