Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Hızlı ve Kısa Yorum (49): Kılıçdaroğlu Roboski’de – Helalleşme gibi helalleşme

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün (4 Ağustos) eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte 28 Aralık 2011’de savaş uçaklarının bombalaması sonucu öldürülen 34 kişinin aileleriyle helalleşmek için Roboski’ye gitti.

Aileler ile görüştükten sonra açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Bu olayı aydınlatacağıma dair söz vermek için buraya geldim. Adalet olmalı, olay aydınlatılmalı. Olay aydınlatıldıktan sonra ancak helalleşme olabilir” dedi.

Ruşen Çakır, Hızlı ve Kısa Yorum‘da Kılıçdaroğlu’nun Roboski’ye helalleşme ziyaretini değerlendirdi.

Yayına hazırlayan: Sara Elif Su Balıkçı

Merhaba, iyi günler. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün Roboski’ye gitti, ailelerle helâlleşti. Açıkçası, çok önemli bir olaya tanık olduğumuzu ve benim için bir anlamda sürpriz olduğunu söylemek isterim. Aslında Kılıçdaroğlu ilk helâlleşme çıkışını yaptığı zaman da Roboski’den bahsetmiş olması en çarpıcı bölümlerden birisiydi.

Zîra Roboski, şu son 20 yıllık AKP iktidârının en önemli anlarından birisi olarak, ama sâdece AKP’nin değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir olayı olarak târihe kötü bir şekilde geçti. Yüzleşmek istenilmedi, hesaplaşmak istenilmedi, helâlleşmek de istenilmedi. 

Kılıçdaroğlu’nun, ilk anda Roboski’yi telaffuz etmesi önemliydi. Bugün gitmiş olması çok daha önemli. Riskli bir hamleydi, ama siyâset riskle yapılabilen bir şey. Birtakım hamleleri yaparsınız, adımları atarsınız, bu size bir şeyler kazandırır, belki sizden bir şeyleri de götürür. Aslında siyâset buradaki dengeyi çok iyi kurabilme sanatı ve Kılıçdaroğlu bu riski aldı. Bakalım bunu nasıl yönetecek? 

Aslında, öyle bir insânî olayla karşı karşıyayız ki, kolay kolay Kılıçdaroğlu’nun bu helâlleşme girişimini aleyhine kullanmak isteyecek siyâsetçi pek olmayacaktır. Rahatsız olan çoktur. Nasıl söyleyeyim? Gizlice, îmâlı bir şekilde değinen olur; ama açık bir şekilde bu insanlık dramıyla yüzleşmeye tâlip olduğu için, buna söz verdiği için Kılıçdaroğlu’nu eleştirmek öyle kolay olamayacak.

Çok ince bir denge söz konusu ve Kılıçdaroğlu cesurca bir çıkış yaptı. Sâde bir şey yaptı, çok gürültülü yapmadı. Birdenbire îlân etti ve gitti. Belli ki önceden çalışılmış, ama bunu duyurmadı. Verdiği mesajlar çok açık ve netti: Bunun tamâmen soruşturulacağını ve hesâbının görüleceğini söyledi — bu anlamıyla da önemli.

Birçok açıdan önemli; örneğin o târihte Genelkurmay İstihbârat Dâire Başkanı olan Yaşar Güler bugün Türkiye’de Genelkurmay Başkanı. O tarihte AKP kabinesinde yer alan isimlere bir bakalım: Tabii ki 11 yıl önceki bir olay olduğu için Erdoğan’ı başbakan olarak biliyoruz. Abdullah Gül cumhurbaşkanıydı, unutmayalım. Bülent Arınç var, Beşir Atalay var. Tabii ki Ali Babacan başbakan yardımcısı ve Ahmet Davutoğlu dışişleri bakanı. 

Şimdi, bunların ikisi Kılıçdaroğlu’yla birlikte Altılı Masa’da yer alan isimler. DEVA Partisi’nin kurmaylarından Sadullah Ergin adâlet bakanı, Nihat Ergün bilim sanâyi ve teknoloji bakanı. Muhâlefette yer alan, meselâ İdris Naim Şahin… Şu anda nerede bilmiyorum, ama muhâlefette yer alıyor. Ömer Dinçer AKP’den uzaklaştı. Ertuğrul Günay kültür ve turizm bakanı. Sonuçta tabii AKP’de hâlâ varlığını sürdüren isimler de var; ama hükûmetin neredeyse yarısı Erdoğan’la yollarını ayırdı ve bunların önemli bir kısmı da Kılıçdaroğlu’yla doğrudan ya da dolaylı bir şekilde birlikte hareket ediyor. 

Olayın bu yönünü de hiç yabana atmamak lâzım. O târih çok önemli bir târihti. O gün sosyal medyada bu olay, Roboski’deki katliam konuşulurken, Türkiye’deki medya hiçbir şekilde olayı gündeme getiremedi. Öyle ki, Valilik tarafından yapılan resmî açıklamayı bile yayınlamaya insanlar cesâret edemediler. İnsanların o derece neye uğradıklarını şaşırdığı bir olaydı. Hâlâ Türkiye Cumhuriyeti târihinde üstü örtülmek istenen, hatırlanmak istenmeyen bir olay. 

Tabii ki olayın Kürt meselesiyle doğrudan bir ilişkisi var; ama onun ötesinde, devlet-vatandaş ilişkileri bağlamında çok önemli bir yeri var. Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesinin, helâlleşme çağrısının hiç de yabana atılmaması gerektiğini bize gösteriyor. Çıtayı çok yüksek bir yere çıkarttı. Eğer muhâlefetin cumhurbaşkanı adayı olursa, herhalde Kürtler, HDP seçmeni, Kılıçdaroğlu’na ilk ya da ikinci turda oy vermekte pek de zorlanmayacaklardır ve eğer Kılıçdaroğlu aday olur ve kazanırsa, işte bu Roboski’de âilelerle çekilen fotoğraf hep hatırlanacak ve onun birçok adımı atması beklendiği gibi, bu konuda da gerçekten sözünü tutması beklenecek.

Bu anlamda da Kılıçdaroğlu’nun siyâsî kariyeri açısından çok önemli. Eğer Kılıçdaroğlu’nun siyâsî kariyeri cumhurbaşkanlığına kadar gidecek olursa da, tüm Türkiye için çok önemli bir olayı bugün yaşadık. Bakalım ne olacak? Umarım, bu yüzleşme, bu helâlleşme ve bu hesaplaşmayı Türkiye olarak gecikmeli de olsa hayata geçirebiliriz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.